Yeni bir sezon daha başlıyor ama bizim en büyük eksiğimiz hâlâ devam ediyor: Taraftar…
Her fırsatta taraftarımızı suçluyoruz ama Fenerbahçe’nin en büyük eksikliklerinden biri etkili bir taraftar organizasyonunun olmaması. Maalesef “12 Numara”nın sosyal medya dışında büyük bir etkinliği yok, tribünde ve taraftar organizasyonlarında etkili değil, ayrıca kulüp siyasetine ve yönetime yakın olması taraftarı ondan uzaklaştırıyor ve güvenin tekrar kazanılması zor görünüyor.
Bu konuda ultrAslan ve Çarşı büyük bir fark yaratıyor; bu iki örgütlenme kendi taraftarlarına liderlik edebiliyor, onlar da bu organizasyonlara güveniyor ama aynı şeyleri “12 Numara” için söylemek zor.
“12 Numara” ne algı kırmada ne gündem yaratmada ne de Fenerbahçe haklarını savunmada yeterli; bir iki tweet atıyor, sonrası yok, o yüzden de kimse ciddiye almıyor.
“12 Numara” 3 Temmuz’un bir ihtiyacından ortaya çıktı, iyi ki de çıktı, o gün yapılan mücadeleye çok ciddi katkısı oldu. Zaten bir liderlik arayan taraftar “12 Numara” ortaya çıkar çıkmaz güvendi ve sahiplendi ama onlar kulüp ve yönetimle fazla iç içe girerek taraftarın güvenini kaybetti.
Futbol kulübünün en önemli gücü taraftarı ve bunun yarattığı kamuoyu gücüdür, bizim çok ciddi bir potansiyelimiz var ama kullanamıyoruz. Taraftara liderlik eden bir organizasyonumuz olmadığı için de kimse bizi ciddiye almıyor, ne hakemin ne TFF’nin ne de kurumların dikkatini çekebiliyorsun.
Taraftara liderlik eden bir organizasyonumuz olmadığı için de birkaç sosyal medya soytarısı taraftarın bağlılığını istismar ederek sosyal medyada etkinlik kazanıp Fenerbahçe’ye büyük zarar veriyorlar. Çünkü bu soytarıların amacı Fenerbahçe değil, ya bahis reklamı ya da kendi egolarını tatmin etmek, o yüzden taraftar refleksleri yok. Bir taraftarın asla yapmayacağı “negatif Fenerbahçe” algısı ile işlerini görüyorlar. Bu durumdan Fenerbahçe büyük zarar görüyor, futbolcusu “çöp”, hocası “moron” oluyor.
Sadece bu da değil, ultrAslan ve Çarşı kamuoyunu kendi takımları lehine oluşturmak için gayret ederken bizim bu dağınık yapımız tam tersine Fenerbahçe’yi yok ediyor, gündemi Fenerbahçe aleyhine oluşturuyor. Rakip transfer yapıyor bizim futbolcular kötü oluyor, rakip hakemle kazanıyor, bunlar hocamıza küfrediyor.
Bu sorunun çözülmesi şart ama artık bu “12 Numara” ile olmaz çünkü taraftar organizasyonu yönetimden bağımsız olmalı, çeşitli nedenlerle yönetimin söyleyemediğini söyleyebilmeli. Gerektiğinde kendi kişisel kaygıları nedeniyle konuşamayan yönetime baskı yapıp Fenerbahçe’nin haklarını koruyabilmeli.
Fenerbahçe’nin çok güçlü bir tribün geçmişi var, bu yüzden bunu yapmanın zor olmadığını düşünüyorum.
Daha önce yazmıştım benim adayım Metin Sipahioğlu, maddi bağımsızlığı var, sözünü esirgemez, zeki birisi, kimin zayıf karnı nerede çok kısa sürede görüyor. Mesela “karanlık” (O karanlık; şampiyonluk posterlerinde saklamak zorunda kaldığınız yüzlerde, yıllarca futbolu tahakküm altına aldığınız derin ilişkilerinizde gizli! Kendi ışıklarınızı yakarsanız aydınlanır!) tweetinin arkasındaki kişi oydu. Bu sıradan bir tweet değildi, tüm hikayeyi değiştirdiği gibi o gün kamuoyu Fenerbahçe’nin eline geçti ve rakibe yıllarca hatırlanacak bir yara açtı.
Elbette bu bir ekip işi ama Metin Sipahioğlu’nun böyle bir ekip kurabileceğini düşünüyorum, yoksa sezon içinde ezilmeye devam ederiz ve hakkımız yenmeye devam eder, Ali Koç konuşsun diye ağzının içine bakarız, o da konuşurken milyon tane korkusu olduğu için hiçbir sonuç alamayız.