Anna-Maria Tesfaye’nin Rusya’da ırkçılıkla ilgili olarak Moscow Times gazetesinde yayımlanan yazısı:
Amerika’daki ırkçılık ve polis şiddetinden bıkmış bir siyah kadın olarak, 2019’da Rusya’ya taşındı ve daha güvenli, daha özgür, daha insani bir hayat kurabileceğine inandı.
Rusya vatandaşı oldu. Orada bir çocuk dünyaya getirdi. Hatta “S.S.C.B’de Siyah Olmak” adlı bir Russia Today belgeselinde oynadı ve Rusya’yı, ABD’de asla bulamadığı ırksal barışı sunduğu için övdü.
Ancak geçen hafta Moskova’daki apartmanında komşuları onu dövdü. Irkçı hakaretler etti. Girişini engellediler. Yüzüne yumruk attılar. İki yaşındaki çocuğu tüm bunlara tanık oldu. Karakola gittiğinde ise, Rus polisi ırkçı şiddetle ilgili en iyi yaptığı şeyi yaptı. Yani hiçbir şey yapmadı.
Ben de hem bir siyah hem Rus olarak buna şok olmadım. Öfkelendim ama şaşırmadım. Çünkü ben Batı’dan kaçmadım, Rusya’dan kaçtım.
Çünkü orada ırkçılık bir istisna değil. Hava kadar sıradan bir şey.
Rusya’da doğdum ve büyüdüm. Özgürlük aramak için gitmedim oraya. Daha çocukken ten rengimin beni “yabancı”, “şüpheli” veya “önemsiz” yaptığı öğretildi bana. Ailemdeki her siyah birey en az bir kez fiziksel saldırıya uğradı. Sadece hakarete değil, şiddete de…
Parklarda, toplu taşımada, Francine’in apartmanına benzer binalarda.
Bir keresinde ameliyat sonrası hâlâ narkozun etkisindeyken eve yürüyordum. Tanımadığım komşular bağırmaya başladı: sarhoş veya uyuşturucu etkisinde olduğumu söylediler. Ev sahibimi sordular. Daireyi kendimin satın aldığını söyledim. Yüzüme güldüler. Bir siyah insanın mülk sahibi olması? Onlar için bu düşünülemezdi bile.
Francine (manşet fotoğrafı) tam da böyle bir ortama girdi. Bir sığınağa değil, bir baskı kazanına.
ABD’de ırkçılık bu kadar yüksek sesliyse, başka bir yerde daha sessiz olabilir, diye düşündü.
Kaçabileceğini sandı.
Ama kaçamazsın. Ve Rusya’da ırkçılık sessiz değil. Sadece adını koymazlar. Ya da daha kötüsü, normalleştirilmiştir.
Rusya’da ön yargı bir sorun olarak görülmez, sağduyu olarak görülür.
Irkçı hakaret içeren o kelime su içer gibi kullanılır. Şakalarda, çizgi filmlerde, okullarda, devlet medyasında yer alır. Çocukların önünde rahatça söylenir. Hatta çocuklara karşı da söylenir. Nadir değildir. Kültürün ayrılmaz bir parçasıdır.
ABD ile Rusya arasındaki tek fark, Rusya’da kimsenin bunu önemsememesi. Ne çeşitlilik bildirileri vardır, ne yüzeysel kamu hesaplaşmaları, ne de yapay kurumsal eşitlik komiteleri. Sadece ham, işlenmemiş bir nefret.
Ve eğer sesini çıkarırsan, aşırı hassassındır.
Saldırıya uğrarsan, sadece bir “yanlış anlaşılma”dır.
Komşuların seni dövüp ırkçı küfürler savurursa, belki de sen başlatmışsındır.
Francine bunu bilmiyordu. Kremlin’in yıllardır sattığı yalana inanmıştı: ABD ırkçı ve yozlaşmış, Rusya ise ahlaki olarak saf.
Propaganda filmlerinde oynadı. Güvende ve özgür hissettiğini söylediği röportajlar verdi.
Sonra gerçek ona çarptı.
İşe yaradığı sürece alkışlandı. Dövüldüğünde ise yapayalnız bırakıldı.
Francine’in hikâyesi sadece ironi yüzünden haber oldu. Rusya’nın ırksal uyumunu öven kadın, apartman merdivenlerinde saldırıya uğradı. Ama o belgeselde oynamasaydı, davasını duyar mıydık?
Zor. Çünkü bu şiddet nadir değil.
Rusya’da yeterince uzun süre yaşamış herhangi bir siyaha sorun.
