Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Zengezur: Güney Kafkasya’da bir ulaşım hattından fazlası

Aydın Sezer
Son güncelleme: 27 Temmuz 2025 16:43
Aydın Sezer
Paylaş
Paylaş

Güney Kafkasya’da, İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından imzalanan 9 Kasım 2020 tarihli üçlü bildiriyle gündeme gelen “Zengezur Koridoru”, basit bir ulaşım projesinin çok ötesinde, bölgenin jeopolitik dengelerini yeniden şekillendiren, tarihsel anlaşmazlıkları su yüzüne çıkaran ve küresel güçlerin müdahil olduğu karmaşık bir satranç oyununa dönüşmüştür.

Azerbaycan’ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile batı bölgeleri arasında kesintisiz bir bağlantı kurma talebi ile Ermenistan’ın egemenlik hakları ve toprak bütünlüğü konusundaki tavizsiz duruşu, bu koridor etrafındaki tartışmaların temelini oluşturmaktadır. Bu analiz, Zengezur Koridoru meselesini uluslararası ilişkiler, diplomatik müzakereler ve Türkiye, Rusya, İran gibi bölgesel aktörlerin pozisyonları ekseninde ele almaktadır.

Çatışan Vizyonlar: “Koridor Mantığı” ve “Barış Kavşağı”

Tartışmanın merkezinde, 9 Kasım 2020 bildirisinin 9. maddesinde yer alan “bölgedeki tüm ekonomik ve ulaşım bağlantılarının yeniden açılacağı” ifadesinin farklı yorumlanması yatmaktadır. Azerbaycan bu maddeyi, Ermenistan’ın güneyindeki Syunik (Tarihi Zengezur) bölgesinden geçecek ve kendi topraklarının iki parçasını birleştirecek özel bir statüye sahip, gümrük ve sınır kontrolü olmaksızın işleyecek bir “koridor” olarak yorumlamaktadır. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “yüklerimiz ve vatandaşlarımız, Ermeni sınır muhafızlarının yüzünü görmemeli” yolundaki net ifadesi, bu “koridor mantığı”nın temelini oluşturur. Bu talep, Azerbaycan için sadece lojistik bir kolaylık değil, aynı zamanda savaş sonrası elde edilen kazanımların pekiştirildiği stratejik bir zaferdir.

Buna karşılık Ermenistan, “koridor” terminolojisini ve arkasındaki mantığı kategorik olarak reddetmektedir. Başbakan Nikol Paşinyan hükümeti, bu talebi Ermenistan’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik gizli bir iddia olarak görmekte ve kabul edilemez bulmaktadır. Erivan’ın karşı teklifi, “Barış Kavşağı” projesidir. Bu proje, bölgedeki tüm yolların, her ülkenin kendi toprakları üzerindeki tam egemenliği, yargı yetkisi ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, karşılıklılık esasına göre açılmasını öngörmektedir. Ermenistan Başbakanı’nın sözcüsü Nazeli Baghdasaryan’ın belirttiği gibi, Ermenistan topraklarından geçen her türlü mal ve kişinin standart gümrük ve sınır kontrolüne tabi olması, ulusal güvenlik ve yasa dışı faaliyetlerin önlenmesi için vazgeçilmez bir koşuldur. Bu iki zıt vizyon, meselenin sadece teknik bir altyapı sorunu olmadığını, temel bir egemenlik ve statü mücadelesi olduğunu göstermektedir.

Tarihsel Yankılar: Özal’ın Planından Günümüze

Zengezur üzerinden bir koridor fikri yeni değildir ve kökleri “Soğuk Savaş”ın sonuna dayanmaktadır. 1992 tarihli Turgut Özal ve James Baker arasındaki diyalog, bu konunun tarihsel derinliğini ortaya koymaktadır. Dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Özal, Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a verilmesi karşılığında, Azerbaycan ile Nahçıvan’ı ayıran Ermenistan’ın güneyindeki toprak şeridinin (Meğri/Syunik) Azerbaycan’a verilmesini içeren bir toprak takası önermiştir.  Bu tarihsel bağlam, Ermenistan’ın “koridor” taleplerine neden bu kadar şüpheyle yaklaştığını ve bunu bir toprak talebi olarak algıladığını anlamak için kritik öneme sahiptir.

Değişen Dengeler ve Bölgesel Aktörlerin Rolü

Zengezur Koridoru projesi, Güney Kafkasya’daki geleneksel güç dengelerini de sarsmaktadır.

