Cenk Başlamış
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin iki gün üst üste Ukrayna’daki savaş, ülkesine yansımaları ve Batı ile ilişkiler konularında önemli açıklamalar yaptı.
Bu açıklamalardan öne çıkanları yorumlamaya çalışalım:
-“Stratejik düşmanlarımızın amacı Rusya’yı parçalamak ve zayıflatmak.”
-Genel olarak Batı’yı hedef alan bu sözler tam olarak doğru değil. Düşmanları Rusya’yı parçalamaya ya da yok etmeye çalışmıyor ama ayakları üzerinde doğrulamayacak kadar zayıflatmak istedikleri doğru. Daha çok iç kamuoyuna yönelik propaganda sözlerine benziyor.
-“SSCB’nin dağılmasından sonra uygar dünyanın bir parçası olmak istedik ama bizi orada beklemiyorlardı.”
-Gerçekten de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya ideolojik farklılıkların artık geride kaldığını düşünerek Batı’yı kucaklamak istedi ancak kabul edilmedi. Rusya Batı’yı değil, Batı Rusya’yı itti.
-“Şu an yaşananlar ortak bir trajedi. Ancak bu Rusya’nın değil üçüncü ülkelerin politikasının sonucu. Tüm bunlar 2014’te ABD’nin kışkırttığı darbeden sonra başladı. Sürekli sabrettik, sabrettik, bir takım barış anlaşmaların olacağını umduk, şimdi ise bizi parmağında oynatmış oldukları ortaya çıktı.”
-Bu sözlerde doğruluk payı var. Batı, Sovyetlerin dağılmasından sonra sürekli yalpalayan ve yönünü bulamayan Ukrayna’yı Rusya’nın yörüngesinden çıkararak kendisine bağlamak için çok uğraştı. Gelişen olaylar sonucu Ukrayna, Batı ile Rusya arasındaki çekişmenin tam ortasında kaldı. Putin “sürekli sabrettik” derken Ukrayna’nın doğusu ile ilgili Minsk anlaşmalarının uygulanmasından söz ediyor. Ukrayna Batı’nın da telkinleriyle bu konuda ayak diredi. Ama gerçek şu ki, Rusya her ne kadar Batı’nın planlarını bozmak için Ukrayna’ya asker soktuğunu söylese de ve buna inansa da aslında Batı’nın hazırladığı tuzağa düştü. ABD başta Batı dünyası Rusya’yı kışkırtmak için elinden geleni yaptı, sürekli sinir uçlarıyla oynadı, deyim yerindeyse “çıldırttı.” Bu noktada sakin kalması ve akılla hareket etmesi gereken Rusya, zaten yıllardır içinde biriken NATO tarafından kuşatılma korkusunun akla üstün gelmesine izin verdi ve önünü arkasını düşünmeden Ukrayna’yı işgal etti.
-“Yıllarca Ukrayna’yla iyi komşuluk ilişkileri kurmaya çalıştık, krediler ve ucuz enerji verdik ama işe yaramadı. Bizim suçlanacak bir tarafımız yok. Ukraynalıları hep kardeş bir halk olarak gördük ve hala öyle düşünüyorum.”
-Bu sözler tam olarak doğru değil. Rusya Ukrayna’ya hiçbir zaman “eşit kardeş” gözüyle bakmadı. Tersine tepeden baktı, küçümsedi ve bağımsız bir devlet olmasını hiçbir zaman hazmedemedi. Batı’nın Ukrayna’yı yanına çekmek için yaptıklarının bazılarını Rusya da yaptı. Rusya Ukrayna’ya hiçbir zaman saygı duymadı.
-“Amacımız askeri ihtilafı genişletmek değil, aksine bu savaşa son vermektir. Bunun için çabalıyoruz ve çabalamaya devam edeceğiz.”
-Bir yandan evet, Rusya ödemek zorunda kaldığı ağır bedel nedeniyle bir çıkış planı hazırlamadan Ukrayna’yı işgal ettiğine büyük olasılıkla pişman oldu. Fakat artık ok yaydan çıktı ve Rusya “aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık” durumuna düştü, yani kendini köşeye sıkıştırdı. Savaşı sürdürmenin de Ukrayna’dan çekilmenin de bedeli ağır.