Cenk Başlamış
Rus ordusunun Ukrayna’ya girmesinden sonra cepheden ama özellikle kentlerden sivillerin yaşadığı dramın görüntüleri geliyor.
Hiç kuşku yok ki, uluslararası kamuoyu dünyanın en büyük ordularından birinin karşısında mağdur ve kurban durumuna düşen Ukrayna halkının yanında. Hatta daha ileri giderek, ülkelerinin savaş kararını desteklese de Rus halkının önemli bir bölümünün Ukraynalıların acısını içine sindiremediğini iddia edebilirim.
Dram görüntüleri aynı zamanda Rusya’nın kendi ayağına kurşun sıkması demek.
Hayır, Rus ordusunun uğradığı kayıplardan ya da Batı’nın öyle ya da böyle Rusya’ya zarar verecek yaptırımlarından söz etmiyorum.
Her şey bir yana, Moskova’nın yaptıkları kendi planlarıyla bile çelişki oluşturuyor.
Savaşın başlamasından bu yana hep aynı soru soruluyor: Rusya ne istiyor?
Bu soruya uzun bir listeyle yanıt vermek mümkün.
NATO’nun kendi sınırlarına dayanmasından duyduğu rahatsızlıktan başlayarak eski Sovyet coğrafyasında egemenliğini kurmak istemesine ve Avrupa’daki güvenlik sisteminin değiştirmeye çalışmasına uzanan pek çok gerekçe sayılabilir.
Bunların hepsi doğru olur ama eksik kalır.
Çünkü birinci sırada hepsinden önemli bambaşka bir neden var.
Bugün sokakta rastladığınız herhangi bir Rus vatandaşına ya da ülkenin en tepesinde oturan kişiye “Rusya ne istiyor” diye sorsanız aynı yanıtı alırsınız:
“Saygı görmek istiyoruz.”
Evet, Rusya dünyanın, özellikle de Batı dünyasının kendisine saygı göstermesini istiyor.
Şu anda uzak geçmiş gibi görünen 1990’lar, bugün Rusya’yı yönetenlerin hem unutmaya hem de intikamını almaya çalıştığı bir dönem.
Yani Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra yeni bir ülke kurmanın inanılmaz zorluklarıyla karşılaşılan dönem.
İçerideki kaos bir yana Batı’da artık ciddiye alınmayan, önemsenmeyen, resmen küçümsenen hatta alay edilen dönem.
Bugün Rus halkının Devlet Başkanı Vladimir Putin’i sevmesinin asıl nedeni de Rusya’yı uluslararası alanda yeniden önemsenen ve ciddiye alınan bir ülkeye dönüştürmesi, kırılan ulusal gururu onarması.
Evet Putin’in bunları başardığı doğru.
Yeniden güçlenen Rusya’nın yapmaya çalıştığı bir şey daha vardı: Nükleer silahlar dışında fersah fersah geride olduğu ABD’ye karşı dünyadaki nefrete ve tepkiye önderlik ederek bir güç odağı haline gelmek. Yani ABD’nin somut, elle tutulur gücünü soyut, elle tutulmaz ama çok etkili psikolojik liderlikle dengelemeye çalışmak.
Rusya Batı tarafından ciddiye alınan, önemsenen hatta biraz da çekinilen bir ülke olmayı son 20 yılda başarmış, geriye saygı duyulması kalmıştı.
Ukrayna sonrası belki uzun bir süre, belki de hiçbir zaman bu olmayacak.
Çünkü önemsenen, ciddiye alınan Rusya’ya şimdi bir yenisi eklendi: Korkulan Rusya
Her şey bir yana, neresinden baksanız Rusya’nın yaptığı kendi adına bir çuval inciri berbat etmek, ayağına kurşun sıkmak.