Cumartesi, 24 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Rusçadan Türkçeye geçen 9 kelime

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 19 Ocak 2023 00:00
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Türkiye’de yazılmış sözlükler, Rusçadan Türkçeye geçen kelimelerin sayısını 39 ile 54 arasında veriyor. Ödünç aldıklarımızın önemli bir bölümü Rusya’ya ait kavram ve nesneleri adlandıran kelimeler. Örneğin “votka”, “mujik”, “ruble”, “çariçe”.

Bunlara ilaveten, gerek iş, gerek ailevi sebeplerden ötürü uzun süredir Rus kültürüyle içli dışlı olanların Rusça kökenli olduğunu “zaten bildiği” bir grup kelime var. “Semaver”, “şapka”, “vişne”, “kapuska” gibi. Hatta “izbe” kelimesinin de dilimize Karadeniz’in öte yakasından sirayet ettiğini bilenlerin sayısı az olmasa gerek.

Ancak izbenin Türkçede “harap yer” manasına gelirken, Rusçada “kütük köy evi” anlamıyla daha ferah, daha otantik çağrışımlara sahip olduğunu belirtmek gerek. Bu farklılık atalarımızın, geleneksel Slav mimarisine “geçer not” vermediği, ya da bir yerlerde Baba Yaga’nın “izbuşka”sına rastladığı şeklinde yorumlanabilir belki.

Öte yandan, dilimize Rusçadan ya da başka bir Slav dilinden girdiğini öğrendiğimizde muhtemelen şaşıracağımız bir dizi kelime daha var. Yazımız işte bu gruptaki 9 kelimeyi ele alıyor.

Pulluk

Anglosakson dillerinden Slav dillerine “plug” şeklinde giren bu kelime, Rusça ya da Bulgarca üzerinden Türkçenin dağarcığına da katılmış. Bugün gündelik dilde kullanımı oldukça nadir olsa da, Sovyetler Birliği, dolayısıyla da Rusya tarihi açısından apayrı bir önem taşıyor. Zira İşçi-Köylü Kızıl Ordusu’nun ve Sovyetler Birliği’nin ilk sembolü “pulluk-çekiç” idi (plug i molot). Ne var ki pulluk-çekicin iktidarı kısa sürdü ve bir süre sonra yerini “serp i molot”, yani orak-çekice bıraktı.

Vatka

1980-1990’lı yılları yaşayanların bizzat kendi gardıroplarından, 2000’lerin çocuklarının ise “Luis Figo’nun ceketi”nden tanıdığı bu tekstil malzemesi de Rusçadan dilimize intikal eden kelimelerden. Anlamı “pamuk parçası” (vata -> vatka). Enteresan olansa, bizim “vatka” dediğimiz nesneyi Rusların bugün başka bir isimle anması: “podpleçnik”.

Mazot

Tarih boyunca ilginç bir yolculuk yapmış kelimelerden biri de “mazot”. Türkçede “motorin” ya da “dizel yakıtı” manasında kullanılan bu kelime Rusçadan dilimize girmiş. Ne var ki Ruslar bizim mazot dediğimiz yakıta “solyarka” diyor. Solyarka ise Rusçanın Almancadan ödünç aldığı bir ifade (Solaröl). Bu köşe kapmacayı daha da karmaşıklaştıran ise “mazut” kelimesinin Rusçada bugün de var olması ve “petrol rafinasyonu atığı” manasında kullanılması.

Dahası, ünlü Rus sözlükçü Uşakov “mazut”un Arapça kökenli olduğunu ve Türki diller üzerinden Rusçaya girdiğini iddia eder. Buna göre, ifadenin asıl kökeni Arapça “mahzulat” (atılmış, terk edilmiş) kelimesidir.

Çatpat (Çatapat)

Slav dillerinden Türkçeye geçmiş en ilginç ifade hangisi diye sorulsa, cevabım tereddütsüz “çatpat” olur. Çünkü insan kırk yıl düşünse, bunun aslında Slavca bir ifade olduğu aklına gelmez. Ancak ifadenin “çatra patra” şeklinde bir versiyonu daha var ki, duyar duymaz Rusça bilenlerin kafasında bir ampul yanıverir. Zira ifadeyi “çetire pyat”, yani “dört beş” ile ilişkilendirmeleri uzun sürmez.

