9-10 Eylül tarihlerinde Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi, küresel ekonomiyi yönlendiren en büyüklerin tavsiye niteliğindeki kararlarını içeren kapsamlı bir nihai bildiri ile sona erdi.
Hindistan, geçen yıl Bali Liderler Zirvesinde “Tek Yeryüzü, Tek Aile, Tek Gelecek” ana temasıyla Endonezya’dan devraldığı dönem başkanlığını G20 troykasından Brezilya’ya teslim etti.
Hindistan dönem başkanlığında yıl boyunca düzenlenen toplantılarda üzerinde mutabık kalınan konuları içeren, 83 maddeli, 34 sayfalık kapsamlı G20 Zirve Sonuç Bildirisi, başlıca küresel ekonomi, finans, çevre, iklim, istikrar, nükleer güvenlik, yolsuzluk, açlık, enerji, kadın, sağlık ve kripto para, tahıl koridoru başlıklarında tespit ve tavsiyelerde bulunmakta.
Zirve öncesinde, “Rusya-Ukrayna savaşı gündemin diğer konularını gölgelemesin” denilmekteydi. Öyle de oldu, Bali Zirvesi’ndeki paragrafın gerisine düşen ılımlı bir söyleme itibar edildi. Ukraynacılar paragrafı tatminkar bulmazken, Rusya dengeli olduğunu söyledi.
Aslında, Putin’in zirveye kendiliğinden katılmaması karşılığında, Ukrayna paragrafının Rusya lehine yumuşatılması pazarlığının yapılmış olabileceği de akla gelmiyor değil.
Bildirinin 11. Maddesi’nde İstanbul Anlaşması ve “tahıl koridoru” bağlamında Türkiye’nin gayretleri takdir edildi.
55 ülkeyi temsil eden Afrika Birliği artık daimi üye olarak G20 formatına dahil oldu.
Zirvede G20 içi gruplaşmalar daha bir belirginleşti. G7, BRICS, MIKTA, ASEAN ve Afrika yapılanmalarının saflarını sıklaştırdığı görüldü.
ABD, AB, Hindistan ve Suudi Arabistan arasında, Çin’in “Kuşak ve Yol” projesine benzer, içeriği tam bilinmeyen aceleci bir Hindistan, Orta Doğu, Avrupa Ekonomik Ulaştırma Yolu mutabakatı imzalandığı ilan edildi.
Brezilya Devlet Başkanı Silva’nın iklim krizi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tahıl koridoru için girişimlerde bulunduğu rapor edildi.
Putin ve Şi Cinping gibi büyük aktörler mazeret göstermeden zirveye katılmadı.
Liderler
Covid nedeniyle gelemeyen İspanya’nın yanı sıra Rusya ve Çin liderleri zirveye icabet etmedi.
Hatırlanacağı üzere, geçen yıl bazı Batılı Liderler Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yarattığı küresel siyasi kutuplaşma atmosferinde, Putin’in katılması halinde, Bali Zirvesi’ni boykot edeceklerinin işaretini vermiş, Rusya’yı zirvede Dışişleri Bakanı Lavrov temsil etmişti.
G7 ülkelerinin Putin itirazının yanı sıra, ABD Başkanı Biden’ın Putin’in zirveye gelmesi halinde Uluslararası Ceza Mahkemesi kararları doğrultusunda tutuklanabileceği tehdidi caydırıcı olmuştu.
Putin, Ceza Mahkemesi riski nedeniyle Rusya dışına çıkamamaktadır. Geçen haftalarda Güney Afrika’da yapılan BRICS Zirvesi’ne katılmamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşme için Soçi’yi tercih etmişti.
Resmi bir açıklama yapılmasa da, Şi’nin zirveye iştirak etmemesi Hindistan’la aralarındaki Himalaya sınır tartışmaları ve harita savaşlarına bağlandı.
Soğuk kutuplaşmanın neredeyse sıcak savaşlara dönüşebileceği günlerde Doğu kürenin en güçlülerinin G20’de boy gösteremeyişi hiç kuşkusuz liderler profilini düşürürken zirve heyecanını da azaltmıştır.
G20 zirveleri Batılı ve Doğulu dünya liderlerine zirve marjında ikili resmi görüşme veya toplantı aralarında ayaküstü de olsa selamlaşma, konuşma fırsatı veren formata sahip yegane buluşmalardır.
G20’de süregiden G7-BRICS rekabetinin renginin, yeni dönem başkanı Brezilya’nın ev sahipliğinde yıl boyu sürecek toplantılarda ve zirvede şekil alacağı tahmin edilmektedir.
Her ne kadar Rusya ve Çin G20‘yi daha çok Batılıların baskın olduğu bir forum olarak görse de, Doğu ve Batı’yı bir araya getiren başkaca bir forum olmadığını da gözeterek temsile özel önem vermekteydi.
G20
Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin buluştuğu G20, en gelişmiş yedi ülkeden (ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya, İtalya, Kanada) oluşan G7 grubunun önerisi üzerine 1999’da kurulmuştu.
G7’ler aralarına Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore ve Türkiye’yi alarak G20’yi kurumsallaştırmış olup üyeleri 19 ülke ve Avrupa Birliği’dir.
G7, Sovyetlerin çöküşüyle yumuşayan uluslararası siyasi havada bir yandan G20’yi oluştururken bir yandan da Rusya’yı gruba davet ederek G8’e dönüşmüş ancak, Kırım’ı işgali edince 2014 yılında Rusya G8’den çıkarılırken oluşum tekrar G7 formatına döner.
Görüldüğü üzere küresel ekonomi ve finans yapılanmasının itici gücü olan G7’ler yeni küresel oluşumların da egemeni olup, bu egemenliğin dengesi ancak giderek genişlemekte olan BRICS’in G20’deki ağırlığının artmasıyla mümkün olabilecektir.
BRICS
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın ekonomik güçlerini birleştiren BRICS yapılanması son zirvesinde İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Arjantin ve Etiyopya’yı birliğe davet etmiştir.
Yeni katılımlarla BRICS üyelerinin sayısı gelecek yıl 11’e çıkacak olup, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 40’dan fazla ülkenin ilgi gösterdiği, bunlardan 22’sinin halihazırda üyelik başvurusunda bulunduğu bildirilmekte.
BRICS’in Batı hegemonyasını ve G7 küresel egemenliğini kırmak için yapılandığı bilinmektedir.
Üyelerden Hindistan, grubun Çin ağırlıklı olmasından, Brezilya ise Batı’dan kopuş endişesi taşımaktadır.
Türkiye’nin de BRICS Kalkınma Bankasına sıcak baktığı bilinmekte ancak bunun, Brezilya’nın da çekindiği gibi Batı’dan kopuş ve eksen kayması tartışmalarını gündeme getirmesi muhakkak olacaktır.
Fotoğraf: Cumhurbaşkanlığı