Gazeteci Varol Ersoy‘un Medyaradar sitesinde yayınlanan “İmamoğlu’nun sorgusunda adı geçen ünlü gazeteciler” başlıklı yazısı:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na gözaltında olduğu 21 Mart 2025 tarihinde Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorulan sorularda bazı gazetecilerin ismi de gündeme geldi.
Gizli tanık Meşe’nin ifadesinde; Medya A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un Bahar Feyzan, İsmail Saymaz, Yavuz Oğan, Nevşin Mengü, Ruşen Çakır, Batuhan Çolak, Barış Pehlivan, Oda TV, Soner Yalçın, Aslı Aydıntaşbaş, Nagehan Alçı, Şaban Sevinç isimli kişi ve kurumları sürekli finanse ettiği, bu isimlere de para teslimini kendisine en yakın kişi ve aynı zamanda kasası da olan Emrah Bağdatlı’nın yaptığı iddia edildi.
Aynı gizli tanık, Murat Ongun’un Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu ile de yakın ilişki içinde olduğunu, Halk TV’ye finansman sağladığını hatta Mahiroğlu’nun Boğaz’da yaptığı binasına ruhsat dahi verdiklerini iddia etti.
Emniyet tutanağında bu iddialarla ilgili olarak bildiklerini anlatması istenen Ekrem İmamoğlu’nun yanıtı ise, “Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim” oldu.
İmamoğlu’nun en yakın çalışma arkadaşı olan Murat Ongun’un da İmamoğlu’yla birlikte tutuklanmasından sonra yanıtı merakla beklenen sorulardan biri de soruşturmanın, adı geçen bu gazetecileri kapsayacak şekilde genişleyip genişlemeyeceği…
Elbette bu konudaki gelişmeleri önümüzdeki günler bize gösterecek.
Gizli tanık Meşe’nin ifadesinin “maaşa bağlanan gazeteciler”le ilgili bölümü günlerdir iktidara yakın medyada konuşulup duruyor.
Hatta suçlamaları detaylandıran bazı yorumcular, işi bu gazetecilerin haber ve yorumlarından tek tek örnek vermeye ve İmamoğlu’na yakınlıklarını kanıtlamaya kadar bile götürüyor. Benim ilgimi çeken ise ülkenin gündemine gelen her konuda neredeyse her akşam televizyon ekranlarında konuşan ya da gazetelerinde yazan bu arkadaşların çoğunun susmaları ve haklarındaki bu iddiaları görmezden gelmeleri.
Bir tek Cumhuriyet Yazarı Barış Pehlivan X mesajı atarak iddiaları yalanladı ve şunları söyledi:
“Benim herhangi bir belediyeden, belediye çalışanından veya siyasetçiden doğrudan ya da dolaylı herhangi bir şekilde finanse edildiğimi ya da para aldığımı ispatlamayan şerefsizdir, namussuzdur, haysiyetsizdir. Emrah Bağdatlı’yı tanımam; yüz yüze ya da telefonla hayatım boyunca hiçbir iletişimim olmadı.
14 yıl önce FETÖ eliyle hapse tıkıldığım Ergenekon kumpasındaki gibi gizli tanıklar bugün yine ortaya saçıldı.
Gizli tanığa önce itibar suikastı yaptırılıyor. Yargı tek bir soru sormadan, tek bir delil aramadan, bu alçakça iftiraları önce kayda geçirip sonra da medyaya servis ediyor.
Bu gizli tanık denilen operasyon çocuğunun yalanlarını yayan herkesle tek başıma da kalsam mücadele edeceğim. Dün nasıl bu hukuksuzlukları bedeli ne olursa olsun sadece kalemimle deşifre ettiysem, kimsenin kuşkusu olmasın yazdım, yazıyorum ve yine yazacağım. Beni aşağılık iftiralarınızla susturamazsınız.
Siz de iki paralık şerefiniz kaldıysa yazdıklarınızın arkasında durun.”
Ne yalan söyleyeyim, adı geçen diğer gazetecilerin de daha ilk günden çıkıp bu iddiayı şiddetle yalanlamalarını beklerdim.
Daha önce de gazeteci Levent Gültekin 28 Ağustos 2024 tarihinde kendi YouTube kanalında yayınladığı videoda, bazı gazetecilerin Ekrem İmamoğlu’ndan danışmanlık ve gazetecilik adı altında para aldığını, aynı kişilerin ondan sonra İmamoğlu’na övgüler yağdırdığını iddia etmiş ve eski program arkadaşı Şaban Sevinç’i de isim vererek eleştirmişti.”