Bizim bugün “üç beş” diye ifade etmeyi tercih ettiğimiz “yarım yamalaklık” olgusunu vakti zamanında belki Bulgar topraklarında, belki Kırım’da, belki de Gagavuz elinde birileri “dört” ve “beş” sayılarını yan yana getirerek dillendirmeyi seçmiş. Atalarımızın da pek hoşuna gitmiş olsa gerek ki bu söylenişi özümsemekte tereddüt etmemişler.

Hamut

Türkçede daha çok “hamuduyla yutmak” deyiminden bildiğimiz bu aletin (arabaya koşulan hayvanın boynuna geçirilen ağaç veya meşin çember) adı da Rusçadan ya da bir ihtimal Sırpçadan ödünç aldığımız kelimelerden. Ana dili Türkçe olan dilbilimcilerin itirazları olsa da, başta Maks Vasmer olmak üzere Rus etimologlar bu konuda büyük ölçüde net ve argümanlarında ikna edicidir.

Mamut

Kelimenin asıl kökeni hala tartışmalı ancak Türkçeye ve diğer dünya dillerine girişinin Rusça üzerinden olduğu kesin. Zira bugün bile en büyük mamut keşifleri Sibirya’nın Kuzey-Doğu bölgelerinde yapılmakta. İlk bulan, adını da koyar.

Koçan

Türkçeye en erken girmiş Rusça kelime “koçan” olabilir. Çünkü Anadolu’nun yanı sıra Çağatay Türkçesinde, hatta Tatarcada da mevcut. Öte yandan kelimenin “bilet koçanı” manası Rusçada bulunmuyor. Buna karşılık, Rusçadaki “Kafa değil, lahana koçanı!” (u nevo ne galava, a kaçan!) sözündeki olumsuz mana da bizde yok.

Şıllık

Rusçadan ödünç aldıklarımız arasında en ilginç olanlardan biri de hiç kuşkusuz “şıllık” kelimesi. Evliya Çelebi’nin Kırım dolaylarında gezdiği günlere ait, sıradan insan için çağın acımasızlığını da ortaya koyan şu cümlesine bakalım:

“Şu şehre bir çapul civerüp şu şılga kızlardan ve devkelerden alup Kırımğa doyum varsak”.

Rusçaya aşina kulaklar “devke” kelimesini deşifre etmekte zorlanmayacaktır. Zira “devka” (kız) bugün de kullanılan bir kelime. “Şılga” ise Tatarcada “cariye, köle kız”, anlamına geliyor. Ancak kelimenin kökeni Rusça “sluga” ifadesi, yani hizmetkar ya da uşak.

Buna göre on yedinci yüzyıl sonunda Tatarcadan Türkçeye giren şılga kelimesi, sonraki yüzyıllarda anlam kaymasına uğrayarak bugünkü olumsuz anlamına ulaşmıştır.

Nemçe

Evliya Çelebi’nin sıkı bir takipçisi olan Ömer Seyfettin’in ve çağdaşlarının hikayeleriyle büyüyen kuşaklar “nemçe” kelimesini hatırlayacaktır. Akıncılık ve savaş temalı hikayelerde Alman, Avusturyalı manasında kullanılan bu kelime de Türkçenin Lehçeden ve Rusçadan aldıkları arasında.

Zira Rusların ataları da Almanlara, “dilsiz, Slav dilini bilmeyen” manasında “nemtsı” ifadesini yakıştırmıştır. Hatta Rusça konuşulan topraklarda bu kelimenin uzun süre bütün “yabancılar” için kullanıldığını belirtmekte yarar var.

(Mustafa Kemal Yılmaz, TürkRus.Com)

EtiketlendiRusya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale 16 yıldır adalet bekliyoruz
Sonraki Makale Suriye ile ‘kazan-kazan’ formülü

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Kilise, engizisyon, katliamlar

Metin Gülbay
24 Mayıs 2025
ManşetSerbest Kürsü

“Efsane” Rus güzelliği

Halil Ocaklı
24 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Gençler gidiyor Türkiye kaybediyor

Medya Günlüğü
23 Mayıs 2025
EditörSerbest Kürsü

1. Selim nasıl “yavuz” oldu?

Metin Gülbay
22 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?