Rusya’nın önde gelen Orta Doğu uzmanlarından Yelena Suponina, Rusya-Ukrayna görüşmelerine ev sahipliği yapan Türkiye’nin her koşulda başarılı olacak bir taktik izlemeye çalıştığını söyledi.
Suponina, Medya Günlüğü’ne yaptığı açıklamada, Ankara’nın Rusya ile Ukrayna arasındaki arabuluculuk rolüne ilgi duyduğunu belirtti. Suponina, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm kötü seçeneklerin içinde en iyisi olduğunu hissetti. Gerçi, bugün kimsenin iyi bir seçeneği de yok. Bu rol Ankara’nın işine geliyor. Erdoğan Türkiye’nin kazanımı müzakerelerde ilerlemenin sağlanıp sağlanmamasına bağlı olmayacak bir denge kuruyor. Yani Türkiye’nin arabuluculuktaki çıkarı, dışarıda işlerin nasıl gittiğine bağımlı değil. Burada sürecin kendisi, nihai hedeften daha önemli” dedi.
“Ankara, olaylar bağlamında artan riskleri de hesaba katıyor” diyen Rus uzman, “Bu arabuluculuğa soyunmakla Türkiye, kendisi için bölgedeki olası tehlikeli senaryolardan kaçınmak da istiyor. Arabuluculuk rolü, Türkiye’nin ABD’nin baskısına rağmen Rusya ile ilişkilerini kesmemesine ve Batı yaptırımlarına katılmamasını sağlıyor. Aynı zamanda, Rusya’nın isteklerine rağmen Ukrayna ile iş birliğini de reddetmiyor. Ankara, Batı dünyanın merkezi değildir tezini savunuyor” diye konuştu.
Suponina, “Erdoğan’ın denge kurma ve ortakların sinirleriyle oynama yeteneği, askeri-teknik iş birliğinde kendini gösteriyor. Örneğin 3 yıl önce Türkiye, Washington’ın öfkesini ve yaptırımlarına neden olan Rus S-400 füze sistemini satın aldı. Aynı zamanda Ukrayna’ya Türk Bayraktar SİHA’ları satarak Moskova’nın da tepkisine yol açtı” dedi.
Suponina, İkili ticari iş birliğini de şöyle değerlendirdi:
“Türkiye, tahıl ithalatının yüzde 80’inden fazlasını Rusya ve Ukrayna’dan alıyor. Üstelik çoğunlukla, yani yüzde 70’ni Rusya’dan satın alıyor. Ekmek fiyatları bu sevkiyatlara bağlı. Ülkede zaten yüksek bir enflasyon var. Koronavirüs pandemisi ve küresel durgunluk durumu daha da kötüleştirdi. Haziran 2023’te Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Şu anda Erdoğan liderliğindeki AKP bu seçimlere tüm gücüyle hazırlanıyor. Gıda kaynaklarının güvenilirliği, sosyal istikrarın garantisi durumunda.”
