Cumartesi, 28 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

‘Yapay zekâ’ bıçak sırtı

Ulaş Başar Gezgin
Son güncelleme: 23 Ağustos 2023 00:01
Ulaş Başar Gezgin
Paylaş
Paylaş

Yapay zekânın PESTLE çözümlemesi, bize daha geniş bir bakış açısı sağlıyor (1):

Politik olarak yapay zekânın demokrasilere tehdit olacağı düşünülüyor; çünkü yapay zekâ politik olarak daha fazla gözetim, özel yaşam kaybı, seçimlerin “hack”lenmesi gibi olasılıklar içeriyor. Facebook gibi platformların kişisel verileri izin almaksızın üçüncü taraflara satması olayı da yapay zekâyla birlikte daha büyük boyutlara taşınıyor. Öte yandan, e-devlet gibi uygulamaların yapay zekâlanmasıyla devletin yurttaşına daha iyi hizmet götürmesi olası.

Ekonomik olarak yapay zekâ, tüketicileri daha yakından gözetleyerek, şirketlerin daha çok kazanç elde etmesini sağlayacak. Şirketler, tüketicilerine el ve eldiven gibi uyum sağlayacak. Kimilerine göre, ekonomide arz ve talep yapay zekâ sayesinde daha kolay buluşacak. Hatta kimi araştırmacılar, sosyalist planlamanın yapay zekânın öngörücü analitikleri ile mümkün olacağını ve onun temelini oluşturacağını ileri sürüyor.

Sosyal olarak bakıldığında, yapay zekâyla birlikte daha kişiselleşmiş hizmetler ve ürünler elde edeceğiz. Bunların başında, eğitim ve sağlık geliyor. Eğitim daha da bireysel bir uğraşa dönüşecek. Sağlık ise, her yurttaş için ayrıntılı verilere sahip olunması dolayısıyla, kişiye özel bir nitelik taşıyacak. Ancak, bunun olumsuz yönleri de söz konusu. Bunların başında, sigorta şirketlerinin yapay zekâya göre hasta olma riski daha yüksek olanlardan daha çok para talep etmesi geliyor.

Teknolojik olarak, yapay zekâ rutin işleri otomatlaştırdığında olumlu etkiler yaratacak; ancak madalyonun öbür yüzü var: Yapay zekâ yaratıcı etkinlikleri kısıtlayabilir. Örneğin, bir söyleşi kitabı hazırlıyorsunuz. Söyleşiyi sesli olarak kaydediyorsunuz. Bir yapay zekâ programı, sesi metne çevirerek sizin günlerce öne geçmenizi sağlayacak. Rutin bir iş, otomatlaşmış oldu. Öte yandan, yapay zekânın sanatçılar yerine resim, müzik, tasarım vb. üretmesi farklı bir açıdan değerlendirilmeyi gerektiriyor.

Hukuksal olarak yapay zekâ hukukçuların rutin işlerini üstlendiği ölçüde mesleği kolaylaştıracak. Bu süreçte, hukuk meslekleri de dönüşmüş olacak. Ancak, yapay hukukçuların piyasaya sürülmesi için henüz erken çünkü şu anki modeller hatalı kararlar alabiliyorlar. Hukuksal konuşma robotları ise, dava açma gibi süreçlerde yardımcı olarak faydalı olacak.

Çevresel olarak yapay zekâ, şimdiye dek büyük enerji harcamalarına neden oldu. Gerçekte, yapay zekânın yükselişi bu sürümünde doğa için büyük tehdit. Yapay zekânın karbon ayak izi yüksek. Fakat aynı zamanda yapay zekâ büyük devletlerin ve şirketlerin çıkarlarıyla uyumlu olduğu ölçüde– ki böyle değil-çevre sorunlarına çözüm olmak için de kullanılabilecek.

**

Yapay zekânın olumlu yanları yanında silahlanma yarışı tehlikesi öne çıkıyor. Bunun dışında, kötücül amaçlı kullanıcıların eline geçmesi, kimi durumlarda insanları işinden etmesi, eşitsizlikleri körüklemesi, etik sorunlar yaratması, kontrol edilmesinin zorluğu vb. gibi sorunlar da sayılabilir (2).