Bu sadece Francine’in hikâyesi değil.
Kremlin kendini Afrika’nın dostu olarak sunuyor, zirveler düzenliyor, sömürge karşıtı dayanışmadan söz ediyor, Rusya’da “Afrika köyleri” kuruyor. Ama ülke içindeki siyahlar söz konusu olduğunda, bu sıcak karşılama hızla buharlaşıyor.
Gabonlu 32 yaşındaki François Ndjelassili’ye bakalım. Yekaterinburg’daki Ural Federal Üniversitesi’nde doktora öğrencisiydi.
18 Ağustos 2023’te, şehir merkezindeki bir Burger King’in önünde yerel erkeklerle yaşadığı tartışmanın ardından bıçaklanarak öldürüldü. Saldırganlar “zenci” gibi ırkçı hakaretler etmişti. İki trafik polisi olay yerindeydi, arabada oturup gülerek “bu bizim sorunumuz değil” dediler. Ancak François ölümcül şekilde yaralandıktan sonra müdahale ettiler. Katili Danil Fomin cinayetten hüküm giydi ama nefret suçu olarak yargılanmadı. Üstelik neo-Nazi gruplar, onun hukuk masraflarını karşılamak için para topladı ve onu “yoldaş” ilan etti.
Rusya’da bir siyah öldürüldüğünde —video kanıtı bile olsa— ırkçı saikler göz ardı edilir. Devlet, bunu bireysel şiddet olarak tanımlar. Sistematik ırkçılıkla ilgilenmez.
Mesaj nettir: Siyah hayatlar burada korunmaz. “Bizden biri” olarak görülmezler.
Öte yandan Rus dış politikası Afrika’yı “küresel ortak” ilan eder. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Batı’daki ırkçılığı yerer. Putin, Küresel Güney ile dostluk mesajları verir.
Ama ülke içinde Afrikalı öğrenciler ve siyah göçmenler günlük hakaretler, saldırılar ve bazen daha kötüsüyle yüzleşir.
Çünkü ne kadar akıcı Rusça konuşursan konuş, ne kadar uzun süredir orada yaşarsan yaşa, elinde kaç belge olursa olsun hep yabancı olarak görülürsün.
Hep “Asıl nerelisin?” diye sorulur.
Ev sahibi olursan, yalnız yürürsen, karşılık verirsen tehdit olarak algılanırsın.
Soru, “Bu neden Francine’in başına geldi?” değil.
Gerçek soru: “Bunun gelmeyeceğini neden düşündük?”
Rusya ırk ötesi bir toplum değil. Hatta ırkçılığı konuşmaya bile başlamamış bir toplum.
Irkçılığı tanımlayacak alan yok. Onunla mücadele edecek bir hukuk, bir irade, bir yaptırım yok.
Polis Francine’in olayını geçiştirdiğinde, her zamanki gibi yaptı: Irkçılığı görmezden geldi.
Ama bu kez işe yaramadı. Onun hikâyesi ortaya çıktı.
Ve Kremlin’in inşa ettiği o efsane çatırdamaya başladı.
Olması gereken şu:
- Francine’e yapılan saldırı nefret suçu olarak soruşturulmalı. “Komşu tartışması” değil.
- Saldırganlar yargılanmalı. Yasa zaten var, uygulanmalı.
- Rus medyası bu tür olayları gömmeyi bırakmalı. Siyah Ruslar, Afrikalı öğrenciler ve göçmenler, devlet için “rahatsız edici” olduklarında yok sayılmamalı.
Ve son olarak, Rusya’yı Batı karşıtı bir ütopya olarak görenler artık uyanmalı.
Çünkü bu ütopya gerçekte şunu gösteriyor:
Bir siyah anne, merdiven boşluğunda kanlar içinde yerde yatıyor, yanında ağlayan çocuğuyla, sistem ise sırtını dönüp “Bizim sorunumuz değil” diyor.
Rusya’da siyah olmak, kendinden değil, birilerinin seni koruyup korumayacağından sürekli şüphe ederek yaşamaktır.
Francine, Rusya’nın farklı olabileceğine inandı.
Tek hatası buydu.
Sevdiği ülke onu asla sevmedi.
Şimdi o çocuğunu, bir gün şunu öğrenmek zorunda kalacağı bir ülkede büyütecek:
Güvenlik sözleri, ona göre yazılmamıştı.
Keşke diyebilsem ki, Francine bir istisna.
Ama değil.
Kural…
İlgili yazı:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: