Türkiye, Avrupa Futbol Şampiyonası’na (EURO 2024) Gürcistan’ı jeneriklik gollerle 3-1 yenerek turnuvaya görkemli bir başlangıç yaptı.
Ancak maç öncesi seremonide yaşanan bir olay, galibiyetin yarattığı bu olumlu tabloya gölge düşürdü. Karşılaşmadan önce statta ilk olarak Türk Milli Marşı, ardından da Gürcistan Milli Marşı çalındı. Ancak Gürcistan Milli Marşı çalınırken tribünlerden ıslık sesleri yükseldi.
Maçın ardından Gürcistan Teknik Direktörü Willy Sagnol tribünlerin maçtaki coşkusunu ve stattaki atmosferi överken “Tek üzüldüğüm nokta, milli marşımızın ıslıklanmasıydı. Bu yapılmamalı, saygı gösterilmeli. Bu maalesef o an iyi bir Türkiye imajı çizmedi” diye sitemde bulundu.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Milli Takımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop ise Perşembe günü yaptığı açıklamada benzer bir durumun tekrarlanmaması için Türk halkına çağrıda bulundu:
“Gürcistan maçında o güzel resmi biraz bozan bir unsur var. Türk halkından, milletinden rica ediyorum. Karşı tarafın milli marşında biz de onlara saygı gösterelim ve hiçbir şekilde ıslıklamayalım. Çünkü diğer taraftan da biz aynı beklentilerin içindeyiz. İnanıyorum ki onlar da bunu hak ediyor.”
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi de “Gürcistan Milli Marşı okunurken ufak bir ıslıklama oldu, bu bize yakışmadı. Hem komşu hem dostuz. UEFA böyle şeylere ceza veriyor. Milli ve dini değerlere saygı önemli” açıklamasında bulundu.
UEFA Disiplin Talimatı’nın ilgili maddesinde, “milli marşlar sırasında rahatsızlığa sebep olunmasının” cezalandırılacağı belirtiliyor.
DW Türkçe’ye konuşan spor hukukçusu Emin Özkurt, milli marş esnasında topluca ıslık ya da yuhalama gibi ihlallerde federasyonlara para cezası uygulandığını söyledi.
Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’nin (CAS) tek Türk hakemi olan avukat Özkurt, para cezasının miktarının ise 10 bin euro civarında olacağını, bunun büyük bir meblağ olmadığını, ancak prestij kaybına yol açacağını ifade etti.
UEFA’dan DW Türkçe’ye yapılan açıklamada, Türkiye-Gürcistan maçıyla ilgili herhangi bir inceleme gerçekleştirilmediğine işaret edildi.
Sosyolojik boyut
Türkiye’de son yıllarda statlarda rakip ülke milli marşlarının ıslıklanmasının alışkanlık hâline gelmeye başlaması, sosyolojik açıdan da tartışma yaratıyor.
Arel Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, “Elbette yüz kızartıcı bir şey. Üstelik Gürcistan son dönemlerde önemli siyasi sorunlarımız olan bir ülke de değil. Ama bu durum sadece Gürcistan maçıyla sınırlı değil, başka maçlarda da karşımıza çıkıyor” dedi.
Türkiye’de taraftarların bu tutumunun geçmişte maç öncesi saygı duruşlarında da gözlemlendiğini belirten Tüfekçioğlu, 2015 yılında Konya’daki bir milli maçta Ankara Tren Garı katliamının kurbanları, İstanbul’da ise Paris’teki IŞİD saldırısında ölenler anılırken tribünlerden yükselen ıslık ve sloganları hatırlattı.
“Üç temel kaynak”
“Bütün ülkelerde aslında insanlar vatanlarını, ülkelerini, bayraklarını seviyor. Bir tek biz sevmiyoruz. Ama bizdeki bu sevginin dozu, problemli bir doz. Son derece yüksek bir doz. Hatta belki psikolojinin sınırlarına girecek patolojik özellikler gösteren bir doz” diyen Prof. Dr. Tüfekçioğlu’na göre, bu durumun kaynağını üç temel noktada toplamak mümkün:
“Birinci kaynağı; siyaset dili, siyaset yapma biçimi, kimlik siyaseti yapma biçimi. İkinci kaynağı basın, üçüncüsü de okul. Bu dozu yüksek milliyetçilik, bu üç kaynaktan besleniyor. Bu üç kaynaktan aktarılan normal olmayan kimlik bilinci, sanıldığından çok daha fazla toplumun bütün kesimlerine nüfuz etmiş durumda.”
“Başkasına her şeyi yapmak meşru gibi bir durum” söz konusu olduğunu belirten Prof. Dr. Tüfekçioğlu, “Bu kimlik siyaseti, son dönemde başka bir biçim kazanmaya başladı. Yani milliyetçilik eksenli kimlik siyasetinin yanına bir de din eksenli, dinci bir kimlik öne çıkmaya başladı. Ve bu çok daha vahim gözüküyor” diye ekleyerek şu uyarıda bulunuyor:
“Bu kimlikte, milliyetçi kimliğin yanına dinsel renk giderek artıyor ve dinsel renk sadece Türkiye dışındaki ötekileri değil, Türkiye içindeki sekülerleri de hedef alma potansiyeli taşıyor.”
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı ise Türk taraftarların davranışını anlamak için, futbol sahalarının siyasi mesajların verildiği ve siyasi şiddetin sergilendiği bir alan olduğunu göz önünde bulundurmak gerektiğini belirterek “20’nci yüzyılın başlarından itibaren futbol maçları, siyasi görüş ifadesi, protesto, propaganda ve bazen de şiddet için platform olarak kullanılmıştır” diyor.
“Siyasi şiddetin de arenasına dönüşen” stadyumlardaki olayları tüm futbol seyircisine mal etmenin de mümkün olmadığının altını çizen Prof. Narlı, “Ultra gruplar ve holiganlar tarafından başı çekilen şiddet olaylarının çok sayıda örneği vardır. Bu grupların genellikle güçlü siyasi bağlantıları vardır ve siyasi kutuplaşmanın etkisi ile daha fazla bilenebilirler. Güçlü ön yargıları vardır ve rakip takımı sadece rakip değil düşman olarak görürler. Bu maçlarla ilişkili milliyetçi coşku, stadyumlarda heyecan olmaktan çıkıp saldırgan duygulara dönüşerek şiddeti teşvik edebilir” diye konuşuyor.
Türk taraftarların özellikle son yıllarda rakip ülkelerin milli marşlarını ıslıklama tutumunu bu bağlamda ele almak gerektiğini ifade eden Prof. Narlı, “Türkiye gibi siyasi kutuplaşmanın güçlendiği, iç ve dış politikada gerginlikler yaşanan bir ortamda, stadyumlarda sergilenen siyasi şiddetin başını yine ultra gruplar ve holiganlar çekmiş olabilir” yorumunda bulunuyor.
Prof. Dr. Narlı, Gürcistan Milli Marşı’nın ıslıklanmasına TFF yetkililerince tepki gösterilmesinin de olumlu bir durum olduğuna dikkat çekiyor.
Fotoğraf: Milli Takımlar X hesabı