Rusya siyasetinin en renkli yüzlerinden, Liberal Demokrat Partisi Başkanı Vladimir Jirinovski’nin koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetmesinin üzerinden iki yıl geçti.
25 Nisan 1946’da o dönem Sovyetler Birliği’nin parçası olan Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin başkenti Alma-Ata’da doğan Jirinovski’nin babası Musevi kökenli Wolf Isaakoviç Eydelşteyn aslen Polonyalı bir iş adamıydı.
Aşırı milliyetçi Jirinovski’nin hayatında ve siyasi kariyerinde Türk dilinin ve Türkiye’nin önemli rol oynadığı biliniyor. Jirinovski, 1964-1970 yıllarında Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi MGU Doğu Dilleri Enstitüsü’nde “Türk Dili ve Edebiyatı” uzmanlık dalında eğitim aldı. 4. sınıf öğrencisiyken, SSCB yardımıyla İskenderun Metalurji Fabrikası’nın inşa edildiği İskenderun şehrinde stajyer çevirmen olarak lisans eğitimi için Türkiye’ye gönderildi. 1969’da Bandırma’da “komünizm propagandası yaptığı” gerekçesiyle gözaltına alındı. Resmi açıklamaya göre, suçu çevresindekilere Bolşevik Devrimi’nin lideri Vladimir Lenin’in rozetleri dağıtmasıydı. Serbest bırakıldıktan sonra Türkiye’den sınır dışı edildi.
1991 yılında Sovyet Halk Milletvekilleri Kurultayı’nda Jirinovski, aniden Türk asıllı halklara hitaben Türkçe konuşma yaparak oy istemişti. Sovyetlerin dağılmasının ardından, Rusya’da popüler politikacılardan biri olmaya başlayınca Türk medyasına da Türkçe demeçler verdi.
Jirinovski, medya önünde iyi Türkçe konuştuğunu kanıtlamak için sık sık sanatçı Zeki Müren’in “Sevemez kimse seni benim seni sevdiğim kadar. Sen olmasan bu hayat neye yarar” şarkısını söylerdi. Türk gazetecilerle görüştüğünde de “Türkiye olmasa bu hayat ne yarar!” derdi.
Fakat Jirinovski’nin Türkiye ile ilgili açıklamaları da çok çelişkiliydi. Örneğin ölümünden bir yıl önce, terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın bir zamanlar “dostu” olduğunu, Suriye’den kaçtıktan sonra onu Moskova’ya kendisinin getirdiğini açıklamıştı.
Başka bir açıklamasında, İstanbul’u gerekirse bir bombayla yerle bir edebilecek güçte olduklarını söylemişti.
Rus politikacı bir diğer açıklamasında, Orta Doğu’da 2030 yılına kadar yaşanacak olası gelişmelerle ilgili kehanetlerde bulunarak, Türkiye’nin parçalanarak Kürtlere, Yunanlara ve Ermenilere verileceğini iddia etmişti.
Rossiya kanalına konuk olan Jirinovski, siyasi hayatında kendisine uğur getiren şapkasını Türkiye’den aldığını da anlatmıştı. Programda, Jirinovski 1990’lı yıllarda partisinin siyasi başarılar elde ederek parlamentoya girmeyi başardıklarını anlattı. Sunucunun, “O yıllarda şapkanız da ünlü olmaya başladı. Halk buna ‘Jirinosvki şapkası’ diye isim de koydu. Bu şapkanın geçmişi nedir ” diye sorması üzerine şunları söyledi:
“Türkiye’de çalışıyordum ve birden havalar soğuyunca kafam üşümeye başladı. Sonbahar aylarıydı. Ben de öğrenciydim ve yanımda fazla bir şey getirmemiştim. Mağazaya girdim ve bu şapkayı aldım. Moskova’ya döndüğümde de 2 yıl bu şapkayı taşıdım. Sonra da terziye giderek aynı modelden 10 şapka sipariş ettim. Daha sonra dostlarıma, arkadaşlarıma hediye ettim. Sonraki yıllarda da terziye aynı modelden yeni şapkalar yaptırdım. Gazeteciler kafamda hep bu şapkayla fotoğrafımı çekti ve böylece tüm dünya beni bu şapkayla da tanımaya başladı. Bana bu şapka konusunda hiçbir uzman akıl vermedi. Hep kendim ayarladım. Bu nedenle de başarılara imza attım.”
Yine aynı kanalda konuşurken, kurdun çok güçlü bir hayvan olduğunu söylemiş ve “Kurt zaferin sembolüdür. Kurt güçlü ve hep atağa geçer. İşte Türkiye. Oradaki Bozkurt sembolünü hatırlayın” demişti.
Bir açıklamasında da, Türkiye’nin karayollarını överek, Rusya’da da karayollarının geliştirilmesi çağrısında bulunmuştu. Türkiye’de gördüğü karayollarının durumundan etkilendiğini belirten Rus politikacı, “Modern ulaşım altyapısı ülkedeki iş dünyasının kalkınmasına da katkı sağlayacak. Güzel karayolları insanları da etkiliyor. 1960’lı yılların sonlarında Türkiye’de staj yaparken çok iyi hatırlıyorum, o dönemlerde de güzel karayolları vardı. Geniş ve düzgün karayolları. O yüzden Türkiye’de iş dünyası hızla gelişti” demişti.
Rus politikacı, daha önce Türkiye, Rusya ve İran liderleri arasında yapılan üçlü zirve fikrinin kendisine ait olduğunu söyleyerek, “Nobel Ödülü’nü hak ediyorum” iddiasında bulunmuştu.
Önceleri “Erdoğan benim dostum” diyen Rus muhalif lider, 2021 yılında katıldığı bir TV programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için bu kez’ “Dostum değil” demişti.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından Jirinovski, bir TV programında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi adamları olduğunu ve kimsenin onu devirmeye cesaret edemeyeceğini söylemişti.
Jirinovski, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun da katıldığı parlamento toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO’dan ayrılmak istediğini belirterek “Erdoğan bunu bizzat bana söyledi” iddiasında bulunmuştu. Jirinovski benzer iddialarını sık sık tekrarlıyordu.
Rus politikacı, bir diğer açıklamasında Erdoğan’a Rusça öğrettiğini iddia ederek, “Ben Erdoğan’a Rusça öğrettim. Onun muhteşem sarayında buluştuk” demişti.
Jirinovski, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İncirlik Üssü’nü Rusya’ya vermeye hazır olduğunu da iddia etmişti.
Rus politikacı, uçak krizi sırasında Rusya’nın düşürülen uçağına misilleme olarak İstanbul Boğazı’nı nükleer silahla bombalama önerisinde de bulunmuştu. Jirinovski’nin seçim öncesi kampanyalarında Türkçe konuşarak oy istemesi de en çok sevdiği özelliklerinden biriydi.
Fuad Safarov, Moskova
İlgili yazı:
https://medyagunlugu.com/tanidigim-vladimir-jirinovski-2/