Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını Türkiye’nin iç işi olarak gördüklerini belirterek yorum yapmadı. Rus medyası ise İmamoğlu ile ilgili gelişmelere geniş yer ayırdı.
Resmi Ria Novosti haber ajansının sorularını yanıtlayan Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi (MGU) Asya ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü akademisyeni Türkolog Doç. Dr. Pavel Şlykov Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rakibini iktidar mücadelesinden uzaklaştırmak için çaba göstereceğini iddia etti. Şlıkov, “İmamoğlu ulusal düzeyde bir siyasetçi. Kariyerine 2010’larda başladı ve 2019’da İBB Başkanı oldu. Sembolizm açısından bu oldukça önemli çünkü Erdoğan da benzer bir yoldan geçti” dedi.
İmamoğlu’nun belediye başkanı seçilmesini Erdoğan için “darbe” olarak nitelendiren Şlıkov, “Oysa tüm gücü elinde toplamış, neredeyse tüm medyayı kontrolü altına almıştı. Aniden böyle bir yenilgi yaşadı” görüşünü savundu.
53 yaşındaki İmamoğlu’nun, ülkenin geleceğini belirleyecek yeni nesil Türk siyasetçilerin temsilcisi olduğunu belirten Şlıkov, “Aynı zamanda Erdoğan da bir halef arıyor ama henüz bulamadı. Bu süreç içinde yapacağı tek şey rakiplerini etkisiz hale getirmek” dedi.
“Er ya da geç Erdoğan siyasi sahneden çekilecek” diyen Şlıkov, “1970’lerde, 1980’lerde doğanlar iktidara gelecek. Ancak şu anda Erdoğan’ın seçmenlere sunabileceği hiçbir şey yok. İktidarının başlangıcında ülkeyi bir ekonomik krizden çıkardı, ancak bir diğer krize de izin verdi. Onun döneminde lira 40 kat değer kaybetti” diye konuştu.
Şlykov, “terörizm” suçlamasının çok ciddi olduğuna dikkat çekerek, “İmamoğlu uzun süreli hapis cezasıyla karşı karşıya olabilir. Aynı durum Erdoğan’ın bazı muhaliflerinin de başına geldi. İmamoğlu’nun ardından sıradaki, yine muhalefetin bir diğer ismi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olabilir” iddiasında bulundu.
Forbes dergisinin Rusya baskısına konuşan Orta Doğu uzmanı Ruslan Süleymanov da, “Kamuoyunun baskısı artarsa, iktidar geri adım atmak ve en azından İBB Başkanı için gözaltına alınmayı içermeyen hafif kısıtlama tedbirlerini seçmek zorunda kalabilir” dedi.
İmamoğlu’nun görevden alınması ihtimalini de dışlamayan Süleymanov, “Sonuç ne olursa olsun, Türk yetkililer en büyük metropolün belediye başkanının popülaritesini daha da artırmış, onun bir özgürlük savaşçısı imajını güçlendirmiştir. Zira Erdoğan’ın kendisi de 1998 yılında İBB Başkanı iken, dini nefreti kışkırtma suçlamasıyla hapis cezasına çarptırıldığını çok iyi hatırlıyor. Ama hapisten çıktıktan sonra Türkiye’nin en popüler siyasetçisi oldu ve birkaç yıl sonra ülkeyi yönetmeye başladıı” diye konuştu.
Yüksek Ekonomi Okulu akademisyeni Andrey Çuprıgin de, Svobodnaya Pressa haber sitesine yaptığı değerlendirmede, İmamoğlu’nun güçlü bir cumhurbaşkanı adayı olduğunu belirterek, “Yeniden yargılanacak, yine kazanacak ve İstanbul halkının baskısı sonucu İBB Başkanlığı görevine dönecek” dedi.
Çuprıgin, “Durum Erdoğan ve genel olarak Türkiye için giderek tatsızlaşıyor. Savcılığın İmamoğlu’na yönelik eylemleri şaşırtıcı. Erdoğan’ın başlıca rakibinin gelecekteki cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma fırsatını fazlasıyla gösterişli bir şekilde engellemeye çalışıyorlar” yorumunda bulundu.
Türkiye’de Erdoğan’ı bir sonraki seçime zorlayan bir çevrenin olduğunu ileri süren Çuprıgin, “Oysa kendisi zaten bir daha seçime katılmayı beklemiyordu Zaten Anayasaya göre de katılamaz. Öte yandan her şey, son iki yıldır Erdoğan’ın aslında sultanlık makamına doğru hızla ilerlediği izleniminin yaratıldığı paradigmaya uyuyor. Ama büyük şehirlerdeki popülaritesinin artmayacağını düşünüyorum; AKP’nin büyük kent merkezlerinde pek şansı yok” görüşünü savundu.
“Türkiye’nin iç işi”
Kremlin Sözcüsü Peskov, İmamoğlu ile ilgili gelişmeler konusunda yorum yapmamış ve “Bu, Türkiye’nin egemen bir meselesi Biz her zaman bize nasıl yaşayacağımızın söylenmesini sevmediğimizi belirttik. Asla başka ülkelerin iç işlerine karışmayız” demekle yetinmişti.
Fotoğraf: rbth.com