Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin’deki temasları sırasında Türkiye’nin BRICS üyeliğini gündeme getirmesi bir haylı yankı yarattı.
Rus Sputnik’e göre Fidan, BRICS’in AB’ye karşı iyi bir alternatif olabileceğini söyledi. Fidan, AB ile Gümrük Birliği’ne sahip Türkiye’nin BRICS gibi farklı platformlarda çeşitli ortaklarla yeni iş birliği fırsatlarını aramaya devam ettiğini belirtti ve gelecek hafta Rusya’da düzenlenmesi planlanan BRICS toplantısına katılacağını açıkladı.
29 Ocak’ta Medya Günlüğü’nde Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu’nun, “Tuğla üzerine tuğla koyan örgüt” başlıklı aşağıdaki makalesi yayınlanmıştı.
***
En son 2010’daki eklemeyle üye sayısı 5 e yükselen BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’yı bir araya getiren bir grup olmuştu.
2023 bitmeden gruba Arjantin(A), Mısır(E), Etiyopya(E), İran(I), Birleşik Arap Emirlikleri(UAE) ve Suudi Arabistan(SA) da katıldı. Ancak bu genişlemenin hâlâ dönemsel toplantılarda buluşmaktan öte bir iktisadi veya siyasi amacı olduğu söylenemez. Grubun şimdi kısaltması bile akıllara seza. Sessiz harflerin yanına eklenen seslilerin bir telaffuz kolaylığı sağlamayacağı kesin. Örneğin Suudi Arabistan en sona eklense BERICESUIA SA olarak sanki bir Sabancı Holding kuruluşu çağrışımı yapıyor. Ama ülke baş harfleri nasıl sıralanırsa sıralansın, bir gruptan çok bir ülke veya Kanada’nın bazı eyaletlerinin adı ile karıştırılacak bir şey çıkıyor ortaya. BRICS-AUEIE belki sonradan olan eklemelerle gruptaki iki başlılığı gözler önüne sermesi için daha uygun.
Her halükarda, bu ülkelerin dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkeleri olduğu kesin. İlk beşli zaten gerçekten çok büyük. Ama gruptaki her ülkenin ekonomik ve demografik göstergelerini birbirine ekleyerek söylemenin bir anlamı yok. Grup içine dönmüş bir ticaret ve yatırım da bugüne kadar pek önem arz etmedi. 2014 yılında kurulan ortak bankaları BRICS Bank veya Yeni Kalkınma Bankası (New Development Bank-NDB )bir umut olmuştu. 2016 yılında Bangladeş ve Mısır’a, alt yapı ve sürdürülebilir kalkınma projelerinin finansmanı için 30 milyar doları aşkın borç verildi. 2019 da Güney Afrika’ya verilen borcun 2022’ye kadar 40 milyar dolara ulaşması hedeflenmişti. Son yıllarda giderek yalnızlaşan Rusya, BRICS e daha çok itibar etse bile, bu aslında BRICS için itibar kaybı yaratmaya başladı denilebilir. Bu nedenle Mart 2022’de BRICS olmasa bile NDB Rusya ile olan bağlarını gevşetti. Buna rağmen kredi derecelendirme kuruluşlarının hışmından kurtulamadı. Yani zemin çatlağı BRICS içinde genişlemeden önce çıkmaya başlamıştı.
Şimdi bu şartlar altında, BRICS’e yeni eklenen 6 ülkeden bazıları Arjantin dışında, sanki yeni bir bölgesel grup olmaya aday. En zengin Suudi Arabistan ve BAE zaten son yıllarda çözülen Körfez İşbirliği Teşkilatı’nın(GCC) iki üyesi. Birbiri ile olan sürtüşmeleri hiç bitmeyen Mısır ve Etiyopya’yı, yapay bir çatı altına sokmak, bir ihtimal orijinal BRICS üyelerinin bu iki ülkeyi nihai bir barışa özendirmeye çalışacaklarını düşündürüyor.
Ama nasıl?
Nil sularının paylaşımı için bir Amazon modeli mi sunacaklar? Böyle bir model zaten var mı? Varsa bile yeni Arjantin yönetimi ve yönetimin başındaki sıra dışı Başkan Javier Milei ülkesinin dış ilişkilerine nasıl bir yön verecek belli mi? Hani Arjantin ve Brezilya ortak bir para birimine geçecekti? Mercosur (The Southern Common Market veya Latin Amerika Ortak Pazarı) ve LAFTA’yı (Latin Amerika Serbest Ticaret Alanı) hayata geçiremediler. Zaten nasıl bir para birliği hayalleri vardı ki? Hem de Arjantin’deki enflasyon oranlarıyla…
(Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu, tasam.org)
Makalenin tamamını okumak için tıklayın
Görsel: ankasam.org