Cumhuriyet tarihi boyunca söz varlığı açısından büyük değişiklikler gösteren Türkçede, son dönemde sanatın, tekniğin, bilimin çeşitli alanlarına ait terimlerinden yararlanılarak yapılmış birtakım yeni anlatım biçimleriyle karşılaşıyoruz.
Yeni duyulmaya başlayan bu sözlerin eskiden de yelkenleri suya indirmek, boşa kürek çekmek gibi mecazlı bazı örnekleri vardı ancak bunların sayıları sınırlıydı. Yelken sporunda geçen yelkenleri suya indirmek sözünün Türkçe Sözlük’te gerçek anlamı değil de mecaz anlamı “Direnmekten vazgeçip karşısındakinin dediğini benimsemek, kabul etmek” biçiminde verilmiş.
Türkçe Sözlük’te yelkenleri suya indirmek yanında “hareket etmek, yola çıkmak” anlamında bir de yelken açmak sözü var. Bu maddede ise gerçek anlam verilirken mecaz anlam üzerinde durulmamıştır. Bu, mecazlı bir anlatım olarak “Başını alıp uzaklara gitmek, arzuladığı hedeflere ulaşmak.” gibi anlamlarda da kullanılmaktadır. Denizcilikle ilgili mecaz anlamda kürek çekmek terimini de hatırlayalım. Denizde veya gölde tekneyi kürekler aracılığıyla hareket ettirmek yürütmek anlamında kullanılan kürek çekmek eylemi, bir de boşa kürek çekmek biçiminde kullanılır.
Türkçe Sözlük’te bulamadığım boşa kürek çekmek deyimi dilde mecazlı bir anlatım olarak “gösterilen çabanın boşa gittiği, amaca ulaşılmadığı” anlamlarında kullanılıyor. Denizcilikle ilgili bir başka örneğimiz de akıntıya kürek çekmek deyimi olup “Olmayacak bir iş uğruna çabalamak, emek sarf etmek.” Anlamında, daha çok mecazlı bir ifade olarak geçer. Verilen şu birkaç örnekte görüldüğü gibi dört tarafı denizlerle çevrili bir ülkenin insanları denizcilikle ilgili çeşitli sözler türetmiş ve bunları ilgi çekici bir biçimde mecaz anlamlarda kullanmıştır. Örneklerimiz bunlarla sınırlı değildir.
Türkçe Sözlük çalışmaları sırasında bu tür edebî değeri olan mecazlı anlatımları dikkate alıp sözlüğe işlerdik. Tanımlanması ise bir tartışma konusuydu. Bütün çabalara rağmen gene de dikkatten kaçan sözler olabiliyordu. Şimdi bu sözlere yenileri eklenmeye başlamıştır. Yazılı ve sözlü basını izlerken karşılaştığım bu tür sözlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Not ettiğim örneklerden bir bölümünü burada dile getirmeye çalışayım.
Basında sık sık kullanılan radarına yakalanmak, radarına girmek, radarına takılmak, radarına düşmek vereceğimiz örneklerdendir. Maliyenin radarına yakalanmak, zabıtanın radarına düşmek gibi Türkçe Sözlük sayfalarına henüz girmemiş olan bu radarına girmek, radarına düşmek, radarına yakalanmak deyimleri artık kontrolün, denetimin yapıldığı her durumda çeşitlenerek kullanılmaya başlandı ve oldukça geniş bir kesim tarafından benimsendi. Cisimlerin yerini elektronik dalgalar aracıyla bulmaya, tespit etmeye yarayan radar İngilizceden Türkçeye geçmiştir. Bu araç vasıtasıyla yasa dışı veya kurallara aykırı her eylem resmî veya özel kuruluşların radarına, yani denetimine girebiliyor veya takibine uğrayabiliyor. Radar sözünün ilk defa kullanıldığı yıllarda bir karşılık gösterilmedi.
Denizcilikte, askerlikte, trafikte yaygın bir söz olarak dilde yerini alan radar kelimesine izlemek, gözetlemek, denetlemek fiillerinden bir karşılık bulunabilir. Spor terimlerinden örneklere gelince Türkçede iki pota kelimesi var. Bunlardan birincisi, “içinde çeşitli madenlerin eritildiği kap” anlamındaki pota kelimesi. Bu kelime Farsça kökenlidir. Bir de “basketbol oyununda bir direğe çakılı levhaya tutturulmuş çember ile bir ağdan meydana gelen düzenek” olarak tanımlanan pota terimi var. Bu spor terimi Fransızcadan Türkçeye geçmiştir. Hint Avrupa dil ailesi içinde kökenleri bakımından bu iki sözün birbiriyle ilgisi olduğu söylenebilir. Basketbol sporunun (sepet topu) bir terimi olan pota’dan türetilmiş kelimelere deyimlere bakalım. Bu terimden potaya girmek, potaya düşmek, potaya düşürmek deyimleri günlük dilde ve basında sık geçmektedir. Bu deyimler, mecazlı sözler Türkçe Sözlük’e henüz girmemiştir. Söz konusu deyimler, “Kişi iradesi dışında, beklemediği bir durumda kendini dar bir alanda, çıkmazda bulmak” anlamlarında kullanılıyor.
Bir de spor terimi forvet örneğine bakalım.
Forvet İngilizceden alınmıştır. Futbol sahasında ileride oynayan “uç oyuncu” anlamıyla Türkçe Sözlük’e girmiş ama mecaz anlamda kullanıldığı belirtilmemiştir. Aynı durumu Misalli Büyük Türkçe Sözlük’te de görüyoruz. Misalli Büyük Türkçe Sözlük, bunu “Top oyunlarında hücum hattında yer alan oyuncu.” diye tanımlamış. Bu sözlükte de mecaz anlamında kullanıldığı belirtilmemiş.
Oysa forvet terimi basında değişik mecaz anlamlarda sıklıkla kullanılmaktadır. “Başkanlık seçiminde iki forvetimiz var…” biçiminde “mücadele edecek, kazanmayı sağlayabilecek, en etkili aday” anlamında kullandığını görüyoruz. Bunun yerine “Bu seçimde iki uç oyuncumuz var.” denebilir. Gönül böyle arzu ederse de artık o inceliğin (rikkatin), Türkçe sevgisinin köreldiğini söyleyebiliriz. Bu konuyla ilgili olarak Türk Dil Kurumunca Fransızca kökenli santra için orta yuvarlak karşılığı gösterilmiştir. Burada görev alan sporcuya da orta saha oyuncusu, orta alan oyuncusu denilmeli ve bu terimler birbirine gönderme yapılarak Türkçe Sözlük’e katılmalıdır.
(Hamza Zülfikar, tdk.gov.tr)
Makalenin devamını okumak için tıklayın
İlgili yazı: