Türkiye, Rusya ve İran ile olan enerji ithalatı sözleşmelerinin 2025’e kadar bitecek olması nedeni ile enerji tedariğinde yeni arayışlara başladı.
Mayıs ayı başında kamuya ait enerji şirketi BOTAŞ ile Amerikan fosil yakıt devi ExxonMobil arasında sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ticaretine ilişkin bir iş birliği anlaşması imzalandı. Anlaşma ile Türkiye’nin 10 yıl süreyle her yıl yaklaşık 2,5 milyon tona kadar LNG tedarik etmesi planlanıyor.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) verilerine göre, 2023 sonu itibarıyla LNG, Türkiye’nin toplam doğal gaz ihtiyacının yüzde 32’sini karşılıyor. Öte yandan Türkiye’nin Sakarya gaz sahasında üretilen doğal gazı ve uzun vadeli sözleşmelerle sıvılaştırılmış formda satın aldığı gazı, yakın gelecekte Avrupa’ya ihraç edebileceği belirtiliyor.
Türkiye 1988 yılında imzalanan alım anlaşması kapsamında 1994 yılından itibaren Cezayir’den, 1995 yılında imzalanan alım anlaşması kapsamında ise 1999 yılından itibaren Nijerya’dan LNG alımına başladı. Son yıllarda Türkiye’nin başlıca doğal gaz tedarikçileri olan Rusya ve İran’da sık sık ortaya çıkan arz sorunları, boru hatları ile gelen doğal gaz tedariğinde sıkıntılar yaşanmasına neden oluyor. Türkiye bu nedenle enerji ihtiyacını başka ülkelerden karşılamak üzere bir dizi hamle başlatmış durumda.
Bu kapsamda son olarak 9 Mayıs’ta, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın katılımı ile ABD’de bir anlaşma imzalandı. BOTAŞ Genel Müdürü Abdulvahit Fidan ile ExxonMobil LNG Global Başkanı Matthew R. Chandler tarafından imzalanan LNG ticareti anlaşması ile Türkiye’nin 10 yıl süreyle ABD’den her yıl yaklaşık 2,5 milyon ton LNG tedarik etmesi planlanıyor.
Bakan Bayraktar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Geçmişte Nijerya ile ve halen Cezayir’le 20 yılı aşkın, uzun dönemli sıvılaştırılmış doğal gaz kontratlarımız var. Şimdi buna Amerika’yı dahil ediyoruz. Umut ediyorum, bugün itibarıyla konuştuğumuz Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 8’ini karşılayabilecek büyüklükte bir anlaşma” diye konuşmuştu. Rusya ile sözleşmelerin 2025’te biteceğini, İran’la ise gelecek yıl sonlanacağını aktaran Bayraktar, tedarik güvenliği için başka yerlerden de doğal gaz ve LNG alımı yapılması gerektiğine dikkat çekmişti.
DW Türkçe’ye konuşan Paris merkezli Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği (OME) Hidrokarbonlar ve Enerji Güvenliği Direktörü Sohbet Karbuz, Türkiye’nin aslında 2016 yılından beri ABD’den LNG ithal ettiğini, ancak bugüne kadar bu ithalatın spot piyasa üzerinden aracılarla yapıldığını dile getiriyor. Dolayısıyla söz konusu resmi anlaşmayla ABD ile LNG ticareti konusunda daha uzun vadeli ve güvenilir bir çözüm yaratıldığını kaydeden Karbuz, “Bu anlaşma, gaz tedariğinin yanı sıra Türkiye’nin ihtiyaç fazlasını başka pazarlara satmasının da önünü açabilir” değerlendirmesinde bulunuyor.
ABD ile yapılan 10 yıllık anlaşma ile birlikte Türkiye’nin küresel LNG pazarında aktif bir oyuncu haline geldiğini vurgulayan Karbuz, “Türkiye, başka ülkelerle önümüzdeki birkaç yılda bitecek kontratların yeni müzakereleri için elini güçlendirmiş oldu” diyor. Karbuz’a göre, yakın gelecekte Türkiye’nin küresel bir şirket ile LNG ihracat tesisi kurması da gündeme gelebilir.
