Fenerbahçe’nin taraftar konusundaki dağınıklığı ve kırılganlığı artık kronik hale geldi. Daha önce yazdığım gibi bunda artık tamamen taraftarın güvenini kaybeden “12 Numara” ve taraftar psikolojisi ve yönetimi konusunda hiçbir fikri olmayan yönetimin de sorumluluğu var.
Şu anda meydan boş ve bu boşluğu küçük burjuva, beyaz ne derseniz deyin kendini seven, egosu şişik tipler, Fenerbahçe bağlılığını ticari olarak istismar etmek peşindeki iki yüzlü gazeteciler, bet reklamcıları dolduruyor. Daha da kötüsü bu dağınıklığı bilen rakip taraftarlar Fenerbahçe işaretli hesaplarla Fenerbahçe’yi Fenerbahçe’ye kırdırıyorlar.
TDK’ye göre taraftar yandaşlık, bağlı olma durumu diye tanımlanıyor. Bilimsel değerlendirmelerde ise taraftarlığın bir aidiyet arayışı olduğu ifade ediliyor. İnsanın bir bütünün parçası olma arayışının modern hali aslında; kabile bağlılığı ne ise taraftar bağlılığı da odur. Yandaşlık, taraf olma durumu bunların hepsinin ortak yanı, herhangi bir mantık bağı kurmadan bağlanmak veya taraf olduğu şeyin en iyi olduğuna inanmak.
Herkes yıllardır süren başarısızlık falan diyor ama taraftarlık öyle bir şey olsa Bursaspor, Ankaragücü taraftarları olmazdı veya Liverpool; bu başarı kriteri de taraftarın kendi kulübüne ihanet etmesini açıklamıyor.
Taraftar takımının hep başarılı olmasını ister ama hayal kırıklığı ve kızgınlık anlıktır, kalıcı olan bağlılık ve taraf tutmaktır. Takımın haksız veya kötü bile olsa refleks olarak korumak için onu savunur, en azından sessiz kalırsın.
Şu andaki Fenerbahçe taraftar profili bu kriterlerin hiçbirini karşılamıyor. Sosyal medyada öyle Fenerbahçe işaretli hesaplar var ki sistematik olarak Fenerbahçe’yi, oyuncusunu, yönetimini küçük düşürecek tweetler atıyorlar, bunu yapan adamların ortalama taraftar olduğunu düşünmek büyük cehalettir.
Bence bunların içinde rakip taraftar ve yönetimlerce kullanılan hesaplar var ve hiç de küçümsenmeyecek sayıda olduklarını düşünüyorum. Galatasaraylı, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu hesaplar arasında bunu yapan göremezsiniz. Onlara göre her zaman Fenerbahçe kötü, kendi takımı iyidir.
İkinci grup ise taraftarın bağlılığını kendi ticari amaçları için istismar edip, ilgiyi canlı tutmak için sürekli yalan haber yapıp, taraftarı buna inandıran, sonrasında da ilginin devamı için yönetimi günah keçisi yapan iki yüzlü gazeteciler. Diğer takımların muhabirlerini dikkatle izleyin onlar sadece Fenerbahçe’ye sallar.
Bunu yazarken bir blogger olarak utanıyorum, FB’li, GS’li, BJK’li gazeteci, gazetecilik mesleği adına utanç verici bir durum. Bu durumu ifade etmek için ne söyleyeceğimi bilemiyorum ama bir öğretmenin öğrencilerini istismar etmesi kadar iğrenç bir durum bu, mesleğine ihanetin daniskası.
Bir de şu anda 3 Temmuz’da öne çıkmış ve Fenerbahçe gündemini ele geçirmiş küçük burjuva beyazlar var. Bunların tuzu kuru, yaşam mücadelesi falan yok, bunlar da basketbol severler, yurt dışına maça falan giderler, bunlardan bazılarının derdi ego mastürbasyonu; insanlar beni bilsin, adımı duysun, en çok ben tanınayım.
Anlaşılır taraftar refleksi şudur: İyiler kamuoyunda, kötüler kendi içinde söylenir. Elbette eleştiri olacak ama bunun zamanını ve yerini öyle iyi seçeceksin ki Fenerbahçe zarar görmeyecek.
Zaha bize gelmedi diye saniyede bir yıkık tweetler atmak taraftar refleksi değildir, tam tersine Zaha’nın sakat olduğunu duyduğunda cümle alem duysun diye her saniye haykırmaktır. Biz GS’ye çalımla alsak GS taraftarı minimum 10 dakika içinde tüm dünyaya Zaha’nın sakat olduğunu-olmasa bile-duyururdu. Biz GS’ye çalım atıp alsak Fenerbahçe taraftarı Zaha’nın sakatlıklarını manşet yapar-sakat olmasa bile-oyuncuyu gömerdi. GS taraftarının bu bağlılığı doğru, bizimki kitlesel psikolojik bozukluk, hastalık.
Sonuç olarak, hem Fenerbahçe yönetimi hem camianın önde gelen insanları kulüpten bağımsız bir taraftar organizasyonu kurulması ve bu dağınıklığın toparlanması için gereken sorumluluğu almalıdır.
Taraftar da kimi takip edip kime inanacağını iyi değerlendirmelidir çünkü Fenerbahçeli diye peşine takıldıkları insanlar Fenerbahçe’ye en büyük zararı veriyor ve taraftarı tercihleri ile kulübün zarar görmesine neden oluyor.