Cumartesi, 28 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Umutsuzlara mektup…

Ulaş Başar Gezgin
Son güncelleme: 16 Mayıs 2023 00:48
Ulaş Başar Gezgin
Paylaş
Paylaş

Sevgili umutsuz arkadaşlarım, “merhaba nasılsınız?” demeyeceğim. 1. turda değil de 2. turda seçimi kaybetmişiz gibi moral bozukluğu içindesiniz, hayal kırıklığı yaşıyorsunuz…

AKP’ye oy verenlere öfke duyuyorsunuz. CHP’yi suçluyorsunuz, “Kılıçdaroğlu yanlış adaydı” diyorsunuz. Aziz Nesin’den alıntı yapıyorsunuz. Oturup kendi kişisel muhasebenizi yapacağınıza AKP’lileri ve CHP’yi sorumlu tutuyorsunuz.

Haksızsınız.

Öncelikle, psikolojide ‘kendini doğrulayan kehanet’ diye bir kavram vardır. Bir şeyin olacağına gerçekten inanırsanız olur. Siz de sanki 1. turda değilmişiz gibi, yenilgiyi çoktan kabullenmiş durumdasınız. Yenileceğinize inanırsanız yenilirsiniz. Hayata biraz olsun inancınız varsa, yenilmemek için mücadele etmeye devam edersiniz. Devam ediyor musunuz?

“Erdoğan ilk kez bir seçimi kazanamadı” diyoruz, “bununla mı avunalım” diyorsunuz. Ne kadar karamsarsınız. “Erdoğan’ın birçok ilde oyu düştü” diyoruz, “E ne olmuş” diyorsunuz. Ne kadar karamsarsınız. Siyaseti tek bir seçime bağlamışsınız. Hiç uzun erimli bakamıyorsunuz. “Büyükşehirleri kazandık, belediyeler de bizde kalır” diyoruz, “bu mu yani” diyorsunuz. Eh bu kadar karamsarlıkla, ülkeyi terk etme planı yapıyorsunuz. Oysa sizin gibiler hep gittiği için bu ülke böyle çorak.

%45 az bir oy değildir. CHP için bu bir başarıdır. Peki boş umut mu satıyoruz bu mektupta? Hayır! Seçimi kazanmanın birkaç yolu var: Birincisi, seçime katılımı yükseltmek. Seçime katılım %80’lerde kaldı. Çevrenizde “bana ne seçimden” diyenler varsa, onları sandığa gitmek üzere ikna etmelisiniz.

İkincisi, Cumhur İttifakı’nın hassas noktası, çatışmalı bir dönemde olmamamıza karşın terörle bağlantı. Milliyetçi hassasiyetler, Sinan Oğan’a oy kazandırdı ve İYİ Parti’den MHP’ye geçişleri hızlandırdı. Erdoğan, mitinglerde montaj videolarla CHP’yi PKK’yla ilişkilendirdi. Yalan da olsa, inananı çok oldu. Ama Cumhur İttifakı aynı zamanda terörle bağlantılı olduğu ileri sürülen Hüda-Par’ı Meclis’e soktu. Hüda-Par’ın istekleri, MHP seçmeniyle de Sinan Oğan seçmeniyle de çatışma halindedir. CHP’nin bu noktaya vurgu yapması, Sinan Oğan tabanını ve milliyetçi seçmeni kazanabilir.

Bir de şu var: Deprem bölgesinde AKP’nin galip gelmesine kızdınız. “Bir daha onlara yardım yok” diyenleriniz oldu. Sizin yardımınız koşullu muydu? Yalnızca kendi partililerinize mi yardım yaparsınız? Haksızsınız. Belki öncelikle, AKP’lileri anlamaya çalışmaktan başlayabilirsiniz. Belki sizin bilmediğiniz gerekçeleri vardır. Onlara hiç sordunuz mu? Belki CHP, bölgeye odaklanır da, seçmen davranışını değiştirecek hamleler yapar. Örneğin, ev yapımı için depremzedeyi borçlandıracak hükümete karşı, Kılıçdaroğlu, ücretsiz konut vaat ediyor. Bunun vurgulanması gerekiyor. Belli ki, yeterince vurgulanamamış. Belki buradan ek oylar alınabilir.

