Rusya Federasyonu İnşaat Bakanlığı Merkezi Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (TsNIIP) uzmanları, Türkiye’de 50 binden fazla kişinin ölümüne yol açan 6 Şubat depremleriyle ilgili dikkat çekici bir rapor hazırladı.
Enstitü çatısı altında yer alan Şehir Planlama Güvenliği Dairesi Başkanı Rüstem Akbiyev, raporla ilgili olarak medyaya bilgi verirken, kuruma bağlı Rus bilim adamlarının Kazakistanlı uzmanların da katılımıyla Türkiye’de deprem sonucu binaların toplu çökme nedenlerinin belirlenmesi amacıyla aylar süren kapsamlı bir araştırma yaptığını söyledi.
Akbiyev, raporu hazırlayan uzmanların depremin oluşum mekanizmasını ve modellerini, bölgedeki sismotektonik durumun öncesini ve sonrasını analiz ettiğini belirtti.
Türkiye’nin yakın tarihindeki büyük depremlerin sonuçlarını da analiz ettiklerini belirten Rus yetkili, “Türkiye’de inşaat yapı yönetmeliği ilk olarak Erzincan depreminden (1939) sonra ortaya çıkmış, 1999 yılında İzmit depreminden sonra ciddi şekilde revize edilmiş. O deprem sonucu binaların %50-70’i yıkılmıştı veya ağır hasar görmüştü” dedi.
Ardından Türkiye’de 2020’de bazı önemli değişiklikle yapıldığını ve bir deprem eylem planı (2012-2023) ile Ulusal Strateji’nin kabul edildiğini anlatan Akbiyev, “Fakat kurallara her zaman vicdanlı şekilde uyulduğunu söylemek zor. Yine de yapılan çalışmalar tümüyle boşa gitmiş sayılmaz çünkü 2023’te yıkılan binaların çoğu eski standartlara göre inşa edilmişti” diye konuştu.
Akbiyev’in sunduğu raporda 6 Şubat depreminde yıkılan ya da ağır hasar gören yapılarla ilgili şu tespitler sıralandı:
-Yıkımın büyük boyutta olması binaların yapımında bölgedeki sismik aktivite özelliklerinin ciddiye alınmamasından kaynaklanıyor.
-Depreme dayanıklı inşaat kurallarında eksiklikler, kusurlar ve ihlaller var.
-Malzemeden tasarruf etmek için mantık ölçüleri aşılmış.
-İnşaatların kalitesi düşük.
-Kent planlaması yetkilileri sorumluluklarını yerine getirmemiş.
-Binalar yapım sonrası yeterince denetlenmemiş.
Türkiye’deki müteahhitlerin bina yapımında ve planlamada yükseklik gibi kurallara genellikle uymadığına dikkat çeken Rusya İnşaat Bakanlığı uzmanları, “Yıkılan binaların önemli bir kısmında gerekli sayıda diyafram duvar kullanılmamış, alt katlar sismik direnci sağlayamayacak şekilde takviye edilmeye çalışılmış” sonucuna vardı.
Rus uzmanların hazırladığı raporda, “Güçlü ve yıkıcı depremlerin sonuçlarının analizinde dünya deneyimi dikkate alınmamış. Oysa yumuşak zeminlerde sert, sert zeminlerde ise esnek yapıların yapılması gerekiyor” denildi.
Benzer sonuçlar
Nisan ayında Kazakistan Meclisi, Türkiye’de 50 binden fazla kişinin ölümüne yol açan 6 Şubat depremleriyle ilgili olarak Kazak uzmanlar tarafından hazırlanan raporları ele almıştı.
Milletvekili Konstantin Averşin Türkiye’deki deprem felaketinin ana sebebinin inşaatların kalitesi ve depreme dayanıklılık konusundaki ihmalkarlık olduğunu söyledi.
Kazakistan Acil Durumlar Bakanı Yuriy İlyin de, bakanlık uzmanlarının Türkiye’de topladığı verilerin ayrıntılı olarak analiz edildiğini açıkladı.
İlyin, “Analiz sonucu, inşa edilen tesislerin kalitesinin birçok yönden standartları karşılamadığı, çoğu zaman betonun dağılıp parçalandığı ve basit çubuklar ve teller kullanıldığı ortaya çıktı. Bu da, yerel makamların inşaat gerekliliklerine uymamasının faciaya yol açtığını gösteriyor” dedi.
Fuad Safarov, Moskova