Selim İleri ilk romanı Destan Gönüller’i 1973’te yayımlar.
İleri, üniversite öğrencisi Yusuf’un çocukluğuna, ilk gençliğine dair hatırladıklarından oluşan bu ilk kitaptan ziyade Her Gece Bodrum (1976) ve ardından peş peşe gelen Ölüm İlişkileri (1979), Cehennem Kraliçesi (1980), Bir Akşam Alacası (1980) ile romancı olarak tanınmaya başlar. Bu romanlar “Bodrum Dörtlemesi” adıyla anılacaktır.
Romanlardaki olay zamanı 1970’lerin sonudur. Her Gece Bodrum, birkaç gencin (Cem, Murat, Tarık) Bodrum tatilinde yaşanan incitici arkadaşlıklarını anlatır. Ölüm İlişkileri 1970’lerin sonu Türkiyesi’nde okumuşlar ve sanatçılar etrafındaki ilişkileri konu edinir. Ressam Belkıs, yazar Emre, çevirmen Cemal, tiyatrocu Uğur… gibi kişilerin kırıcı, aldatan, ikiyüzlü ilişkileri ve sanatla, okunanlarla hayatın çelişmesi romanda işlenir.
Cehennem Kraliçesi’nde 1977 ve 1978’den seçilen birkaç gün üzerinden önceki romandakine benzer bir çevrenin (ressam Belkıs, Gökmen, asistan Marksist Mehmet, felsefe asistanı Şadiye) hikâyesi romana konu olur. Kitapların dünyasında kalmış, arkadaş ve aile çevresinde mutsuz, birbirlerini inciten, aldatan bir çevredir hikâye edilen.
Dizinin son romanı Bir Akşam Alacası’nda söz konusu çevredeki (mimar Göksel, ressam Belkıs, felsefeci Cemal, şair Tayfun, yazar Emre…) ilişkiler pek değişmez. Emre üzerinden 1980’lerin eşiğine gelmiş Türkiye’nin sorunlarına; “siyasal cinayetler, saldırılar, yıldırı ortamı, kırsal kesim, yoksulluk, işsizlik, cinsellik, töre, karanlık yeni zenginler, faşizm tehlikesi”ne (İleri, 1980: 11) bir çıkış arandığı görülür. Emre ve Ekrem üzerinden Türkiye’nin Yunus ve Mevlana’dan da beslenen bir gönül eğitiminden geçmesi gerektiği teklif edilir.
“Bodrum Dörtlemesi”nin ardından gelen Yaşarken ve Ölürken (1981), Yalancı Şafak (1984), Saz Caz Düğün Varyete’de (1984) dörtlemedeki konulara devam edildiği söylenebilir. Yaşarken ve Ölürken’de yaşadıklarını, inançlarını sorgulayan bir arkadaş grubu hikâyelerini bir romancıya anlatır: “Birer panayıra benzeyen entelektüel yaşamlarını eleştirmeyi göze alamadıklarından uzun süre kahrolacaklardır. ” (İleri, 1981: 453), “sosyalizmleri ölüm kusmaya başlamıştır” (İleri, 1981: 302).
Yalancı Şafak’ta yazar Belma Esen ile Orhan üzerinden tanıdık çevre anlatılmaya devam edilir: “(…) duyarlıktan, tartışmadan uzak, hazır reçeteler üreten aydınlar, siyasa adamları geveze ve sahtekardır.” (İleri, 1984: 12- 14). Romanda bir “iç eğitimi”nden geçtiği belli olan Ertuğrul Bey, Belma’nın yer aldığı okumuş çevreden çok farklı, Belma’nın özendiği bir kişiliği temsil eder.
Saz Caz Düğün Varyete’de bir sanat/opera çevresiyle Selim İleri, kendi ifadeleriyle “siyasal bir parodiyle politik bir taşlama” yapar. Buraya kadar sözü dilen romanlardaki kişiler genel bir bakışla, Nazan Bekiroğlu’nun ifadeleriyle “hiçbir şeye bağlanamayacak kadar her şeyi iyi bilen küçük burjuva, aydınlar, sanat öğrencisi gençler, toplumla sağlıklı ilişki kuramayan şair, ömrü boyunca sevgiyi aramış ama bir türlü yakalayamamış gönül yorgunu geçkin bakireler, cinselliği netleşmemiş, daha doğrusu sapkın cinsel eğilimler içerisindeki incelik düşkünü erkekler, kadınlar, hayatta aradığını bulamamış sanatçılar”dır (Bekiroğlu, 1991: 3).
Yazar bu romanlarında seçilen çevre üzerinden Türkiye eleştirisi yapar. Ahmet Oktay bu konuda şunları söyler:
“Selim İleri’nin romanlarında Türkiye’nin kültürel ve siyasal yaşamıyla, dolayısıyla aydınlarla köktenci bir hesaplaşmaya giriştiği açıkça görülüyor. …Türkiye’nin sosyoekonomik yapısı dolayısıyla aydınlarla hesaplaşmak demek onları içinden çıktığı ve içinde biçimlendiği sınıfla: burjuvazi ve küçük burjuvayla hesaplaşmak demek, Selim İleri Her Gece bodrum, Ölüm İlişkileri, Cehennem Kraliçesi, Bir Akşam Alacası ve Yaşarken ve Ölürken adlarını taşıyan beş romanında, küçük bir ‘oba’dan toplumsal kesimlere, giderek toplumun tümüne açılan kurmaca bir dünyanın aracılığıyla yürütüyor eleştirisini elbet. …. Selim İleri’nin söylemi, son kertede toplumculuğu ve Türkiye toplumcularını muhatap alıyor. (Oktay, 1998: 186)
(Alpay Doğan Yıldız, tdk.gov.tr)
Yazının devamını okumak için tıklayın
Fotoğraf: indyturk.com