Cenk Başlamış
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “kısmi seferberlik” ilan etmesi, 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna savaşını Moskova açısından yeni bir aşamaya taşıyor.
Putin’in kararı açıklarken yaptığı bazı açıklamaların üzerinde durmak gerekiyor.
1-“Batı’nın amacı Rusya’yı zayıflatmak, bölmek ve yok etmek, doğrudan 1991’de SSCB’yi böldüler ve şimdi Rusya için zaman geldi.”
Putin’in bu sözleri kısmen doğru; Batı’nın rakip olarak gördüğü Rusya’yı zayıflatmak istediği elbette gerçek. Ancak her zaman bir dış düşmana ihtiyaç duyan Batı’nın (ABD) Rusya’yı yok etmek gibi bir amacı yok. Diğer yandan, Batı Sovyetler Birliği’ni bölmek için gerçekten de uğraştı ama 74 yıllık imparatorluk aslında kendi hataları sonucu dağıldı.
2-“Batı, 2014’te bir savaş başlatarak Ukrayna halkını savaş topuna dönüştürdü. Batı Ukrayna ve Rusya arasında barış istemiyor.”
Putin’in bu sözleri gerçeği yansıtıyor. Batılı ülkeler Ukrayna ile Rusya arasında gerçekten de barış istemiyor ve binlerce sivilin canı pahasına Kiev’i piyon olarak kullanmaktan çekinmiyor.
3-“Ukrayna’da önleyici bir askeri operasyon kararı kesinlikle gerekliydi ve mümkün olan tek karardı, almak zorundaydık.”
Bu sözlerin gerçeği yansıttığını söylemek güç. Doğru, Batı 2014 yılından beri Ukrayna aracılığıyla Rusya’nın üzerine oynuyor ve tuzak hazırlıyor. Yani aslında Moskova’nın 24 Şubat’ta savaş kararı alması ABD ve müttefiklerinin tam da istediği şeydi. Bunun için NATO kartını ileri sürerek Rusların sinir uçlarıyla oynadılar; zaten yıllardır Batı tarafından çembere alındığı için haklı olarak sırtının duvara dayandığı hissine kapılan Rusya bir “ölüm kalım” sorunuyla karşıya bulunduğunu düşünmeye başladı. Bütün gücünü, enerjisini ve konsantrasyonunu savaşa vermek kaçınılmaz olarak Rusya’nın küresel etkinliğini azaltacak. Zaten Batı’nın amacı Rusya’nın kolunu kanadını kırarak güçsüzleştirmek ve küresel rekabette zayıf düşmesini sağlamak.
Putin’in son kararı, tam da Batı’nın planladığı ve arzuladığı gibi Ukrayna’nın Rusya için-bir zamanlar Afganistan’da olduğu gibi-bataklığa dönüşmeye başladığını gösteriyor.
Peki Moskova ne yapmalıydı?
Ukrayna’nın Luhansk, Donetsk, Herson ve Zaporijiya kentlerinde 23-27 Eylül tarihlerinde Rusya’ya katılımla ilgili referandum düzenlenecek ve büyük olasılıkla buraları ilhak edilecek.
Rusya bu hamleyi-Doğu Ukrayna’da- çok önce, savaş başlamadan yapabilirdi. (Diğer seçenek, “özel askeri operasyon” adını verdiği harekatı Ukrayna’nın doğusuyla sınırlı tutmaktı.) Çünkü zaten savaşın başlamasından üç gün önce Rusya Lugansk ve Donetsk’in bağımsızlık kararını tanımıştı. Moskova ilhak edilen bölgeleri Rus toprağı sayacağı için Ukrayna’nın-ve Batı’nın-hareket alanı daralacaktı. Böylece Batı yaptırımları tahminen bu kadar ağır olmayacak ve Ukrayna Rusya’nın bütün enerjisini tüketen bir soruna dönüşmeyecekti.
Bu konuda son söz: Rusya ile ilgili en önemli yanılgılardan biri bütün kararların akılcılık temelinde, hesap kitap yaparak, uzun vadeli düşünerek alındığını sanmak.
4-“Batılı ülkeler bize karşı nükleer şantaj da dahil bütün tehditleri sergiliyor. Toprak bütünlüğü tehdit edilirse Rusya elindeki tüm imkanları kullanacaktır. Bu bir blöf değildir.”
Yukarıda da değinildiği gibi Rusya kendisini bir ölüm kalım mücadelesinin ortasında gördüğü için sözleri her ne kadar tehdit ya da yıldırma amaçlı gibi algılansa da Putin büyük olasılıkla gerçekten de blöf yapmıyor. Bu sözler aynı zamanda Batı’nın körüklediği krizin dünyayı nasıl bir felakete sürükleyebileceğini de gösteriyor.
İlgili yazı: https://medyagunlugu.com/haber/rusya-ayagina-kursun-sikti-51359
