23.2 C
İstanbul
5 Temmuz 24, Cuma
spot_img

Zaferin mimarı Montella

Euro 2024’te yolumuza devam ediyoruz. Gürcistan galibiyeti ile gruplara güzel bir başlangıç yapan Milli Takımımız, Portekiz yenilgisi ile biraz moralleri bozsa da Çekya galibiyeti ile gruptan çıkıyor ve son 16’ya kalıyordu. Son 16 turundaki rakibimiz Avusturya öyle yabana atılacak bir takım değil ve bazı otoritelerce gizli favorilerden biri olarak gösteriliyordu.

Açık söylemek gerekirse maç öncesi hiç umutlu değildim ve Avusturya’nın bu turu geçeceğini düşünüyordum. Kadro olarak biz  istikrar sağlamazken onlar başlarında kurt hocaları Ralf Rangnick ile makine gibi işleyen bir takım oluşturmuşlardı. Bana göre bizim çocuklar gruptan çıkarak görevini yapmıştı, elensek de çok önemli değildi. Ama müthiş bir galibiyet ile tüm otoriteleri şaşırttık. Zaten Rangnick, maç sonu açıklamalarında eleneceklerini hiç düşünmediklerini söylemişti ve elendikleri için çok şaşkındı.

Ancak Montella öyle bir taktikle sahaya çıktı ki Avusturya neye uğradığını şaşırdı. Maçın daha ilk dakikası dolmadan bulduğumuz gol onları daha da şaşırttı, kimyalarını bozdu, tüm maç boyunca gergin olmalarına yol açtı. Zaferin mimarları arasında Montella hocayı ilk sıraya koyuyorum. Rakibi çok iyi analiz etmiş, dersine iyi çalışmış. Portekiz maçı sonrası hocayı saygısızca eleştiren ve futbolun F”sininden anlamayan bazı kendini bilmezler herhalde özür borçlarını en kısa zamanda öderler.

Neydi Montella’nın taktiği?

Top bizde iken Kaan-Merih ve Abdülkerim ile üçlü defansa dönüyor, kanatlardan Mert Müldür ve Ferdi ile rakibe bindirme yapıyorduk. Top onlara geçince de iki bekimiz kanatları kapatıyor ve 5’li bir defansa dönüyorduk. Bu arada kaptığımız toplarla da hızlı geçiş hücumları deniyorduk.

İşin açıkçası maçın başında gelen gol, bizim moralimizi ve direncimizi çok yükseltti, oyun planına sadık kalarak disiplinli bir oyun oynamamızı sağladı. Belki göze hoş görünen bir futbol oynamadık ama çok akıllı, rakibe fazla açık vermeden hocanın kafasındaki planı sahada uygulayarak turu geçtik.

Kaptan Hakan Çalhanoğlu’nun olmadığı maçta Orkun Kökçü, büyük bir sorumluluk üstelenerek Arda Güler ile birlikte oyun liderimiz oldu. Oyundan çıkana kadar da müthiş bir enerji ile oynadı, her yere basmaya çalıştı. Kariyerinin bence en iyi maçlarından birini oynadı.

Orkun gibi kariyerinin en iyi maçlarından birini oynayan Merih Demiral da attığı 2 golün yanı sıra Avusturya hücumlarında Abdülkerim Bardakçı ile birlikte her topu karşılamaya çalıştı. Aynı şekilde kaptan Kaan Ayhan da yaptığı doğru ve olumlu hamlelerle Milli Takım için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi. Sahada belki istediklerini yapamayan tek oyuncu Kenan Yıldız olsa da ileride takım için çok önemli işler yapacağına inanıyorum.

Kalede Merk Günok  son saniyede yaptığı inanılmaz kurtarışla hepimize hayat verdi, nefes almamızı sağladı. Solda Ferdi Kadıoğlu ve ileride Barış Alper Yılmaz bitip tükenmek bilmez enerjileri ile son saniyede bile rakip kalede gol arıyorlardı. Arda Güler de top tekniği ve topu saklama becerisi ile tüm takıma güven verdi, oyun içinde dinlenmelerini sağladı. Fizik olarak güçlendiği takdirde daha da başarılı olacaktır.

Sahaya ilk 11 çıkan, oyuna sonradan giren ve kenarda oturan tüm takımı kutluyorum. Tabii başta Montella ve teknik ekibimize de sonsuz teşekkürler.

Şimdi rakip Hollanda ve 6 Temmuz’da Berlin Olimpiyat stadında binlerce taraftarımızın desteği ile yarı finale kalabilmek için oynayacağız. Sonuç ne olur şimdiden kestirmek zor ama bizim çocuklar her şeyi başaracak güçte. Elenseler de canları sağ olsun. Biz onları sevdik ve güveniyoruz. Üstelik turnuvanın her yönden en renkli takımı olduğumuzu düşünüyorum.

Bütün maçlarımız ayrı bir heyecan içinde geçiyor ve aksiyon dolu. İlk dakikada da gol atıyoruz, son saniyede de… Kendi kalemize de gol atıyoruz rakiplere de… Maçın içinde sonucun ne olacağı hiç belli olmuyor. Maçlarımızda sarı kart- kırmızı kart, yağmur, renkli tribünler ne ararsan var. Hepsinden önemlisi biz bu turnuvanın gerçek ev sahibiyiz. Bakmayın siz turnuvanın Almanya’da oynandığına, seyirci sayılarına bakılırsa biz öndeyiz.

Son sözüm, Milli Takım içinde kulüpçülük yaparak bazı oyuncularımızı değersizleştirmeye, onları başarısız gibi göstermeye çalışan ve yularları başkasının elinde olan sanatçı (!) geçinenler ile sosyal medya trollerine; başaramayacaksınız!

Sizlerin derdini de, amacını da hedefini de biliyoruz. Önce hocaya ve bazı oyunculara saldırdınız olmadı, takım içinde ikilik yaratmaya çalıştınız yine olmadı, hocayla oyuncuların arasına nifak sokmaya çalıştınız yine olmadı. Avusturya zaferi ile sizleri biraz daha üzdük kusura bakmayın…

Haydi çocuklar, yolunuz final yolu olsun, inanıyoruz, güveniyoruz…

Fotoğraf: Milli Takımlar X hesabı

İlgili haberler:

‘Pasör değil Paşa’

Çeyrek final manşetleri

İlhan İlmenöz

Yaşama ve olaylara, bardağın dolu tarafından bakmayı ilke edinmiş tarihçi eskisi... Doğayı, denizi, gezip görmeyi, okumayı ve öğrenmeyi çok seven gerçek bir hayvansever... Müzik, spor ve yabancı dizi tutkunu İzmir aşığı... Aklına ne gelirse, özgürce, hiçbir kişi, kurum ve ideolojiye bağımlı olmadan yazmayı seven bir amatör...

Önceki İçerik‘Pasör değil Paşa’
Sonraki İçerik3 Temmuz’da ne oldu?
İlhan İlmenöz
Yaşama ve olaylara, bardağın dolu tarafından bakmayı ilke edinmiş tarihçi eskisi... Doğayı, denizi, gezip görmeyi, okumayı ve öğrenmeyi çok seven gerçek bir hayvansever... Müzik, spor ve yabancı dizi tutkunu İzmir aşığı... Aklına ne gelirse, özgürce, hiçbir kişi, kurum ve ideolojiye bağımlı olmadan yazmayı seven bir amatör...

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
678TakipçilerTakip Et
11,600TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler