Son 20 yılda önce Fetö’nün, sonra da tarikatların son derece güçlü ve sonuç belirleyici rolleri olduğu ve kendilerine benzemeyenleri de “kafir” olarak gördükleri için manipülasyonu günah olarak görmediklerini biliyoruz.
Her camianın belirleyici özelliği var; Fenerbahçe Atatürk ve Cumhuriyet konusunda çok açık tavır sergileyen bir kulüp, başkaları da tarikatla veya mikro milliyetçilikle tanımlanıyor.
Bazı rakiplerimizin seçkinleri Atatürk ve Cumhuriyet gibi kavramları kullansa da çok uzun süre hüküm süren ve hâlâ devam eden tarikat bağlantıları nedeniyle bunun tabanda karşılığı yok. Ağırlıklı taban tercihi tarikatlardan oluşuyor. Makyavelist misyoner kültürü de bunu kullanmaktan kaçınmıyor. Yani o tavırlar sahte ve ikiyüzlü.
Bu kısa belirlemenin özeti, son 20 yılda Fenerbahçe hep düşman ve öteki oldu. Bırakın sahayı, Kuzey Irak’ta drone’la 8000 metre yüksekten insan tanıyan devletimiz Fenerbahçe otobüsünü tarayanları bulamadı. Bunun basit bir tesadüfe bağlamak çok iyi niyetli olur. Kumpas, 12 mayıs, 4 Nisan, 4 şikeci hakem ve en son “fotoşop ile ofsayt”, bunlara itiraz eden fanatiktir, gerisi boş laf.
Yani Fenerbahçe tarikatlar ve Fetö’ye karşı Atatürk ve Cumhuriyet bağlılığı nedeniyle hep düşman olarak görüldü ve rakiplerinin bu bağlantıları onları rahatlattı.
Şimdi iktidar değişir veya değişmez bilmem ama ortada bir seçim var ve her iki cenah da çok iddialı, yani her sonuç olabilir ve 20 yıllık tablo değişebilir. Bu durum tarikatlar ve güçlerinden korkan ve bu nedenle Fenerbahçe’ye düşman olan insanları yeni dönemde bir tercihte bulunmak zorunda bırakabilir. Bunu “Fenerbahçe’yi kayırırlar” anlamında söylemiyorum, en azından dün akşamki gibi fotoşop ile gol iptal etmekten çekinirler çünkü yeni dönemde bu onlar için beşli çete gibi bir algı oluşabilir.
Ahmet Çakar ve Erman Toroğlu Türk futbolunun arkasını ve çöpünü bilen iki kişi ve son zamanlardaki yorumları eskisi kadar anti-FB değil, pozisyon almak için kendilerine alan bırakıyorlar. Dün geceki ofsayt yorumları gibi.
Seçim yaklaştıkça bu etki artabilir ve hakemler daha adil davranmak zorunda kalırlar; yani seçim bizim için şans.
Bu şansı değerlendirmenin en önemli unsuru taraftarın ve yönetimin bıkmadan usanmadan son 20 yılda yaşanan ve yaşanmaya devam eden çeteleşmeyi ifşa etmeleri ve takımlarına ve hocalarına sahip çıkmalarıdır.
Bu şampiyonluk kaçarsa en büyük sorumlusu taraftar olu,r önümüzde seçim zoruyla adil olma şansı bulunan bir lig var. Taraftar olarak neft yağı içen insanlara meydanı bırakmayalım, bıkmadan, usanmadan ahlaksızlıkları anlatalım.