Tele1’de Aziz Turgut Altun, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta gelinen noktayı, Türkiye’ye yansımalarını ve Ankara’nın tarafsız kalma politikasını Medya Günlüğü yazarı Aydın Sezer’le konuştu:
Rusya‘nın Ukrayna’nın Başkenti Kiev’e dönük bir operasyon başlatacağı beklentisi ile kentte yoğun bir hazırlıklar yapıldı. Tüm dünyanın gözü Kiev’e bir operasyon beklerken savaş Ukrayna’nın farklı noktalarına sıçradı. Bir yandan Kiev’de kurulan barikatlar diğer taraftan müzakere masaları…
Dış Politika Analisti ve Medya Günlüğü yazarı Aydın Sezer, Rusya-Ukrayna savaşında merak edilen soruların cevapları için TELE1’e konuştu. Rusya’nın olası Kiev operasyonu, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı ekonomik yaptırımların Putin ve Rus halkına etkisi, Avrupa Birliği’nin Rus enerji bağımlılığı, Batı’nın Rus sanatçılara ‘tutumu’ ve Türkiye’nin bu süreçteki konumunu Aydın Sezer ile konuştuk.
-Batı’nın Rusya’ya uyguladığı ekonomik yaptırımlar savaşı durdurabilir mi?
-İlk olarak Rusya’dan savaşla ilgili pozisyonu yaptırımlara rağmen sertleşti. İkincisi Batı’dan yaptırımları Ukrayna’daki savaşı durdurulmasını ya da Rusya’nın Ukrayna’dan geri çekilmesine yönelik gündeme getirdiğini düşünmüyorum. Yaptırımlar Rus ekonomisi uzun vadede etki edebilecek bir boyutta. Fiilen bir savaş var, yaptırımların kısa sürede savaşla ilgili bir sonuç almasını Batı da beklemiyor, böyle bir beklenti yok kimsede. Yaptırımlar farklı bir amaca hizmet için dizayn edildiğini düşünüyorum. Kısa vadede savaşla ilgili bir sonuç alınması söz konusu olamaz.
-Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ülkedeki yerli ve yabancı iş dünyasını nasıl etkiledi?
-Öncelikle yaptırımlar Rusya’daki yabancı şirketlerin tümünü etkiledi. Rusya’daki faaliyetlerini askıya alıyorlar. Batı şirketlerin çekilmesini Rusya’nın işgaline bir tepki olarak satıyor ama aslında fiilen ambargo altında çalışamayacakları bir sonuçla ilgili. Dolayısıyla yabancı iş aleminin ambargolardan etkilendiğini ve Rusya’yı terk etmekte olduğunu söyleyebiliriz. Ruslarla ilgili durum ise elbette Rus iş insanları da Rus halkı da ambargolardan etkilendiklerinin farkında. Uçuş yasağı var en basitinden Avrupa’ya. Çeşitli “fast-food” markalarının çekilmesi sosyal hayatı etkileyecek. Sivil halkın yaşam tarzı ile ilgili kısıtlaması Batı’ ya ne getireceğini ne götüreceğini tartışmak ayrı ama elbette Rusya etkileniyor.
-Ekonomik yaptırımlar Rusya’da hükümet değişikliğine neden olur mu?
-Ambargo kararlarına yönelik bir tepkinin kısa sürede Putin’e yönelmesi zaten beklenen bir şey değildi dolayısıyla yaptırımlar kuşkusuz genel anlamda ambargo Rusya’daki ekonomik hayatı etkileyecek hatta felç edeceğini söyleyebiliriz ama Rusya’nın siyasi ya da askeri pozisyonu ile ilgili geri bir adım attırıp attırmayacağı ayrı bir konu. 3-5 yıllık bir süreçte böyle bir sonuç doğuracağını ihtimal vermiyorum. Rus halkı son tahlilde dışarıdan gelen tepkiye çok sık konsolide olan bir halktır her şeye rağmen. Rus halkının nüfusunun yarıdan fazlası rafların boş olmasına zaten alışık. Ambargoların Rusya’nın politikalarını değiştirmesini beklemek kısa veya orta dönemde gerçekçi değil. Zaten Batı 40 yıldan beri İran’a da ambargo uyguluyor. Sonuçta İran halkı da bu şekilde yaşamaya devam ediyor. Yaptırımlar Putin’e kısa veya orta vadede kesinlikle sonuç vermeyecek. Ekonomik yaptırımların zirve yapması zaten 1-2 yılı bulur tam anlamıyla etki yapmaz. Ondan sonraki süreçte yaşanan olumsuzluklar Putin’i iktidardan devirmeye yetmeyeceğini düşünüyorum.