“Küresel bir oyuncu olabilir”
Türkiye’nin dünya çapında toplam doğalgaz ithalatında yedinci, LNG ithalatında ise dokuzuncu sırada yer aldığına işaret eden Karbuz, şöyle konuşuyor:
“Türkiye hem boru gazı hem de LNG ihracatında aktif oyuncu olma yolunda adımlar atmaya başladı. Yakın geçmişte Macaristan, Bulgaristan, Romanya ve Moldova ile gaz ihracatı konusunda imzalanan anlaşmalar bu açıdan önemli. Belki bunlara diğer Balkan ülkeleri de eklenecek. Buna ilaveten, Enerji ve Maden Kanunu’nda yapılan değişiklik doğal gazın LNG olarak ihracatının önünü de açtı. Dolayısıyla, Türkiye sadece tüketim ve ithalat alanlarında değil; kendi ürettiği gaz dahil ithal ettiği gazı dış piyasalara satarak ihracat alanında da önemli bir küresel oyuncu olma yolunda ilerliyor.”
Son yıllarda LNG’ye olan talep küresel ölçekte artıyor. Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Örgütü’nün (OAPEC) 2023 LNG piyasasına yönelik yayımladığı rapora göre, küresel sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 3,4 artarak 409,3 milyon tona yükselerek tarihi rekor kırdı.
En fazla ithalat yapan ülkeler Çin, Japonya ve Güney Kore olurken, Türkiye ve İngiltere’nin de aralarında olduğu Avrupa ülkelerinin LNG ithalatı ise 2023’te yüzde 0,07 azalarak 126 milyon ton olarak gerçekleşti.
Küresel LNG ihracatının yaklaşık yüzde 61’ini ABD, Katar ve Avustralya gerçekleştirirken, ABD 2023’te 89,5 milyon ton ile en fazla ihracat yapan ülke oldu. LNG ihracatında öne çıkan diğer ülkeler ise Cezayir, Nijerya, Angola, Kamerun, Endonezya, Mozambik, Norveç olarak sıralanıyor.
LNG ticaretinin Asya-Pasifik’ten gelen yoğun talep dolayısıyla 2026 yılında boru hattıyla iletilen gaz ticaretini geçeceği ve 2050’de ticarete konu gazların yüzde 64’ünü oluşturacağı öngörülüyor.
Enerji çevrelerinde Türkiye’nin LNG hamlesini tedarik güvenliği için doğru bulanlar kadar, “yanlış bir karar” olarak değerlendirenler de var.
DW Türkçe’ye konuşan enerji ve iklim uzmanı Önder Algedik’e göre, Türkiye kendi enerji üretimini artıramadığı için Rusya ve İran’dan sonra ABD’ye de bağımlı hale gelmeye başlıyor. Okyanus ötesinden yapılacak bir gaz ithalatında yaşanabilecek sıkıntıların Türkiye’yi gelecekte zora sokabileceğine dikkat çeken Algedik, “Türkiye’nin kaynaklarını yeni enerji tedarikçileri bulmak yerine kendi kaynaklarını daha verimli kullanmaya harcaması gerekiyor. Son 20 yılda Türkiye’nin enerji ithalatı 800 milyar doları geçti. Eğer biz sadece yüzde 10’luk bir tasarruf yapabilseydik, 80 milyar dolarla bugünkü sorunlarımızın çoğunu çözebilirdik” diye konuşuyor.
ABD’nin Ukrayna Savaşı’nı kaya gazı ihracatını artırmak için bir fırsata çevirdiğini öne süren Aldemir, bu durumun iklim politikaları ve ekolojik denge açısından da riskler taşıdığına işaret ediyor. Aldemir, şu görüşleri dile getiriyor:
“Türkiye olarak artık ABD’nin kirli gaz rezervlerini tüketiyoruz. Enerji konusunda zaten Rusya bizi zorlayan bir ülke. LNG hamlemizle Rusya- ABD meselesinde de ateşe kömür taşıyoruz. Üçüncü olaraksa zaten Türkiye’nin iklim politikaları çok kötü, aşırı enerji bağımlılığı var. Türkiye, ABD ve Rusya’ya enerjide bağımlı olmak yerine kendi kaynaklarını kullanabilir. Bunun için yapılması gereken enerji verimliliği ve planlama yatırımlarının yapılması. Enerji verimliliği ve planlama ile bir yıl içinde ABD’den ithal edeceğimiz gazın birkaç katı kadar enerji tasarrufu edebiliriz.”