Bir ülkede yılbaşı dönemine ne kadar önem verildiğini yapılan hazırlıklardan, şehir ve sokaklardaki süslemelerden anlamak mümkündür.
Bir diğer gösterge de, örneğin Rusya’da ocak ayının başındaki 8 günlük yeni yıl tatilidir. Çünkü bu kadar uzun bir zaman diliminin ekonomik açıdan kayıplara neden olduğu ve işe dönüldüğünde de konsantrasyon sorunlarına yol açtığı yönünde tartışmalar olmasına rağmen söz konusu tatilden vazgeçilmesi olası görülmemektedir.
Belediyeler, iş yerleri, müzeler, kütüphaneler, ilgili tüm kurumlar çeşitli hazırlıklar yapmaktadır. Örneğin Moskova’da 2017 yılında yılbaşı kutlamaları kapsamında 400 etkinlik düzenlenmiş. Bu etkinliklere 11 milyon kişi katılmış. Konserler, sergiler, sahne şovları ve turlar düzenlenmiş. Yine kütüphaneler, sinemalar, müzeler ve parklar özellikle çocuklara yönelik olmak üzere çok sayıda etkinlik düzenlemişler.
Tabii özellikle yılbaşı gecesinde aile, akrabalar, arkadaşlar bir araya gelmekte ve zengin bir yılbaşı masası etrafında toplanılmaktadır. Genç kuşak ise genelde dışarıda eğlenmeyi tercih edebilmektedir. Yılbaşı gecesi restoranlar, barlar dolup taşmakta, evde olmak istemeyen insanlar arkadaşlarıyla, dostlarıyla, eşleri ve sevgilileriyle güzel bir mekanda yeni yılı karşılamaya çalışmaktadır.
Bazı ülkelerde yılbaşı masalarında özel yemekler söz konusu olabiliyor. Örneğin hindi gibi. Rusya’da ise hiç değişmeyen ana bir yemekten söz edemeyiz ama örneğin olivye (Rus salatası), havyar, yaş pasta (tort) ve şampanya baş köşede yer alıyor. Mandalinayı da unutmamak lazım tabii.
Yılbaşı masanın özenli ve çok geniş bir yiyecek yelpazesiyle hazırlanmasına önem veriliyor. Başta balıktan yapılanlar olmak üzere çeşitli mezeler, tavuk, et gibi ana yemekler de oluyor masada.
Rusya’da yılbaşı kutlamalarının en önemli unsurlarından biri de yeni yıla saatler kala insanların Kızıl Meydan’da bir araya gelmesi. Tabii herkesin bu kutlamalara Kızıl Meydan’da katılması mümkün olmadığı için genelde evde televizyonların başında seyrediliyor bu anlar.
Yeni yıla adım atılmasının önemli bir unsuru devlet başkanının yaptığı konuşmadır. Devlet başkanı genelde saat 12’ye beş dakika kala Kremlin’in önünde kısa bir konuşma yapmaktadır. İyi dileklerde bulunma, ulusal moral ve motivasyon verme amaçlı bir gelenek bu. Bu konuda ilginç bir olay Boris Yeltsin’in 1999 yılbaşı konuşmasında sürpriz bir şekilde istifa etmesi olmuş.
Kremlin’de bulunan tarihi saat yeni yıla girildiğini çanlarıyla ilan ediyor. Çığlıklar, sevinç gösterileri, patlayan şampanyalar, havai fişek gösterileri ve tabii ki sevgililerin, çiftlerin öpüşmeleri eşlik ediyor buna.
Yine “Ded Moroz” (Ayaz Dede) yılbaşı kültürünün başka bir unsurudur. Slav mitolojisinde donmuş büyükbaba anlamında Noel Baba benzeri bir mitoloji kahramandır ve çocuklara hediye getirdiğine inanılmaktadır. Ded Moroz ve onun torununu simgeleyen mankenleri ve kostümlerini camlarda, süslü çam ağaçları etrafında görmek mümkündür.
Birçok ülkede olduğu gibi çam ağacı da yılbaşı süslemelerinin başta gelen unsurudur. Dükkanlarda, evlerde, büyük meydanlarda her yerde özenle süslenmiş çam ağaçlarını görmek mümkündür.
Moskova ile özdeşleşen ve yılbaşı gecesi hayali kurulan en önemli şey kar yağışıdır. Özenle süslenmiş şehirler usul usul, lapa lapa kar yağışını bekler. Kar yağışı bütün bu hazırlıkların ve yılbaşı ortamının romantik, duygusal ve insanları birbirine yaklaştıran atmosferini tamamlayan, süsleyen önemli bir unsurdur. Tabii ki kar yağmadığı da olabilmektedir.
Birçok ülkede olduğu gibi şöyle bir inanış da vardır: Yeni yıla nasıl girersen bütün yıl öyle geçer. Bu yüzden de insanlar arkadaşlarıyla dostlarıyla sevgi ve mutluluk anları içinde yeni yıla girmeye çalışır ve bütün yılın böyle geçmesini diler.
Rusya’da bir de Ortodoks takvimine göre Ocak ayının 14’ünde, aile arasında ve daha sessizce kutlanan “Eski Yeni Yıl” söz konusudur.
Özetlemek gerekirse Rusya’da yılbaşı gecesinin sembolleri Kızıl Meydan ve havai fişek gösterileri, yılbaşı ağacı, devlet başkanının konuşması, şampanya, Kremlin’deki tarihi saat ve Ded Moroz’dur.
Rusya’da yeni yıl kutlamaları kültürü Hristiyanlık öncesine dayanmasına rağmen, Maslenitsa, İvan Kupala, buzlu suya girme geleneklerinde olduğu gibi Hristiyanlık inancıyla bağdaştırılmış ve güçlü şekilde etki etmiştir günlük hayata.
Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.