-Rusya-Ukrayna savaşı ne kadar sürecek?
Savaşın uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. Her an bir barış gelebilir. Zelenski gittikçe kendisini kontrol eden Azov/Neo Nazilerin ve içerdeki İngiltere’den hızla kurtulmaya çalışma moduna girdi. Daha çok İsrail’e hatta bazen Türkiye ve Aliyev’e çağrı yapmasının sebebi bu. Zelenski kendi özgür iradesi ile barış müzakeresi yürütmüyor. İsrail ile görüşmek istiyor. Zelenski, Putin ile Donbass ve Kırım konusundaki pozisyonu netleştirdiğini takdirde diğer konular olan NATO ve Batı ilişkileri konuşularak halledilme boyutunda. Putin, Zelenski ile görüşmeyeceğini açıklamıyor, Donbass’ı konuşmayacağını belirtiyor sadece. Onun ötesinde her an her şey olabilir. Heyetler arasındaki müzakereler online devam ediyor. İki taraftan da olumlu mesajlar geliyor. Artı Rusya’nın baskı politikası Zelenski’yi yıldırmaya başladı. Mesele Kiev alınması girilmesi ya da topyekûn savaşın sonucu olarak değerlendirilmemeli bence. Rusya 17. ve 18. günde sivil kayıpları da mümkün olduğunu kadar önlemeye ve engellemeye yönelik Putin’in deyimi ile bir operasyon sürdürüyor. Savaş mı evet Donbass’ta savaş var çok net bir işgal var. İşgal edilen bölgenin cumhuriyetlere verilmesiyle ilgili bir süreç olacak diye düşünüyorum
-Rusya beklenen Kiev operasyonunu neden gerçekleştirmiyor?
-Kiev’in alınması baskıyla alakalı gelişmelere göre, Rusya girebilir de. Rusya’nın girme niyeti olsaydı bugüne kadar girebilirdi. Sanırım barışa şans veriyorlar. Rusya ya da Putin Kiev’i almak isteseydi çok net girerdi. Oradaki direniş veya herhangi bir neden ya da engel yok. En başta da operasyonun Donbass’taki bölgelerin işgal edilmesiyle ilgili perspektif olduğunu açıkça belirtmişlerdi. Bu kadar fazla uzun sürmesinin nedeni başka bölgelerde de operasyon yürütmesi. Savaşın sürmesi Rusya’nın direnç ile karşılaştığı için değil Rusya’nın izlediği süreçle alakalı. Putin Ukrayna ordusuna Zelenski’yi devirme çağrısında bulundu. Rusya’nın perspektifinde olmadığı bir konuydu. Zelenski ya da meşru bir hükümet ilgili boyutu. Batı’dan gelen baskı, yaptırımlar veya silah yardımına göre Rusya da Putin de güncellemelerde bulunuyor plana. Her zaman da hesaplandığı gibi gittiğini de belirtiyor. Son Antalya toplantısında görüldüğü gibi Rusya’da hiçbir esneme söz konusu değil. Rusya’nın plana uygun gittiğini düşünüyorum.
-Avrupa Birliği (AB), enerji bağımlığından kurtulmak için plan hazırladı. ABD, Rus enerji bağımlılığından sıyrılabilir mi?
-Gaz ya da enerji, önceden planlanan ve ön görülebilir bir konu değil. Bu sene Avrupa’da doğal gaz fiyatının 1000 dolar üzerinde seyredeceğini hiç kimse öngörmüyordu. Avrupa bu sene doğanın yeşili ile doların yeşili arasındaki realiteyi gördü. Dolayısıyla yıl sonuna 3 sene sonrasına takvim vermek Avrupa açısında çok kolay dönüşüm sağlanacak bir husus değil. Yazın ya da önümüzdeki kış nasıl bir talep ne düzeyde olur, dünya ekonomisi nereye gider belli olmaz. Diğer enerji kaynaklarından gelen arzda bir kesinti olur mu, o ayrı bir konu. Rus gazı Avrupa’ya gelen en uygun doğal gaz. Rus gazına yönelik talebin düşürülmesi Avrupa ekonomisi enflasyon olarak yansır. Avrupa’nın gerçekleştirmek istediği doğal gaz ve petrol arama çalışmalarının maliyetini Rus gazı ile aynı fiyatta. Yapılan açıklamaları savaş psikolojisi içerisinde değerlendirmek lazım. O kadar kolay olduğunu sanmıyorum, bugün Ukrayna’dan Avrupa’ya Rus doğal gaz gidiyor. Savaş içerisinde önlenmesi düşünülmediğine göre açıkçası Avrupa’nın bu konuda net bir pozisyon belirlediği kanaatinde değilim. Bu Avrupa daha bir ay önce gidip Azerbaycan’dan ilave gaz alıp TANAP’tan taşımak isteyen Avrupa’daydı. Önümüz yaz iyi gidiyor doğal gaz talebi azken konuşmak kolay oluyor ama o iş hiç belli olmaz.
