Bildiğiniz gibi artık homojen bir futbol taraftarlığından bahsetmek mümkün değil, değişen toplumsal şartlarla birlikte taraftarlık da değişti; sadece renkler değil sosyolojik temeller, politik bakışlar, beklentiler de değişti.
Fenerbahçe ve taraftarı da modern toplumdan yana tavrını koydu.
Başkaları ise modern toplumu sevmeyen bir yapının payandası oldu.
Yapı ve yapının ayakçısı takımlar belli, sipariş şampiyonluklar sadece propaganda, futbol açısından bir anlamı yok.
İşte burada Ali Koç gündeme geliyor, çok güçlü bir sermaye sahibi, futbol kulüplerini zayıflatmanın en kolay yolu para. Oysa Ali Koç tipik bir sermaye sahibi değil, neredeyse tüm servetini Fenerbahçe’ye harcıyor. Bu da Fenerbahçe’yi ekonomik açıdan diğerlerine benzeterek diz çöktürmek isteyen yapının işine gelmiyor, o yüzden Ali Koç hedefte.
Önce şampiyonu önceden belli senaryolarla “başarısızlık” hikayeleri uydurdular ama olmadı, Fenerbahçe taraftarı bunu yemedi.
Bu da olmayınca şimdi taraftar görünümlü güya muhalif bir trol ordusu oluşturdular, evet eminim bunlar belli bir plan dahilinde teknoloji ile desteklenen, tek merkezden finanse edilen bir propaganda aracının parçası.
Çünkü bu Fenerbahçe taraftarı refleksi değil, büyük çoğunluğu 3 Temmuz’u görmüş bir taraftar grubu futbolcusuna, hocasına, yönetimine küfür etmez, hakaretler yağdırmaz.
Fenerbahçe taraftarı her zaman zor beğenir, futbolcu beğenmez ve bu tavır Fenerbahçe’ye çok zarar vermiştir.
Bu sezon yaşananlar öyle değil çünkü Fenerbahçe taraftarı bile isteye takımına zarar vermez. Oysa bu sene “taraftar tavrı” diye sunulan şey yıkıcı, Fenerbahçe endişesi olmayan, hakaret ve küfürü kullanan, Fenerbahçe’yi koruma endişesi olmayan bir tavır.
Bu Fenerbahçe taraftarının geleneksel yapı ve tavrına uymuyor, bu yüzden yaşananların ardında taraftar değil “yapı” olduğuna eminim.