Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı başlattığı tarihin üzerinden tam bin gün geçti.
Rus ordusunun hızlı bir biçimde ilerlemesinin ardından, savunma konumundaki Ukrayna ordusu Rus güçlerini kuzey sınırına kadar püskürtmeyi başardı. Ülkenin güneyinde ise Ukrayna güçleri, Rus kuvvetlerini ülkenin en büyük nehri olan Dnipro’nun diğer tarafına geri itme hedefinde başarılı oldu.
Uzun bir süre boyunca Rus ordusuna karşı kendi topraklarında savunma rolünü sürdüren Ukrayna ordusu, bazı paralimiter güçlerin desteğiyle, 2024 yazında savaşı Rus topraklarına taşıyarak Kursk’a saldırdı ve buralarda kontrolü sağlamayı başardı.
Karşı saldırıya rağmen, Ukrayna’nın doğusundaki toprakların önemli bir bölümü bugün hâlâ Rus kontrolünde. Öte yandan Rus güçlerinin Mart 2014’te işgal ve ilhak ettiği Kırım Yarımadası’nda kontrol hâlâ Rusların elinde.
Savaşın başladığı Şubat 2022’den bu yana cephede pek bir değişiklik olmadı. Bugün gelinen noktada, sürmekte olan savaşın bir çeşit yıpratma savaşı olduğu söylenebilir.
İşte savaşın ilk bin gününün bilançosu:
Milyonlarca mülteci
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre, söz konusu savaş, dünya çapında en büyük mülteci krizlerinden birine neden oldu. Ukrayna savaşı sonucunda 10 milyonu aşkın kişi yerinden edildi. 6,7 milyon Ukraynalı mülteci Avrupa ülkelerine sığındı. Bunların yaklaşık 400 binlik kısmı, 2024’ün ilk yarısında geldi.
Bunlara ek olarak Ukrayna içerisinde de dört milyon kişi evini bırakıp kaçmak zorunda kaldı. Ağustos ayından bu yana 170 bin Ukraynalı, ülkenin doğusundaki evlerini terk etti. UNHCR Komiser Yardımcısı Kelly T. Clements, geçen hafta Cenevre’de yaptığı açıklamada, “Sayısız çocuk derslerine internet üzerinden devam ediyor ve böylece okul sınıflarındaki sosyal etkileşim ve deneyimleri kaçırmak durumunda kalıyor” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’ne (UNOCHA) göre, ülkedeki insani durum savaşın başından bu yana ciddi biçimde kötüleşti. BM verilerine göre, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 40’lık kısmı insani yardıma muhtaç konumda. UNOCHA ve UNHCR’ın, yardıma muhtaç bu Ukraynalıların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, yaklaşık 4 milyar euroya ihtiyacı var.
Yaptırımlar işe yaramadı
Avrupa Birliği (AB) ve diğer Batılı müttefikleri, Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşı takip eden bin günde Rusya’ya karşı geniş kapsamlı ekonomik yaptırımlar getirdi. Bin günün ardından oluşan resme bakıldığında, bu yaptırımların Rusya’yı pek etkilemediği göze çarpıyor.
2022 yılındaki geçici kırılmanın ardından, Rusya Federasyonu’nun gayri safi milli hasılası (GSYİH), savaş ekonomisine geçiş ve Çin’in desteği sayesinde hızlı bir şekilde toparlanmayı başardı. Aynı şekilde Rus rublesi de bin gün önce beklendiği kadar değer kaybetmedi.
Batı’nın yaptırımlarının bu başarısızlığının arkasında yatan temel sebep, Moskova’ya karşı uygulanmaya başlanan fosil yakıt ambargosunun hedefine ulaşamamış olması. Batı, Rusya’nın doğal gaz, petrol ve kömür ihraç etme kabiliyetini bertaraf etme çabalarında başarısız oldu.
Rus devletine bağlı enerji kurumları, ürünlerini satmak için özellikle de Çin ve Hindistan’da önemli alıcılar bulmayı başardı. Buna ek olarak, Rus yeraltı kaynaklarının ambargoyu delmeyi başararak üçüncü ülkeler üzerinden AB’ye ulaştığını kanıtlar nitelikte bazı göstergeler mevcut. Öte yandan Rusya, doğal gaz başta olmak üzere enerji ürünlerinin fiyatlarının yükselmesini, ettiği zararın yaptırımları getiren Batı devletlerinin umduğundan çok daha küçük miktarlarda gerçekleşmesine borçlu.
Ukrayna’ya milyarlar
Son bin günde AB ve NATO, Ukrayna’yı yalnızca Rusya’ya ekonomik yaptırımlar vasıtasıyla desteklemekle kalmadı. Batı ülkeleri aynı zamanda Ukrayna’ya askeri, mâli ve insani yardımlar da aktardı.
Bu süreçte Ukrayna’ya en büyük miktarda yardım ABD’den geldi. Kiel merkezli Dünya Ekonomi Enstitüsü’nün (IfW) verilerine göre, savaşın başladığı 24 Şubat 2022’den Ağustos 2024’ün sonuna kadar olan süreçte, Washington Kiev’e yaklaşık 85 milyar euro yardımda bulundu. Aynı süreçte AB’nin Ukrayna’ya aktardığı yardımlar ise 100 milyar euroyu aştı. Öte yandan Birleşik Krallık ve Kanada da Ukrayna’nın en önemli destekçilerinden.
Bin günün ardından, Batı’nın aktardığı tüm bu desteklerin gelecek yıllarda da süreceğini öngörmek zor. 5 Kasım 2024’te ikinci kez ABD Başkanı seçilen Donald Trump, seçim kampanya sürecinde, Ukrayna’ya yapılan yardımları ciddi oranda azaltmayı vaat etmiş bulunuyor. Gözlemciler, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savunma kabiliyetini sürdürebilmek için bu yardımlara muhtaç olduğunu söylüyor.
Ekonomik desteği kesmenin ötesinde Trump’ın savaşı bitirme konusunda niyetli olması da, savaşın geleceği üzerinde birincil derecede belirleyici olacak.