Boş umut yok bu mektupta. Şu çok değerli 2 haftada, belki Karadeniz çocuğu İmamoğlu, sahaya inerek Karadeniz’den yeni oylar kazanır; belki İç Anadolu çocuğu Yavaş da sahaya iner, bölgeden ek oylar elde eder. Bunlar olasılıklar dahilinde. Bu 2 haftada CHP’nin ne yapacağı, görüldüğü gibi çok önemli. Ama umut var. Haksızsınız, umut hâlâ var.

Türkiye’de politik psikoloji araştırmaları halen çok zayıf. CHP’liler AKP’lileri, AKP’liler CHP’lileri tanımıyor. Hep havada konuşuluyor. Seçmen profillerini oluşturacak politik psikoloji araştırmalarına ihtiyaç var. CHP’yi eleştirecekseniz bunun için eleştirebilirsiniz. Haklı olursunuz.

2. turu kaybetmenin en kötü yolu, sizin sandıktan umudu kesip oy vermeye gitmemeniz olacaktır. Böylece %45’in de altına düşeriz. Bu nedenle, lütfen, 2. turda, 1. turmuş gibi sandığa gidin. O zaman ne kadar umutluysanız, işte böyle. Sizi korkutmalı: Gitmezseniz, Cumhuriyet elden gidecek. Ek oy bulmak için bu 2 haftada AKP’lilerle görüşmezseniz, özgürlükler elden gidecek. Kendi muhasebenizi de yapın. Bu kadar yakınıyorsunuz ama Kılıçdaroğlu’nun kazanması için ne yaptınız? Bu son 2 haftada ne yapabilirseniz onu yapın. 1 yeni oy bile değerlidir.

Diyelim kaybettik. Dünyanın sonu mu? Bu ülkenin yaklaşık yarısı demokrat insanlardan oluşuyor. Bunu sakın unutmayın. Mücadelemiz sürecek. En kötü olasılıkta, iktidar, yandaşlarda olsa da, büyükşehirler CHP’de olacak. Bu, elbette gün geçtikçe daha fazla Türkiyelileşen HDP/Yeşil Sol fikriyatının sayesinde olacak. Kitle siyaseti budur: Değişik kesimden seçmenleri bir arada tutmak zordur ama olanaksız değildir. Kılıçdaroğlu, %45’le bunu gösterdi, yine gösterecek. Bu iki haftada ne kadar çaba sarf edersiniz, Kılıçdaroğlu’nun oyu o kadar artacak.

İşte böyle umutsuz arkadaşlarım, umarım ‘mesaj alınmıştır’. CHP’ye güvenin ve bu iki haftada gerekirse tek tek kapılarını çalıp AKP’lilerle görüşün. Yol yoksa yol yapacağız. Her zaman bir çözüm vardır.

ulasbasar@gmail.com

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanUlaş Başar Gezgin
Takip et:
1978 İstanbul doğumlu. Türkiye, Vietnam, Tayland ve Malezya’da 23 yıl ders verme deneyimine ve Yeni Zelanda (doktora), Avustralya (ortak proje) ve Latin Amerika’da (gazetecilik) araştırma deneyimine sahip bir akademisyen-yazar. Eğitimini Darüşşafaka (1989-1996), Boğaziçi Üniversitesi (Eğitim Bilimleri (Psikolojik Danışmanlık), lisans, 2000; Sosyal Psikoloji, yüksek lisans 2002), ODTÜ (Bilişsel Bilimler, doktora, 2006) ve yurt dışında (2009, üniversite düzeyinde ders verme yetkisi, Avustralya; Darmstadt Teknik Üniversitesi, Şehir Plancılığı, yüksek lisans, 2011) tamamlayan Gezgin’in toplam 116 kitabı bulunmaktadır. 2014’te Türkiye’de doçent, 2017’de yurt dışında profesör olmuştur. Akademik çalışmalar dışında, çeşitli dergi ve gazetelere köşe yazıları yazmakta; şiir, şarkı sözü, şarkı, deneme, yazınsal inceleme, öykü, film öyküsü, film çözümlemesi, tiyatro oyunu, masal ve roman türlerinde yapıtlar vermekte ve çeşitli ülkelerden şairleri ve şarkıcıları Türkçeye kazandırmaktadır. Çeşitli çalışmaları 13 dile (Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Japonca, Vietnamca, Tayca, Gürcüce ve Azerbaycan Türkçesi) çevrilmiştir.
Önceki Makale 50 yıllık seçim anısı
Sonraki Makale Rusya’nın beklentisi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İran’da kadınlar, savaş ve rejim

İsmail Boy
25 Haziran 2025
Köşe Yazıları

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?