Ekonomi Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Haber Kameramanları Derneğinin ortak açıklaması:
“İsrail’in bir buçuk aydır sivil Filistin Halkına yönelik saldırıları, binlerce masum insanın öldürülmesi ve sürgün edilmesiyle birlikte artık ne yazık ki soykırıma varan bir insanlık dramına dönüşmüştür.
Bölgede yaşanan vahşete dünya kamuoyu adına tanıklık edip, gelişmeleri aktarmaya çalışan gazetecilerin de İsrail güvenlik güçlerince doğudan hedef seçilerek saldırıda bulunulması asla kabul edilemez. Türkiye ve dünyadan bölgedeki meslektaşlarımızı hedef alan şiddeti en sert şekilde kınıyoruz.
İsrail, kendini savunma bahanesi ile tüm dünyanın gözü önünde Filistin halkına bir zamanlar kendisine yaşatılan insanlık suçunun aynısını işleyerek, soykırım uygulamaktadır. İsrail, dünyanın bu suça tanık olmasını engellemek üzere, tüm görevi gerçekleri aktarmak olan meslektaşlarımızı hedef alması anlaşılır değildir. Gazetecilerin tarihe tanıklığı bu savaşta, bir soykırım şahitliğine dönüşmüştür. Ne acıdır ki bu savaşta gazeteciler, tarihin en acı tanıklığının bedelini canlarıyla ödemektedir. 7 Ekim tarihinden bu yana 50’ye yakın meslektaşımızın hayatını kaybetmesi bunun ispatıdır.
Gazze ablukasını zor şartlar altında izleyen gazetecilere İsrail yönetiminin kolaylık sağlaması zaten beklenemez. Ama İsrail askerlerinin her fırsatta dipçik, cop hatta silah kullanarak, bölgede dünya kamuoyu adına görev yapan gazetecilere şiddet uygulaması da aslında suçluluğun itirafıdır.
Görevinizi iyi yapmanın parçası sahadaki kendi muhabirinizden sağlıklı haber almaktır. Muhabirin hayatından endişe ettiği, hedef olduğu bir ortamda sizler de işinizi layıkıyla yapamıyorsunuz demektir.
Unutulmamalı ki biz gazeteciler; dünyanın neresinde olursa olsun, her zaman evrensel insan hakları ve hukuk kuralları ile genel kamu vicdanı doğrultusunda görev yapıyoruz. Dolayısıyla sahada görev yapan her gazeteci içimizden biri ve bizi temsil ediyor.
Dünya çapındaki meslektaşlarımız diyoruz ki; sesiz kalmayın, siz de haykırın İsrail-Filistin hattında bir an önce akan kan dursun, sivil ölümler son bulsun kalıcı ve adil bir barış sağlansın. Ve yine ateş altında canları pahasına görev yapan meslektaşlarımız da sağ salim ülkelerine evlerine dönebilsin…
Bir kez daha hatırlatmakta yarar var, saha da görev yapan her meslektaşımız bizi temsil eder, sahadaki herkes biziz, biriz… Bir an önce barışın sağlanmasını ve savaş bölgesinde görev yapan meslektaşlarımızın sağlıklı şekilde evlerine dönmelerini bekliyoruz.
Gazetecilik meslek örgütleri olarak, İsrail-Filistin savaşının başladığı günden bugüne, yaşamını yitirmiş binlerce masum insan ve görev şehidi olan meslektaşlarımızın aziz hatıraları önünde saygıyla eğilirken bir kez daha savaşa ve akan kana karşı inadına “barış” diyoruz.”