Ömer Yalçınkaya
16 Temmuz 2022 tarihli Sözcü gazetesinin başlığı aynen şöyle:
“Baklava, cacık derken kokoreç de gitti” (*)
Bir şeyin sizden gitmesi için öncelikle sizin olması gerekir. Peki kokoreç gerçekten bizim mi?
TDK Güncel Sözlüğü aşağıdaki açıklamayı veriyor:
Kokoreç, -ci
isim, Rumca
Şişe sarılarak kor ateşte kızartılan, kuzu bağırsağından yiyecek.
Demek ki sözü biz Rumcadan almışız. “Peki bu bir Türk yemeği olsaydı adı Rumca olur muydu?” diye sormak geliyor insanın aklında. Ancak haberi yazan Sn. Ali Gülen’in aklına bu soru gelmemiş olmalı ki “bizim kokoreç de gitti” diye haber yapmış. Bu sorunun aynı şekilde gazete editörünün de aklına gelmediği anlaşılıyor.
Yunancada kokoretsi olarak adlandırıldığı da haberde belirtiliyor. Haberin görselinde aynen bu şekilde yazıldığı görülüyor. Kokoretsi yazılan sözcük Yunancada kokoreçi şeklinde okunur. Kısacası Türkçe bir sözün Yunanca yazılışı değildir.
Yunanca sözün, Slav dillerinde mısır anlamına gelen kukuruza sözünden türediği düşünülüyor. Bunun nedeni ise şişe sarılmış bağırsağın mısır koçanını andırması.
Sibirya, Orta Asya, Kafkasya’daki Türk mutfaklarında bağırsak çeşitli formlarda tüketilir. Ancak kokoreç benzeri şişte ateşte kızartılan bir bağırsak yemeği yoktur. Balkanlar’da da ben rastlamadım ancak eğer varsa bile bu beni fazla şaşırtmaz.
Sözcüğün dilimizde ilk kez yazılı olarak 1920 yılında Ömer Seyfettin tarafından kullanıldığını görüyoruz. Ömer Seyfettin, Lokanta Esrarı adlı hikayesinde, bir Rum lokantasında ilk kez kokoreç ile tanışmasını anlatıyor.
Kokoreçin, Yunanların geleneksel olarak Paskalya bayramlarında yediklerini ve Yunan tavernalarının gözde yemeklerinden biri olduğunu da burada belirterek konuyu sonlandıralım.
Basın yayın kuruluşlarımızın araştırmadan yaptıkları haberlere toplum olarak çok alıştık. Ama bir konuda bir tez ileri sürüyorsanız öncesinde kısacık bir araştırma yapmanızda yarar var. Korkmayın parmaklarınız yorulmaz.
Uluslararası sorun oldu!
Sözcü’deki haber Türkiye ile Yunanistan arasında ‘kokoreç-kokoretsi’ savaşı başlattı. Hürriyet’in haberine göre. Yunan haber siteleri, Türk medyasındaki kokoreç ile ilgili haberleri “Şimdi de kokoretsi için kavga edeceğiz”, “Türkler, adalardan sonra kokoretsiye de göz dikti”, “Türk-Yunan mutfak savaşı”, “Türklerin, Yunan kokoretsisi için iştahları açıldı” şeklinde başlıklarla duyurdular. Atina’nın “Etçiler Mahallesi” olarak bilinen Vari semtinde, yıllardır “kokoretsi” pişiren Vasil usta, Yunan Skai televizyonuna “Kokoretsinin, kokoreç ile hiçbir ilgisi yok. İstanbul’a gittim ve kokoreçi tattım. Bizimkisi çok daha lezzetli. Türkler sadece bağırsak kullanıyor. Biz ise bağırsağın içini ciğer, böbrek, uykuluk ve baharat ile dolduruyoruz” dedi. Yunanistan’da, kokoretsi porsiyonu 9-12 euro (160-250 TL) arasında değişiyor. Türk-Yunan ilişkilerinde “mutfak” önemli bir yer tutuyor. İki ülkenin mutfaklarında, kullanılan malzemeleri ve pişirme tarzları farklı olsa da cacık-caciki, imam bayıldı-imam baildi, köfte-keftes, musakka-musakas gibi pek çok “ortak lezzet” bulunuyor.
(*) https://www.sozcu.com.tr/2022/dunya/baklava-cacik-derken-kokorec-de-gitti-7251710/