Uluslararası Organize Suçlara Karşı Küresel Girişim’in (GI-TOC), Ukrayna savaşının Rusya’da yeraltı dünyasında yol açtığı değişimi ve bunun küresel düzene oluşturduğu yeni riskleri mercek altına alan raporu Türkiye ile ilgili de bulgular ortaya koyuyor.
Raporda, Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’nın kaçakçılık rotasında yaşanan değişimin aynı zamanda Rus yeraltı dünyasının mimarisinde de büyük bir dönüşüme yol açtığı, kendilerine yeni üsler bulmaya yönelen Rus suç örgütlerinin Türkiye’yi “güvenli liman” olarak gördüğü belirtiliyor.
“Ukrayna işgalinden Bu yana Rus Yeraltı Dünyası” başlığını taşıyan rapor, Rusya ve uluslararası organize suç örgütleri alanında yürüttüğü çalışmalarla tanınan İngiliz tarihçi ve güvenlik uzmanı Mark Galeotti tarafından kaleme alındı.
Rapordaki bulguları DW Türkçe’ye değerlendiren Galeotti, Rus organize suç örgütleri ve yasa dışı ticareti kolaylaştıran aktörlerin Türkiye’deki konumlarını gittikçe güçlendirdikleri ve bu yolla suç teşkil eden faaliyetlerini daha da yaygınlaştırabilecekleri konusunda uyardı.
Galeotti, Mayak Intelligence adlı danışmanlık şirketinin direktörü ve organize suçlarla mücadele alanındaki en yetkin örgütlerden sayılan GI-TOC ağının da bir üyesi.
Mark Galeotti’ye göre Türkiye’nin Rus mafyası için önemli bir üs haline gelmesinin gerisinde, bu aktörler için “çok elverişli imkanlar sunan bir ülke konumunda bulunması” yatıyor. Güvenlik uzmanı, Türkiye’nin organize suç örgütleri bakımından konumunu anlatırken de Hollywood’un 1942 yılında gösterime giren ve kült haline gelen “Kazablanka” filmine atıf yapıyor.
Kazablanka filmi, 2. Dünya Savaşı esnasında hasım, rakip gruplar, savaştan kaçanlar için önemli bir durak haline gelen ve ilginç mücadelelerin sahne olduğu Fas’ın Kazablanka kentindeki bir aşk hikayesini konu ediyor.
Galeotti ise Türkiye’nin bir yandan Batı’nın bir parçası olduğuna, önemli ticaret yollarında yer aldığına ancak aynı zamanda Batı’nın Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara, ekonomik kısıtlamalara taraf olmadığına dikkat çekerek “Yani Türkiye aslında tıpkı klasik filmler arasında yer alan Kazablanka filminde olduğu gibi, artık çok farklı aktörlerin, herkesin bir araya geldiği bir yeri temsil ediyor. Türkiye artık bu rolü dolduran bir ülke konumunda” dedi.
Peki, Rus organize suç örgütlerinin bu ilgisi, Türkiye’nin iç güvenliği açısından ne tür riskler oluşturuyor?
Mark Galeotti, bu soruya yanıtlarken gelişmelerin iki açıdan değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Güvenlik uzmanı, Rus mafyasının Türkiye’deki siyasi dengeleri gözeterek hareket ettiğini, devleti doğrudan karşısına alacak eylemlere girişmekten kaçındığını söylemekle birlikte bunun söz konusu çetelerin suç teşkil eden faaliyetlerini sürdürdüğü, hatta arttırdığı gerçeğini değiştirmediğine işaret ediyor.
Galeotti, Türkiye’de operasyonlar yürüten bir Rus mafya lideri ile yaklaşık on yıl önce yaptığı bir görüşmeyi anlatırken şu bilgileri paylaştı:
“Görüşmede bana ‘Türkiye harika, gayet rahat’ demekle birlikte ‘Ama devleti karşına alamazsın, devletle başını belaya sokamazsın, yoksa devlet başına bela olur’ demişti. Suç örgütleri söz konusu olduğunda gayet tabii ki hep bir şekilde şiddet var olur. Ama Türkiye bir hayli güçlü bir güvenlik devleti. Ayrıca Türkiye’de devlet ve suç örgütleri arasındaki ilişkinin de uzun bir geçmişi var… Susurluk bu bağlantıları gün yüzüne çıkarmıştı. Dönem dönem Rus ve diğer organize suç örgütlerine yönelik operasyonlar olacaktır. Ama olay şu: Türkiye’yi kullanmak isteyen çok güçlü Rus suçlular var. Türkiye’yi güvenli bir yer olarak görüyor, ailelerini göndermek, diğer gangsterle burada buluşmak, işlerini buradan yürütmek istiyorlar. ‘Çok fazla sorun yaratmamak’ karşılığında da bunu yapabiliyorlar. Türkiye’de belirli güç odakları var ve bunlar bu çevreleri bir hayli nazik bir dille, ‘Misafirsiniz, çok büyük belaya yol açmayın, yoksa hepimizin rahatı bozulur ve biz çok mutsuz oluruz’ sözleriyle uyarıyorlar.”
Ukrayna savaşı nedeniyle Rus çetelerinin uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı için kullandıkları rotaların değiştiğine dikkat çekilen GI-TOC raporunda, Türkiye’nin özellikle Latin Amerika’dan Rusya’ya artan kokain kaçakçılığında önemli bir güzergah haline geldiğine işaret ediliyor.
Ayrıca Rusların savaşın başlamasıyla ülkelerinden ayrılarak gittikleri ülkelerdeki “kriminal diaspora” oluşumlarına da ışık tutuluyor.
(DW Türkçe)
Haberin devamını okumak için tıklayın
Görsel: Moscow Times