Sinema tarihinin en çok işlenen konularının başında herhalde 2. Dünya Savaşı ve Naziler gelir.
Şimdi bunlara bir yenisi eklendi: Netflix’te kısa süre önce yayına giren “Hitler ve Naziler: Kötülük Yargılanıyor”.
Eğer altı bölümlük diziden yeni ve özellikle sansasyonel bilgiler öğrenme umuduyla ekran başına oturursanız düş kırıklığına uğrayabilirsiniz.
Ama bu durum yine de seyretmenize engel değil çünkü “Kötülük Yargılanıyor”un her şeye rağmen iki kozu var.
Bunlardan ilki, adından anlaşılabileceği dizinin kısmen “Nürnberg Mahkemeleri”ne dayanması, daha doğrusu onarılmış ve renklendirilmiş görüntülerle yargılamaları ekrana taşıması.
Diğer kozu ise olayları, Nazileri iktidara gelmelerinden çok önce yakından incelemeye başlayan ABD’li Gazeteci William Shirer’in tanıklığında anlatması.
Nürnberg görüntüleri, Shirer’in anlattıkları ve canlandırmalar birleşince ortaya belgesel soğukluğu taşımayan bir dizi çıkmış.
Dizi, Hitler’in Avusturya’da geçen çocukluk ve gençlik dönemiyle başlıyor, Almanya’ya gidişi, siyasete soyunması, biraz da şansın yardımıyla iktidara gelmesi ve Almanya’yı küresel bir güç haline getirmek için yaptıklarıyla devam ediyor. İlginç anlardan biri, Hitler’in gerekirse silah kullanarak işgal etmeye hazırlandığı memleketi Avusturya’da halkın onu Viyana’da coşkuyla ve çiçeklerle karşılaması.
Diğer bölümlerde Hitler’in Yahudilere karşı harekete geçmesi, Almanya’nın topraklarını genişletmek için Avrupa’da işgallere başlaması, dünya savaşının çıkması, Almanların Sovyetler Birliği’ne saldırması, sonunda yenilmesi ve Nazi komutanlarının yargılanması anlatılıyor.
Mahkeme sahnelerinde en etkileyici görüntüler, bir zamanlar olağanüstü güce sahip olan ve kılları kıpırdamadan milyonlarca kişiyi ölüme gönderen Nazi liderlerinin ve komutanların sanık sandalyelerinde “süklüm püklüm” oturması. Şok içindeki Nazilerden hiçbiri yaptıklarının sorumluluğunu üstlenmiyor, hepsi suçu Hitler’e atıyor.
Bir diğer ilginç an ise, halka “Ben Almanya ile evliyim” yalanını söyleyebilmek için Eva Braun’la ilişkisini kamuoyundan gizleyen Hitler’in hayat boyu belki de tek arkadaşı olan Albert Speer’in mahkemede anlattıkları. Silahlanma ve Savaş Üretimi Bakanı olan Speer, Almanya’nın savaşı kaybettiğini ve halkın daha fazla eziyet çekmemesi için bir yol bulunması gerektiğini Hitler’in yüzüne söyleyebilen tek Alman yetkili. Bunun sayesinde Nürnberg yargıçlarının sempatisini kazanan Speer, iki Sovyet ve bir ABD’li yargıcın ölüm cezasına çarptırılmasını istemesine ve insanlığa karşı suç işlemekten suçlu bulunmasına rağmen nispeten hafif sayılabilecek bir cezayla, 20 yıl hapisle kurtuluyor.
Dizide, Hitler’i taparcasına seven halkın son ana dek sadık kaldığı, diktatörün ise onları kesinlikle umursamadığı ve yenildiğini görmesine rağmen savaşı uzatarak, özellikle son bir yılda ülkesinde yüz binlerce kişinin Müttefik hava saldırılarında ölmesini göz yumduğu da anlatılıyor.
Yahudi yönetmen Joe Berlinger, Times of İsrael gazetesinin sorularını yanıtlarken, diziyi çekmesinin bir nedeninin de Z kuşağının savaşta yaşananları ve Yahudilerin çektiği acıları bilmemesi olduğunu söyledi.
Berlinger, “Eskiden de soykırımı inkar edenler vardı ama şimdi Hitler’in haklı olduğunu düşünenler çıkmaya başladı. Yeni nesillere bilgisizlik hakim. Araştırmalara göre, her 10 kişiden biri soykırımı Yahudilerin başlattığını düşünüyor. Yarısı ise, tek bir toplama kampının adını bile bilmiyor” dedi.
Dizinin sonunda Nürnberg’in ardından ABD’nin, aslında üst düzey görevler almış Nazileri teknik bilgilerinden yararlanmak amacıyla ülkesine getirerek istihdam ettiği hatırlatılıyor.
* Medya Günlüğü’nde yayınlanan diğer Netflix dizi yazıları için tıklayın: https://medyagunlugu.com/tag/netflix/
