Bundan 91 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Türk Dil Kurumu (TDK), zaman zaman tartışılsa ve tepki çekse de toplumun büyük çoğunluğu tarafından dil konusunda otorite kabul ediliyor.
Vatandaşlar TDK’ye değişik konularda sık sık sorular yöneltiyor. Bu sorulardan bazıları doğrudan Türkçe ile ilgili, bazıları ise “fazla kişisel” olabiliyor.
İşte, kuruma yöneltilen bazı istekler, sorular ve TDK’nin verdiği yanıtlar:
Soru: Kendim bir atasözü (deyim) uydurdum. Bunu size göndersem sözlüğe alır mısınız?
Yanıt: Deyimler, tarihin bilinen veya bilinmeyen bir döneminde, genellikle mecazlaşarak halkımız tarafından benimsenmiş, kalıplaşmış söz öbeklerinden oluşmaktadır. Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve nesilden nesile aktarılarak halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlere ise atasözü denmektedir. Tanımlardan da anlaşılacağı gibi bir cümlenin veya söz öbeğinin kalıp söz olarak yerleşmesi, halk tarafından benimsenip kullanılmasıyla ilgilidir. Kurumumuz, dilimizin bütün sözlerinin olduğu gibi kalıp sözlerin de belirleyicisi değil bilimsel anlamda derleyicisi ve sınıflayıcısıdır. Kişilerin ürettiği veya uydurduğu, genel kabul görmemiş veya standartlaşmamış sözler, deyim veya atasözü olarak kabul görmez ve eserlerimize alınamaz.
Talep: Soyadımın Türkçe Sözlük’teki açıklamasında olumsuz anlamlar yer almaktadır. Bu durum beni toplum içinde rencide etmektedir. Bu sebeple bu kelimenin Türkçe Sözlük’ten çıkarılmasını talep ediyorum.
Yanıt: Kelimeler zaman içerisinde anlam değişikliğine uğrayarak olumlu ya da olumsuz birçok kavramın göstereni hâline gelebilmektedir. Ayrıca bazı kelimeler zaman içerisindeki bu değişikliklere ya da kullanım alanlarına bağlı olarak birkaç anlam da içerebilmektedir. Bunun yanı sıra dilimizde farklı kökene dayalı ancak eş yazılışlı sözler de bulunabilmektedir. Sözlükler, herhangi bir kelimenin olumlu ya da olumsuz bütün anlamlarına yer vererek ait oldukları dilin söz varlığını bütün boyutlarıyla ortaya koymayı amaçlayan eserlerdir. Bu bakımdan dilimizde kullanılan herhangi bir kelimenin veya kelimenin herhangi bir anlamının sözlükten çıkarılması sözlükçülük ilkeleri açısından doğru değildir.
Soru: Yabancı bir kelimeye Türkçe karşılık teklif etmek istiyorum. Ne yapmalıyım?
Yanıt: CİMER üzerinden iletebilirsiniz.
Soru: Türkçe Sözlük’te ve Yazım Kılavuzu’nda bazı hatalar tespit ettim. Ne yapmam gerekir? Sizlere göndersem bu hataları düzeltir misiniz?
Yanıt: Kurumumuzun yayımlamış olduğu Türkçe Sözlük ve Yazım Kılavuzu’ndaki herhangi bir eksiklik ya da yanlışlığın tespit edildiği durumlarda bu eserlerin yeni baskılarında gerekli düzeltmeler yapılmaktadır. Sizlerin yaptığı ya da yapmakta olduğu katkılar da ilgili kurullarımızda ele alınıp değerlendirilmekte ve gerekli görüldüğü takdirde tespit edilen hususlar üzerinde düzeltme yoluna gidilmektedir.
Soru: Olumsuz anlamlar içeren kelimeler Türk Dil Kurumu sözlüklerinde neden yer almaktadır?
Yanıt: Sözlükler, dilde var olan ve kullanılan kelimeleri içine alır. Olumsuz anlam içeren kelimeler her dilde olduğu gibi Türkçede de mevcuttur. Bu tür kelimelerin öğrencilere aktarılmasının bir yararı olmaması sebebiyle bunların pek çoğu okullar için hazırlanan sözlüklere alınmamaktadır. Ancak sözlükçülük ilkeleri gereği bu tür kelimeler ilgili diğer sözlüklerimizde yer almaktadır.
Soru: Türk Dil Kurumu, yazım kurallarını neden sürekli değiştiriyor?
Yanıt: Dil, zaman içerisinde değişmekte ve bu değişim neticesinde yeni durumlar ortaya çıkmaktadır. Türk Dil Kurumu, bu gelişmeleri takip edip yeni sorunların doğmaması için imlayı kurallara bağlamaktadır. Bu gibi durumların dışında sürekli bir değişim söz konusu değildir.
Soru: İş yeri, sokak, cadde, tabela vb. yerlerde yabancı isimler görmekteyiz. Türk Dil Kurumu bunlara niçin engel olmuyor? Niçin bunlarla ilgili yasalar çıkarıp bir yaptırım uygulamıyor?
Yanıt: Türk Dil Kurumunun görev ve sorumlulukları, 664 sayılı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 10. maddesinde belirlenmiştir. Buna göre iş yeri adları ile cadde, sokak ve tabelalardaki yabancılaşmaya karşı Kurumumuzun herhangi bir yasa çıkarma görevi ya da yaptırım gücü bulunmamaktadır. Türk Dil Kurumu, yabancı adları Türkçe karşılıkları ile değiştiren iş yerlerini ve Türkçe adlar tercih eden kuruluşları ödüllendirerek veya örnek göstererek diğer kuruluşlar için teşvik edici bir rol üstlenmektedir.
Soru: Türk Dil Kurumu, ithal edilen ürünlere Türkçe isimler verilmesini niçin sağlamıyor?
Yanıt: İthal edilen ürünlerin tür adlarına Türk Dil Kurumu tarafından Türkçe karşılıklar önerilmektedir: bilgisayar (computer), buzlu çay (icetea), taşınır bellek (flash memory), karıştırıcı (blender) bu önerilerden yalnızca birkaçıdır. Bununla birlikte Türk Dil Kurumunun ürün adlarının Türkçeleştirilmesi konusunda yasal bir yetkisi bulunmamaktadır.
Soru: Soyadımı/adımı değiştirmek istiyorum. Türkçe kökenli bir ad seçmeye mecbur muyum?
Yanıt: Kişi adları ve soyadları, özel ad sınıfında olduğundan bazı ayrıcalıklara sahiptir. Bu adlar, edebe aykırı anlamlar ve ilgili hukuk kuralına aykırı özellikler taşımadığı sürece oldukça geniş bir seçme hürriyeti sunar. Mesela, ülkemizde bir yer adından doğarak kişi adı ve soyadı olmuş pek çok isim kullanılmaktadır. Bu adların büyük bir kısmı Türkçe kökenli değildir; ailenin geçmiş yaşantısını temsil etmesi bakımından genellikle soyadı olarak tercih edildiği görülmektedir. Bu noktada kişi adları ve soyadlarının, Türkçe Sözlük’te bulunuyor olmak şartıyla, Türkçe kökenli kelimelerle sınırlandırılmasının mümkün olmadığı muhakkaktır.
Kaynak: TDK