Bülent Kaan Köse
Galatasaray yeni yönetimi ve yapılanması ile sezona hızlı bir giriş yaparak başladı. Dursun Özbek’in gelişinden sonra taraftarın beklentisi Cumhuriyet’in 100. yılında şampiyon olmak. Geçmiş dönemde kurulan kadro üst üste şampiyonluklar yaşadığından, yönetimden beklenti büyük seviyede.
Dursun Özbek yönetimi bu beklentileri karşılıksız bırakmayarak uzun süre sonra Galatasaray adına çok iyi bir transfer dönemine imza atarak Torreira, Oliviera, ve Mertens gibi yıldızları İstanbul’a getirdi. Tüm bunların içerisinde Galatasaray lige iyi bir başlangıç yaparak ne kadar iddialı olduğunu göstermek için ligin en zorlu deplasmanlarından olan ve sahasında 16 maçtır yenilmeyen Antalyaspor ile sezonu açtı. Maçın zor geçeceğini tahmin ediyordum. Hava şartları ve Antalyaspor’un oturmuş oyun sistemiyle beraber, düşündüğüm gibi hareketli bir maç oldu diyebilirim. Yeni sezonun ilk maçının analizini siz değerli okurlarım için kaleme aldım….
Maçın ilk çeyreğinde oyunu kontrol eden tarafın Antalyaspor olduğunu söylemek gerekiyor. Nuri Şahin’in öğrencileri iyi bir hazırlık kampı geçirmiş. Özellikle birinci bölgeden oyun kurulumunda beklerini çok aktif kullanan Antalyaspor, oyunu Fernando’nun üstünden oynadı diyebilirim. İkinci bölgenin maç içerisinde kullanılıyor gibi görünüyor olmasına rağmen asıl etkili olan tarafın kanatlardı. Antalyaspor’un temel amacı Galatasaray savunma çizgisini öne çıkararak uzun toplarla tehlike yaratmaktı. Bu plan maçın bir bölümünde işlese de, sarı-kırmızılılar, Berkan Kutlu’nun topsuz oyunda alan kapatması ile mesafeyi daraltarak kontrolü yavaş yavaş eline aldı. Bu sayede Oliviera önderliğinde, üçüncü bölge organizasyonlarında kanatlarını etkili kullanan Okan Buruk’un öğrencileri oyunu rakip sahaya yığarak taktiksel anlamda istediklerini sahaya yansıtmaya başladı. Nuri Şahin bu durumu çabuk fark etti ve eşleşmelerde beklerini öne atarak defansif baskı ile topa sahip olmaya çalıştı. Dürüst olmak gerekirse maç tam bir taktik savaşı içerisinde geçti. Galatasaray topa sahip olduğu an oyunu rakibin birinci bölgesinde oynamak istiyor. İlerleyen haftalarda bunu daha net bir şekilde göreceğiz. İlk yarı içerisinde iki tane kırılma anı olduğunu düşünüyorum. Haqi Wright engelini savuşturan Fernando Muslera, Luiz Adriano’nun penaltısını da kurtararak, takımına adeta hayat verdi.
İlk yarı bittiği an Antalyaspor için aynı oyun şablonunun devam edeceğini düşünsem de, Galatasaray adına Berkan Kutlu-Fredrick Midtsjø değişikliği gelmeli dedim. İkinci yarının başında Galatasaray’ı daha derli toplu bir oyun şablonu içerisinde gördüm diyebilirim. Birinci bölgeyi yarı başında geriye atan Okan Buruk, Midtsjø hamlesi ile, ikinci bölgede topun kendisinde olmasını sağladı. Fredrick Midtsjø, farklı meziyetlere sahip olan bir oyuncu fakat, ilk dikkatimi çeken özellikleri çevre kontrolü ve oyun görüşü oldu. Topu ne zaman ayağına alsa kendisini boşa çıkardı.
Topla ileri çıkmayı seven bir isim. Galatasaray’a tempo kattığından, sarı-kırmızılıları ikinci yarıda hücum organizasyonları konusunda daha fazla gördük. Topu kontrol eden, sabırla oyunun yönünü değiştirerek, hızlı bir şekilde rakibin birinci bölgesine inmek isteyen Galatasaray, oyun planından kopmayarak maçı üç puanla tamamladı.
Dikkatimden kaçmayan bir başka detay ise, böylesine sıcak bir havada, Antalyaspor gibi bir rakibe karşı bir puana razı olmayan ve 89’da oyuna Gomis’i alarak, Seferoviç’i Gomis ile yardımcı forvet rolünde oynatan Okan Buruk oldu.
Galatasaray, henüz sezon başı olmasına rağmen 409 pasla maçı tamamlayarak sezona galibiyetle başladı. İlerleyen haftalarda 10 numara pozisyonunda Mertens, merkezde ise Torreira gibi oyuncular ile, daha ofansif bir Galatasaray göreceğiz. Öte yandan Antalyaspor çok sağlam bir ekip olarak yoluna devam ediyor. Bu sezon ilk 4 sıranın içinde olacaklarını düşünüyorum.
Sizce, ligde neler olacak?