İnsanlık tarihi, bir anlamda savaş tarihidir. Tarih boyunca insanlar ne zaman değerli bir şey bulsalar onun için savaştılar.
Osmanlı 1463’de Bosna-Hersek’i işgal ederek kıtanın tek gümüş kaynağına el koyduğunda Avrupalılar, para için maden bulmak üzere okyanuslara açıldılar. 1500’lerde yeni dünyada buldukları altın ve gümüş için, 1800’lerin sonuna doğru da Afrika altını ve elması için yarıştılar. 20. Yüzyılın başından beri savaşlar doğal enerji kaynakları için yapılıyor. Bu savaşlarda kullanılan yeni teknolojiler savaş alanlarını değiştirdi. Kara savaşları önce denizlere, 20. yüzyılda ise havaya taşındı. “Soğuk Savaş” sonrası Batılıların silah teknolojisine verdiği önem Körfez Savaşı’ndan başlayarak savaş sanatında esaslı değişimlere yol açmaktadır. Silah sistemleri ile ilgili teknoloji arayışlarında parametreler; isabet, menzil ve hedef tespiti (hedef seçimi dâhil) idi. Bunlara atıcı platformların görünmezliği (stealth uçaklar) gibi yardımcı teknolojiler eklendi. Balkanlardaki NATO operasyonlarında görüldüğü gibi isabet güdümlü mühimmat, savaşta silahlı kuvvetlerin etkinliğini önemli ölçüde artırdı.
Dünya genelinde işler iyi gitmiyor. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ile “Soğuk Savaş” sonrasının iyimserliğinden jeopolitiğe yani büyük güç çekişmelerine geri döndük. Dünya Batı ve Çin arasında yeni bir dünya savaşı beklerken, Ukrayna ve Orta Doğu’da işgaller ve acımasız saldırılar yaşanıyor. Dünya süratle silahlanıyor, yeni savaş senaryoları yazılıyor. Bu senaryoları destekleyecek silah teknolojileri, tüm insanlığı yok edecek tehlikeleri umursamadan yani hiçbir hukuk ve etik sınırlaması olmadan gelişiyor. İnsanlığın hizmetinde olması gereken teknolojiler, onu yok etme yolundalar. 21. yüzyıl “akıl çağı“ olacak, her şeyin akıllısı (akıllı araba, akıllı şehir vb.) yapılırken, savunma sanayileri de yapay zeka, 6G, kuantum teknolojisi, biyoteknoloji gibi alanlarda yeni gelişmeler peşinde. Askeri teknolojiler silahlı kuvvetlerde büyük dönüşümleri getiriyor yani eskinin tüplü silahları artık tarih oluyor. Akıllı teknolojiler otonom sistemlerle “Akıllı Savaş“a yol açacak. Bu makalede, savaşların ve silahların geleceğini anlatırken, yeni teknolojiler ve savunma sanayi konusunda yapılan çalışmaları ele alacağız.
1990’larda Amerikan askeri üstünlüğünün unsurları Körfez Savaşı’nda büyük bir gösteri yapmıştı. Bu göz alıcı sistemler; görünmez uçaklar, anti-balistik füzeler, akıllı mühimmatlar ve entegre komuta-kontrol mimarisi vardı. Bu sistemlerin donanımları ise Küresel Konumlandırma Sistemi (GPS), JSTARS ve AWACS uçakları, (otomasyona tabi entegre deniz silah sistemleri olan) Aegis savaş gemileriydi. Bütün bunlar aslında dört ana kabiliyet sağlıyordu;
- Mükemmele yakın, her seviyede komutanlara gerçek zamanlı istihbarat.
- Uzaklığına ve alınan karşı tedbirlere rağmen büyük ölçüde doğru hedef tespiti.
- Gelişmiş teknoloji kullanan bilgi üstünlüğü ile düşmandan hızlı hareket etmek.
- Yüksek öldürücü mühimmatla uzak mesafelerden isabetle hedefleri vurmak.
1990 yılındaki Irak Savaşı’ndan beri orta güçte bir devlet için konvansiyonel savaş ortamı pek değişmedi. 11 Eylül 2001 sonrası Kara Kuvvetleri doktrinel bir dönüşüm yaşadı. Afganistan ve Irak’ta sonuç almak için üç ana unsur öne çıkmıştır;
- Çok uzun menzilli B-2 ve B-52 bombardıman uçakları,
- Kuvvetlerin uyumlu çalışmasının esasını oluşturan sayısal haberleşme sistemleri ve
- Yeni muharebe alanı silahı olan küçük, feda edilebilen pilotsuz Predator hava araçları.
Yaklaşık 20 yıl askerler ayaklanmaya karşı harekât eğitimi aldı. Bugün ise Suriye ya da Ukrayna gibi yerlerde vekâlet savaşlarına dönülmüşken, büyük güçlerin kendi aralarındaki bir savaş için teknoloji kullanımı ağırlıklı yeni doktrin hazırlıkları sürüyor. Yapay zekâ gibi yeni teknolojiler savaş alanı daha şeffaf hale getirirken mekanize birlikleri yakın hedef haline getirebilir.
Savaşlar artık büyük şehirleri de savaş alanı haline getirmiş, terörle mücadele gibi sonu olmayan uzun savaş yöntemi ortaya çıkmıştır. Terör madalyonunun iki yüzünde de olan devletler, işi kitabına uydurmak için devlet egemenliğini hiçe saymak için ‘halkı koruma sorumluluğu’ ve düzensiz kuvvetler veya terör örgütleri ile iş birliği yapmak için ‘melez savaş’ konseptini uydurdular. Örneğin Suriye’deki Rus operasyonları gelecek için yeni bir savaş türü ortaya çıkardı;
- İki ülke arasında (uçuşa yasak bölge vb.) hava karşılaşmaları,
- Hava savunma sistemlerinin yarattığı çatışma tehlikeleri,
- Üçüncü ülkede vekil güçler üzerinden çatışma.
(Prof. Dr. Sait Yılmaz, tasam.org)
Not: Yukarıda özeti yayınlanan makalenin tamamını okumak için tıklayın
Fotoğraf: ABD Savunma Bakanlığı