Perşembe, 13 Kas 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Sen de mi T24?

Cenk Başlamış
Son güncelleme: 21 Ekim 2025 16:42
Cenk Başlamış
Paylaş
Paylaş

Türk medyasının ezelden beri en önemli defolarından biri, “emeğe saygı” manşetleri atarken göz göre göre “emek hırsızlığı” yapmasıdır.

İnternetin yaygınlaşması bu hastalıklı alışkanlığı topluma da bulaştırdı. Sosyal medyada sık görürüz, dikkat çeken ve beğenilen bir paylaşımın altına birileri “bunu çaldım” yazar ve yanına da bir gülücük işareti koyar. Böylece, işi şakaya vurarak “hırsızlığı” kendine göre meşrulaştırır. Daha da sık görülen ise, ilgi çekmek ve takipçi sayısını artırmak isteyenlerin özgün paylaşımları kendine mal etmesi.

Bir sosyal medya kullanıcısının en temel etik ve ahlak kurallarına uymaması onu bağlar ama söz konusu bir medya kuruluşu olunca iş kişisellikten çıkar ve daha vahim bir boyut kazanır.

Medya Günlüğü yazarı Metin Gülbay sık sık tarihle ilgili çok okunan yazılar yazıyor. Bunlardan biri de, ilk olarak 5 Ekim 2024’te yayınlanan “Baltacı ile Katerina o gün ne yaptı?” başlıklı yazı. Gülbay o yazıda, Türk tarihinin en büyük efsanelerinden olan “Baltacı-Çariçe Katerina” ilişkisine dair yüzyıllardır süren ve kaynağı tam bilinmeyen söylentilerin gerçekle ilgisi olmadığını anlatıyor. Gerçekte yaşanmamış bir olay üzerine Türkiye’de binlerce haber, hatta ve hatta kitaplar bile yazıldığı düşünüldüğünde önemli bir yazı.

Prof. Dr. Mehmet Ali Çiçekdağ da 12 Ekim 2025 tarihinde T24’te yayınlanan “Baltacı Mehmed Paşa-Katerina efsanesi ve dünya barışı” başlıklı yazısında aynı konuyu, aynı bakış açısıyla işlemiş.

Olabilir, hiçbir konu kimsenin tekelinde değil. Hatta bir pazar günü için okurun ilgisini çekebilecek gayet eğlenceli ve popüler bir konu.

Çiçekdağ da yazısını Gülbay’la aynı mantığa oturtmuş, yani Baltacı-Katerina arasında yaşandığı iddia edilen yakınlaşmanın yüzyıllardır devam eden bir şehir efsanesi olduğunu yazmış.

Ama bununla da kalmamış, Gülbay’ın yazısından da “yararlanmış.”

“Yararlanmış” tabii kibarca söylenişi.

Mesela Gülbay şöyle yazmış:

“Babamdan bile dinlemiştim, ‘Baltacı Mehmed Paşa Rus ordusunu Prut savaşında kıstırmış, sonra Rus Çariçesi Katerina savaş alanında paşanın çadırına gelmiş, o gece birlikte olmuşlar, paşa da kuşatmayı kaldırmış ve Rusya kurtulmuş. Yoksaaa, bugün Rusya diye bir devlet olmazmışmış. Bundan sonrasını ise hemen tüm büyüklerimden dinlemişimdir: “Bu Baltacı var ya bu Baltacı, aaaah ah! Biraz akıllı olsaydı, Rusya diye bir ülke yoktu bugün. Hani çok şehir efsanesi dinledim ve halen de dinlemekteyim ama dinlediğim efsanelerin doruğunda hâlâ Baltacı Mehmed Paşa-Katerina olayı durur. Bunu aşan efsaneye daha rastlamadım.” 

Bu satırlar Çiçekdağ’ın yazısında şuna dönüşmüş:

“Baltacı Mehmed Paşa Rus ordusunu Prut savaşında kıstırmış, sonra Rus Çariçesi Katerina savaş alanında paşanın çadırına gelmiş, o gece birlikte olmuşlar, paşa da kuşatmayı kaldırmış ve Rusya kurtulmuş. Bu Baltacı var ya bu Baltacı! Biraz akıllı olup uçkuruna sahip olsaydı Rusya diye bir ülke yoktu bugün. Çok şehir efsanesi duydum ve okudum ama bence Baltacı Mehmed Paşa-Katerina olayı onların doruğundadır.”