BBC Fransızca’da çıkan bir yazıya göre, yapay zekânın hayatımızı kolaylaştırdığı 3 alan var: Hastalıkların tanı, takip ve tedavisinde; müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamada ve otomatik çevirilerle dil engellerini kaldırmada (3). Tıpta yapay zekâ gerçekten çığır açıyor; ancak sağlığa erişimde eşitsizlikleri de dikkate almalı. Yapay zekâ bugün en çok orta ve üst sınıflar için işe koşuluyor. Tıp yapay zekâsının “halklaşması” gerekiyor. İkincisinden yukarıda biraz bahsettik. Üçüncüsü ise, hatalı çeviriler de olsa büyük oranda doğru. Yapay zekâ çevirileriyle dünya daha küçük bir yer oldu.

Eskiden, bir kullanıcının web sitesi sahibi olması için kod bilmesi gerekirdi. Artık böyle bir zorunluluk yok. Yapay zekâ araçları bir yandan daha karmaşık sürümlere yükselirken, bir yandan da az kodlu ya da kodsuz araçlar yaygınlaşıyor. Bu araçlar yakında kullanıcı deneyiminde vazgeçilmez olacak.

Yapay zekâ uygulamalarının ucuzlaması ya da bedava olmasıyla, herkesin her şeyi yaptığı bir çağa gireceğiz. Eskiden, bilgi ve yetenek birikimi gerektiren video yapımı artık yapay zekâyla bir tık uzakta. Kimi video yapım programları, şablonlar kullanarak 10 dakikada video üretebiliyor. Video yaptınız ama müziğiniz eksik mi kaldı? O besteyi de başka bir yapay zekâ programı yapacak. Resim çizmek ve müzik yapmak için sanat eğitimi zorunlu olmayacak. Nota bilmek de çizimde usta olmak da gerekli olmayacak. Böyle bir dünyada, işgücünden beklenti de daha yüksek olacak. Yapay zekâ çağına uyum sağlayamayanlar işsiz kalacak. Daha hızlı öğrenen, yetenekleri sık sık güncellenen kullanıcılar olacağız.

ulasbasar@gmail.com

(1) https://pestleanalysis.com/pestle-analysis-of-artificial-intelligence/

(2) https://syrus.es/por-que-la-inteligencia-artificial-es-peligrosa-27096.html

(3) https://www.bbc.com/afrique/monde-65917475

EtiketlendiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanUlaş Başar Gezgin
Takip et:
1978 İstanbul doğumlu. Türkiye, Vietnam, Tayland ve Malezya’da 23 yıl ders verme deneyimine ve Yeni Zelanda (doktora), Avustralya (ortak proje) ve Latin Amerika’da (gazetecilik) araştırma deneyimine sahip bir akademisyen-yazar. Eğitimini Darüşşafaka (1989-1996), Boğaziçi Üniversitesi (Eğitim Bilimleri (Psikolojik Danışmanlık), lisans, 2000; Sosyal Psikoloji, yüksek lisans 2002), ODTÜ (Bilişsel Bilimler, doktora, 2006) ve yurt dışında (2009, üniversite düzeyinde ders verme yetkisi, Avustralya; Darmstadt Teknik Üniversitesi, Şehir Plancılığı, yüksek lisans, 2011) tamamlayan Gezgin’in toplam 116 kitabı bulunmaktadır. 2014’te Türkiye’de doçent, 2017’de yurt dışında profesör olmuştur. Akademik çalışmalar dışında, çeşitli dergi ve gazetelere köşe yazıları yazmakta; şiir, şarkı sözü, şarkı, deneme, yazınsal inceleme, öykü, film öyküsü, film çözümlemesi, tiyatro oyunu, masal ve roman türlerinde yapıtlar vermekte ve çeşitli ülkelerden şairleri ve şarkıcıları Türkçeye kazandırmaktadır. Çeşitli çalışmaları 13 dile (Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Japonca, Vietnamca, Tayca, Gürcüce ve Azerbaycan Türkçesi) çevrilmiştir.
Önceki Makale Muhalif medyadan ‘kaçış’
Sonraki Makale Varoluş bilinçten doğar

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İran’da kadınlar, savaş ve rejim

İsmail Boy
25 Haziran 2025
Köşe Yazıları

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?