ABD’deki Chicago Üniversitesinde görevli olan Rus ekonomist ve matematikçi Konstantin Sonin’in, Moscow Times gazetesinde savaş nedeniyle ülkelerinden ayrılan Rus göçmenlerle ilgili kaleme aldığı makalenin özet çevirisi…
Kremlin’in tanklarını Ukrayna’ya göndermesinden sonra savaşı protesto etmek amacıyla yurt dışına giden Ruslar farklı nedenlerle düşmanlık dalgasıyla karşılaşıyor.
Eleştirilerin bir kısmında haklılık payı olsa da bazıları çok aşırıya kaçıyor. Ama her hâlükârda bütün eleştiriler kurbanın suçlanması anlamına geliyor.
Savaş sırasında Ukrayna halkını yaşadıklarıyla Rus göçmenlerin yaşadıklarını karşılaştırabilir misiniz?
Elbette hayır.
Ukraynalılar Rus füzelerine ve bombalarına hedef oluyor, öldürülüyor, kaçırılıyor, beyinleri yıkanıyor.
Rus göçmenlerin de evlerinden olduğu, işlerini, servetlerini, arkadaşlarını kaybettikleri, ailelerini ziyaret edemediği doğru ama en azından bombalanmıyor ya da öldürülmüyorlar.
Yine de Rus göçmenleri kurban kabul etmemiz gerekiyor. Onların da kurban olmadığını ileri sürmek, eşinden dayak yiyen kadına, “O kadar da önemli değil, en azından öldürmedi” demeye benziyor.
Geçen ay gittiğim Kiev’de konuştuğum herkesin bir yakını ya da arkadaşı cepheye gitmek için gönüllü olmuştu. Çoğu sevdiklerinin cenazesine katılmak zorunda kalmıştı.
Buna karşılık Moskova’da ya da yurt dışında konuştuğum Rusların hiçbiri savaşta yakınını kaybetmemişti. Kiev’de de, Moskova’da da sosyal çevrem aynı; akademisyenler, öğrenciler, gazeteciler, entelektüeller ve iş insanları.
Başka bir ifadeyle, Rusya’da elit kesimi oluşturanların savaşa maruz kalma oranı Ukrayna’ya göre çok daha sınırlı. Belki de bu yüzden bazı Ruslar kendi küçük trajedileri odaklandıkları için Ukrayna’da yaşanan asıl trajediyi görmezden geliyor. Oysa küçük trajediler her şeye rağmen gerçek trajediler.
Bazı Rus göçmenler zengin, önemli bağlantıları var, yurt dışında iyi bir maaş alabilecek kadar yetenekliler. Bazıları gayet mutlu görünse de göçmen oldukları gerçeği değişmiyor. Mutlu göründükleri için onları suçlamak, “İnanamıyorum, o kadın hep gülerdi, meğerse evde istismar ediliyormuş” demeye benziyor.
Bu mantık çok zengin Rus göçmenler için bile geçerli. Elbette, Londra’da ya da Dubai’de milyarlarca dolarlık yatırımı bulunanlar için empati duymak zor ama sonuçta bu insanların hayatı da savaş yüzünden mahvoldu.
Rusya’da 2000’li yıllarda zengin olanların hepsinin servetinin kaynağı yolsuzluk karışan özelleştirmeler değil. Şu anda sürgünde bulunan Rusların bir kısmı yeni işler kurarak, özellikle iletişim, finans ve perakende sektörlerine yatırım yaparak zengin oldu. Bazıları yeni ve daha iyi bir Rusya kurulmasına yardım ettiklerini düşünüyordu. Bugün hâlâ saraylarda yaşasalar da, özel jetleriyle dolaşsalar da savaş onların da hayallerini ve işlerini mahvetti. Kurban listesinin en altında yer alsalar bile gerçekte onlar da kurban.
Putin’i eleştirmeye kalktığınızda destekçilerinin, ajanlarının ve trollerin saldırısına uğrayabiliyor hatta Rus devletinin radarına bile girebiliyorsunuz. Buna karşılık Rus göçmenleri kendi dertlerine düştükleri ya da sadece mutlu göründükleri için eleştirmeye kalktığınızda trollerin ya da Rus devletinin dikkatini herhangi bir şekilde çekmiyorsunuz.
Kuşkusuz Rus göçmenler de Rusya’daki durumdan ve savaştan sorumlu. Mesela, Moskova’daki eski hayatımda üniversitede hocalık yapmış biri olarak ben sorumluluk duyuyorum. Putin rejimini konuşmalarımla ve yazılarımla daha fazla eleştirseydim belki bir fark yaratabilirdim. Bilemiyorum, belki de yaratamazdım ama şu anda ülkeleri dışında yaşayan çok sayıda Rus entelektüelin benzer şekilde düşündüğünü biliyorum. Savaşı durdurmak için bir şey yapmamaktan sorumlu olsalar bile onlar da kurban.
Elbette yardım edecekseniz öncelikle, savaş nedeniyle zor durumda kalan, vatanlarını cephede koruyan Ukraynalılara yardım edin.
Ama Rus göçmenleri desteklemek ve yardım etmek de hayırlı bir iş. Şu anda çalıştığım Chicago Üniversitesi yardım önceliğini Ukraynalılara verdi ama onların ardından Rus göçmenlere yardım etti.
Doğrusu da bu…
Fotoğraf: Zurab Kurtsikidze-EFE