Gülbay şöyle devam etmiş:

“Tabii ki yenilen devletler yok olmaz ama eğer Baltacı saldırsaydı Rusların çok ağır kayıplar verecekleri ve sonradan ‘Deli Petro’ diye anılan ve o sırada ordusunun başında bulunan Çar 1. Petro’nun esir alınmasıyla tarihin başka türlü olacağını söylemek mümkündür. Ama öyle olmamıştır.”

Bu satırlar T24’teki yazıda şöyle olmuş:

“Tabii ki eğer Baltacı saldırsaydı Rusların çok ağır kayıplar verecekleri ve bizim Deli Petro, Rusların Büyük Petro diye adlandırdığı ve o sırada ordusunun başında bulunan Çar 1. Petro’nun esir alınmasıyla tarihin başka türlü olacağını söylemek mümkündür. Ama öyle olmamıştır.”

Diğer yandan, Allah için, Prof. Dr. Çiçekdağ’ın yazısında olan ama Gülbay’ın yazısında olmayan bölümler de var. Mesela, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2003 yılında Türk gazetecilere bu konuda söyledikleri:

“Bizde bu olay başka türlü biliniyor. Rus ordusu kuşatma altındayken Katerina kuşatmayı yönetene rüşvet vermiş. Tüm kadınların takılarını zorla toplatmış, kendi mücevherleriyle birlikte paşaya vermiş. Böylece Türk kuvvetleri Rus askerlerini savaşmadan serbest bırakmış. Bu olaydan sonra Petro, özel olarak kadın nişanı çıkarmış. Adını da ‘Kutsal Katerina’ koymuş. Petro Moskova’ya döndüğünde ilk eşini manastıra sürgüne gönderip Katerina’yı kendisine eş olarak almış.” 

Doğru, bu bölüm Gülbay’ın yazısında yok ama Medya Günlüğü’ndeki bir başka haberde var. 2003 yılındaki Putin’le görüşmeye katılan gazeteci Cenk Başlamış’ın Medya Günlüğü’nde yazdığı yazıda aynı paragraf var.

Tesadüf mü?

Sözün özü, elbette herkes bir başkasının haberinden, yazısından yararlanabilir, alıntı yapabilir hatta esinlenebilir ama emeğe saygı adına kullandığı kaynağın adını vermesi gerekir.

Yukarıda örneklerle anlatılan olayda aslında deneyimli ve saygın gazeteci Doğan Akın’ın yönetimindeki T24 herhalde en az suçlu. Yazıyı yayına hazırlayacak editörün önüne bu yazı gelmiş. Editörün uzun bir köşe yazısını satır satır “acaba başka yerde de çıkmış mı” diye kontrol etmesi mümkün de değil, gerçekçi de değil. Kaldı ki yazıyı yazan bir bilim insanı.

Bu tür etik hataları yapanların anlamadığı, kaynak belirtmenin yazıyı yazanı küçültmediği, tersine saygınlık kazandırdığı…

Manşet görseli: eksiseyler.com

İlgili yazılar:

Basın Konseyi’nden Sözcü ve Yılmaz Özdil’e “uyarı”
Sözcü usulü ‘hak, hukuk, adalet’

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanCenk Başlamış
Takip et:
42 yıllık meslek yaşamının 21 yılını Milliyet gazetesi, CNN Türk ve 32. Gün'ün muhabiri olarak Moskova'da geçirmiş bir gazeteciden medya eleştirileri ve Rusya ağırlıklı dış politika, kimi zaman da gezi ve amatör müzik yazıları. "Sovyetleri Yıkan Darbe: Kuğu Gölü Operasyonu", "Rusya'da Bir Çılgın: Son Çar Jirinovski" ve "Gorbaçov'dan Putin'e...Rusya'nın Sırları" ve "Vladimir Vladimiroviç Putin: Rusya'yı Ayağa Kaldıran Lider" (Okay Deprem'le) kitaplarının yazarı. Sürekli basın kartı sahibi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi. https://www.instagram.com/djenkbaslamis/
Önceki Makale Kim bu Ruslar?
Sonraki Makale Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

Ekotürk TV 26 milyon liraya satıldı

Medya Günlüğü
13 Kasım 2025
GünlükManşet

Tele2 Haber yayına başlıyor

Medya Günlüğü
13 Kasım 2025
EditörGünlük

Birleşik Krallık’ta Sabahattin Ali hayranlığı

Medya Günlüğü
13 Kasım 2025
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
13 Kasım 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?