-Batı’nın Rus sanatçılara uyguladığı yaptırımlar ile ne hedefleniyor?
Açıkça söylemek gerekirse ne hedeflediklerini hala saptayabilmiş değilim. Olay Putin ve yönetimin cezalandırılmasını ötesinde topyekûn Rus halkına yönelik bir savaşa çevirdiler. Başlarken Putin ile Batı savaşı diyorduk şimdi Batı medeniyetinin Rus halkı ile savaşına döndü açık söylemek gerekirse. Putin’i ya da Rus devletini zayıflattığını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Tam tersine konsolide sağlıyor. Gerçekten anlam veremiyorum. Bir orkestra şefinin yasaklanması, bir konserin yasaklanması son derece ilkel ve anlamsız bir takım şeyler. Avrupa halkları da eleştiriyor. Bu hareketler dünyanın diğer bölgelerinde Putin ya da Rusya’ya sempati oluşmasını sağlıyor. Dünya sadece Avrupa ve Amerika’dan ibaret değil sadece.
-Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye nasıl bir politika izlemeye çalışıyor?
-Türkiye 24’ünden beri tarafsız olmaya çalışıyor. Türkiye son 1,5 yıldır Ukrayna ile taraf olan Ukrayna’ya askeri yardım yapan ve NATO üyeliğine hazırlamaya çalışan bir ülke. Biz bu savaşın tarafıydık. Arabuluculuk çalışmalarımız kabul görmedi. Ama 24’ü ile birlikte Türkiye tarafsızlık politikası uyguladı. Kamuoyu genellikle Rusya ve Ukrayna arasında bir tarafsızlık olarak görüyor, o da doğru ama ondan daha büyüğü Batı ambargoları ile ilgili konularda tarafsız. Rusya’yı kınıyor ama hava sahasını kapatmadı. Dolayısıyla Türkiye 24’ünden beri her iki boyutta da tarafsızlığı sürdürme gayretinde ben bunu kişisel olarak doğru buluyorum. Ne kadar dik durabilir, Batı ve Rusya ne kadar baskı yapar? Türkiye’nin işi zor ama başarı ile uyguladığı politikayı devam ettirirse Türkiye için en iyisi o olacaktır diye düşünüyorum.
-Rusya, yoğun ticari ilişkileri olan NATO üyesi Türkiye’yi nasıl konumlandırıyor?
Rusya, Türkiye’yi herhangi bir pozisyona koymuyor. Türkiye kendisini Rusya karşısında çok enteresan pozisyonlarda konumlandırabiliyor. S-400’leri alıp ABD ve NATO’yu karşısına alıp ambargo yiyebiliyor. F-35’ten atılabiliyor ama aynı Türkiye birkaç sene sonra Ukrayna’ya İHA-SİHA satıp Donbass’taki savaşa müdahil oluyor. Rusya’nın Donbass’ta Ukrayna’yı destekleyenler listesinde sıraya 2. sıraya girmeyi başarıyor. Aynı Rusya, Türkiye’yi çok net bir şekilde eleştiriyor mayıs ayında. Sizin Ukrayna’yı desteklemeniz bizim toprak egemenliğimize aykırı daha da ileri gidiyor, biz de sizin etnik problemleriniz ile ilgileneceğiz diyor. Rusya NATO üyesinin dokunulmazlığı vardır diye bir perspektif sergilemiyor. Rusya çok net ve realist bir politika izleyen bir ülke. Suriye’de başımız gelenler ortada. 23’üne kadar ilişkilerimiz gergindi. Putin hiç gelmiyor. Doğal gaza çok yüksek fiyat çektiler. Geçen yıl turizmi yasakladılar. Ama 24’ünden beri nefes borusu olduk. Putin ve Rusya için değerli ama Rusya da ne kadar süreceğini bilmiyor. Putin ve Rusya da Türkiye’yi öngöremiyor. Cumhurbaşkanımız bir gün NATO hafif kaldı diye eleştiriyor, ertesi gün Rusya’ya karşı Avrupa Parlamentosu’nda çekimser oy kullanıyor. Bir gün Rusya ve Ukrayna’dan vazgeçmeyiz diyor. Türkiye’nin sorunu kendisi ile ilgili. Kendisini konumlandırmayla ilgili. Rusya da sadece Türkiye’yi takip etmeye çalışıyor.