Rusya’nın Zayıflayan Rolü: 9 Kasım 2020 bildirisi, açılacak ulaşım bağlantılarının kontrolünü Rusya Federal Güvenlik Servisi’ne (FSB) vererek Moskova’yı bölgenin ana hakemi konumuna getirmişti. Ancak aradan geçen sürede hem Azerbaycan hem de Ermenistan, Rusya’nın bu rolünü zayıflatmak için adımlar atmıştır. Azerbaycan, Rus kontrolünü reddederken, Batı’ya yönelen Paşinyan yönetimi de Rusya’yı güvenilmez bir müttefik olarak görmekte ve Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ile ilişkilerini dondurmaktadır. İlginç bir şekilde, her iki ülke de mevcut Erivan-Nahçıvan demiryolu hattının canlandırılmasına sıcak bakmamaktadır, çünkü bu hat Rus Demiryolları’nın (RJD) bir iştiraki olan Güney Kafkasya Demiryolları tarafından işletilmektedir ve bu durum Rusya’nın bölgedeki varlığını kalıcı hale getirecektir. Bu ortak isteksizlik, iki ülkenin Rusya’yı denklemden çıkarma konusunda zımni bir anlayışa sahip olduğunu göstermektedir. Rusya’nın Zengezur Koridoru’na ilişkin açıklanmış resmi bir karşı görüşü olmadığı gibi, Rusya’nın bu koridorun, Kuzey-Güney Koridoru bağlamında çok önemli bir yan dal olarak gördüğünü söylemek mümkündür.

Türkiye ve İran’ın Çıkarları: Türkiye, Azerbaycan’ın en güçlü destekçisi olarak koridorun açılmasını hem stratejik hem de ekonomik açıdan desteklemektedir. Ankara için bu koridor, Çin’den Avrupa’ya uzanan ve “Orta Koridor” olarak adlandırılan ticaret yolunun kritik bir halkasıdır ve Türkiye’yi Orta Asya’ya Rusya ve İran’ı bypass ederek bağlama potansiyeli taşımaktadır. Ermenistan’daki tüm ulaşım yollarının kullanılır hale getirilmesi Türkiye’nin Ermenistan’a açılım stratejisi açısından kritik bir öneme sahiptir. Ermenistan-Türkiye dış ticaretinin potansiyeli dikkate alındığında, Türkiye’nin milli çıkarlarının sadece Zengezur Koridoru ile sınırlandırılmaması gerekmektedir.

Diğer yanda İran, Zengezur Koridoru’nu kendisi için bir “kırmızı çizgi” olarak görmektedir. Tahran, Ermenistan ile olan stratejik kara sınırını kaybetmekten ve kuzey sınırında NATO/ABD destekli bir koridorun oluşmasından endişe duymaktadır. Bu durumun jeopolitik bir kuşatılmaya yol açacağını düşünen İran, alternatif olarak kendi topraklarından geçen “Aras Koridoru”nu gündeme getirerek oyunda kalmaya çalışmaktadır.

Batı’nın Müdahalesi: Bu karmaşık denkleme son olarak ABD de dahil olmuştur. ABD’nin, koridorun 100 yıllığına kiralanması veya bir Amerikan şirketi tarafından işletilmesi yönündeki teklifi, bölgedeki dengeleri tamamen değiştirme potansiyeline sahiptir. Ermenistan, egemenliğini ihlal edeceği gerekçesiyle “kiralama” fikrini reddetmiştir. Erivan için Batı’nın varlığı, Rusya’ya karşı bir denge unsuru ve bir güvenlik garantisi olabilirken, bu durum Rusya ve İran tarafından doğrudan bir meydan okuma olarak algılanmaktadır.

Sonuç: Bir Hayalet Koridor mu, Barış Köprüsü mü?

Sonuç olarak, Zengezur Koridoru projesi, terk edilmiş demiryolu hatları ve onarım maliyetlerinden çok daha fazlasını ifade etmektedir. Bu proje, Güney Kafkasya’da egemenlik, toprak bütünlüğü, tarihsel hesaplaşmalar ve büyük güç rekabetinin kesişim noktasında duran bir jeopolitik fay hattıdır. Azerbaycan’ın egemenlik haklarını hiçe sayan “koridor” talebi ile Ermenistan’ın uluslararası hukuka dayalı “kavşak” vizyonu arasındaki temel çelişki çözülmedikçe, projenin hayata geçmesi mümkün görünmemektedir. Mevcut durumda Zengezur, bölgeye refah ve istikrar getirecek bir barış köprüsü olmaktan çok, tarafların birbirlerine karşı koz olarak kullandığı, çatışma potansiyelini canlı tutan bir “hayalet koridor” olarak kalmaya devam etmektedir.

Bölgenin geleceği, diplomatik aklın galip gelip tüm tarafların egemenliğine saygı duyan bir çözüm bulunmasına veya bu koridorun yeni bir istikrarsızlık kaynağına dönüşmesine bağlı olacaktır.

İlgili yazılar:

‘Zengezur Koridoru’ neden önemli?
Kafkasya’da sürpriz “cephe”
Haydar Aliyev’in ‘Zengezur’ planı

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiJeopolitikKafkasyaRusya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanAydın Sezer
Takip et:
Siyasete ve dış politikaya dair nüanslı, eleştirel, yer yer alaycı yazılar ve enerji alanında değerlendirmeler.
Önceki Makale Bugünkü köşe yazıları
Sonraki Makale Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörKöşe Yazıları

“Guggenheim Etkisi”

Emre Dilek
12 Ekim 2025
EditörKöşe Yazıları

Beyin yeniyi mi sever eskiyi mi? 

Dr. Nevin Sütlaş
12 Ekim 2025
Köşe Yazıları

Gazze’de Trump ve Erdoğan’ın “kırılgan ateşkesi…”

Aydın Sezer
11 Ekim 2025
Köşe Yazıları

Görünmeyen kafeslerimiz…

İnan Özbek
10 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?