Pazar, 29 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

‘Stockholm Sendromu’ 50 yaşında

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 29 Ağustos 2023 00:50
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Gündelik hayatta “kurbanın celladına bağlanması” olarak da ifade edilen Stockholm Sendromu, bundan tam 50 yıl önce yaşanan bir olaydan adını alarak terminolojiye girdi.

Söz konusu olay, 23 Ağustos 1973 tarihinde Jan-Erik Olsson adlı bir kişinin İsveç’in başkenti Stockholm’deki Kreditbanken’ı soymak için yaptığı baskınla başladı. Silahlı olan Olsson, üçü kadın, biri erkek dört banka görevlisini rehin aldı. Soygun haberi ülkede kısa süre içinde yayıldı, polis ve medya mensupları bankanın önüne yığıldı. İsveç televizyonlarından ilk kez canlı yayınlar yapılıyordu. Keskin nişancılar da etraftaki binalarda yerini almıştı. Soygun sırasında uyuşturucunun etkisi altında olan Olsson, iki rehineyi kendisine kalkan olarak kullandı ve onları öldüreceği tehdidinde bulundu.

O dönem 23 yaşında olan rehinelerden Kristin Enmark, sonrasında yazdığı kitapta içinde bulundukları durumu “Bu saçma durumu çok sık düşündüm. Korkuyorduk ve iki taraftan da ölüm tehdidiyle karşı karşıyaydık. Hem polisin hem de soyguncunun ölüm tehdidiyle” diye anlatıyordu.

“Janne” olarak da tanınan Olsson, rehinelere karşılık üç milyon İsveç Kronu ile ünlü banka soyguncusu Clark Olofsson’un cezaevinden salıverilmesini istedi. Yetkililer, soyguncunun ikinci talebine olumlu karşılık vererek arkadaşı Olofsson’u bankaya getirdi. Eski mahkum Clark Olofsson, Kreditbank’a getirildiğinde soygunun geri kalanını kendisi devraldı. Eski fotoğrafçı 73 yaşındaki Bertil Ericsson, sonrasında polisle konuşan kişinin hep Olofsson olduğunu belirtiyor, “Çok karizmatikti, iyi konuşuyordu” diye de ekliyor.

Rehine Kristin Enmark ise kitabında bankaya girerek soygunu gerçekleştiren Olsson’un, arkadaşı Olofsson geldikten sonra sakinleştiğini anlatıyor. Kristin Enmark, kitabında Olofsson’u kurtarıcı gibi görmeye başladığını “Bana bir şey olmayacağı sözünü verdi ve ben de ona inanmaya başladım” sözleriyle ifade ediyor. Ancak Enmark, rehin alma olayı sırasında birçok kez yetkililerle konuşmuş ve banka soyguncusu Olofsson’u savunduğu için kamuoyunu şoke etmişti. Örneğin dönemin Başbakanı Olof Palme ile yaptığı telefon konuşmasında “Hiçbir şekilde Clark ve diğerinden korkmuyorum. Biliyor musunuz neden korkuyorum? Polisin bankaya girmesinden” demiş ve eklemişti:

“İster inanın ister inanmayın gerçekten sakin, hoş zaman geçiriyoruz. birbirimize hikayeler anlatıyor, dama oynuyoruz.”

Banka soygununun altıncı gününde polis eylemi sona erdirdi. Çatıdan bankaya bir delik açıldı ve içeriye göz yaşartıcı gaz sıkıldı. Soyguncular teslim oldu, rehineler ise serbest kaldı.

Psikiyatrist Nils Bejerot, banka soyguncuları ve rehinelerle arabulucu heyette yer aldığı için bu olayı ayrıntılı biçimde analiz etti.

Stockholm Sendromu terimini terminolojiye kazandıran Bejerot, bunu “kurbanın soyguncunun tarafında yer alması, onu savunması” olarak tanımladı. Ancak psikiyatristler artık bu teoriye karşı çıkıyor. Sendromu bilimsel olarak inceleyen Karolinska Enstitüsü psikiyatristlerinden Christopfer Rahm, kurbanın kendisini rehin alanla işbirliğinden ziyade “kurbanın travmatik bir durumla başedebilmesine yardım edecek bir savunma mekanizması” olduğunu savundu.

Stockholm Üniversitesi’nin siyaset bilimi profesörlerinden kadın araştırmaları uzmanı Cecilia Ase ise bu olayın siyasi bir boyutu olduğu görüşünde. Rehin alınan kadınların “sanki aklını yitirmiş” gibi tasvir edildiğini söyleyen Ase, bu bakış açısının rehine Enmark ve Oloffson’un olay sırasında bir ilişki yaşadıkları söylentisinin çıkmasına yol açtığını belirtiyor. Ancak Enmark ve Oloffson yıllar sonra gerçekten bir birliktelik yaşamış olsa bile ikilinin arasında bankadaki soygun sırasında da ilişkisi olduğuna dair herhangi bir gösterge yok.

Rehine Enmark ise bu söylentilerle ilgili olarak kitabında “Benim açımdan (rehine alma olayında) bir aşk ya da bedensel çekim olmadı. O (Olofsson) benim hayatta kalma şansımdı ve beni Janne’den (diğer soyguncu Olsson) korudu” sözlerine yer veriyor.

Rehinelerin “inanılması güç bir biçimde rasyonel davrandığını” söyleyen Ase, “Medyayı aradılar, polis ve siyasetçileri kendilerini serbest bırakmaya ikna etmeye çalıştılar” diyor. Ase’ya göre Stockholm Sendromu, devletin rehineleri korumadaki başarısızlığını örtbas etmek için uydurulmuş bir konsept.

Yıllar sonra soygunla ilgili bir kitap yazan ve olay sırasında görev yapan komiser Eric Rönnegard ise “Biz (polisler) gerçekten rehineler için bir tehdit oluşturuyorduk. Bu kadar çok polisin bankanın etrafını sarması rehinelerin vurulması tehlikesine yol açıyordu” diyerek polisin operasyon sırasında hata yaptığını düşünüyor.

(DW Türkçe)

EtiketlendiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Sağ olun kızlar, elleriniz dert görmesin!
Sonraki Makale Amerika’nın Sesi’ne RTÜK engeli

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
29 Haziran 2025
GünlükManşet

Kim daha çok uyuyor?

Medya Günlüğü
29 Haziran 2025
GünlükManşet

Ressamın tavuk döner aşkı

Medya Günlüğü
29 Haziran 2025
Günlük

Tanımadığımız Cüneyt Arkın

Cenk Başlamış
28 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?