1. Edgar Allan Poe’ya göre kısa öykü tek bir seferde okunmayı ve tek bir etki meydana getirmeyi amaçlayan dramatik anlatımdır.
2. Öyküde psikolojik geri kırılmalar olsa da fiziksel zaman kısadır. Romanda fiziksel zaman daha uzundur.
3. Romanda çok sayıda kahraman ve ana konu etrafında geçen çok sayıda hikaye olabilir. Öyküde kahraman sayısı sınırlıdır. Genelde bir önemli kahraman söz konudur.
4. Roman iyiyse ufak tefek sarkmalara göz yumulabilir ama öyküde fazlalıklara yer yoktur. Çehov’un dediği gibi, bir öykünün başında silahtan söz ediliyorsa, o silah öykünün bir yerinde mutlaka patlamalıdır.
5. Erdal Öz MEB yayınlarından çıkan Çehov öyküleri ile ilgili bir kitabın önsözünden şunu aktarmıştır: “Romanda, anlatılan ailenin içine gireriz. Onlarla birlikte yaşarız, onlardan biri oluruz. Ama öyküde, o ailenin yaşadığı evin önünden geçerken, pencereden onları masa başında topluca görüp geçeriz.”
6. Kısa öyküler konularını ilerletmek için bir veya iki önemli olayın üzerinde gider. Romanlarda ise konu ilerlerken birçok alt hikaye, geri dönüş ve kırılma söz konusu olabilir.
7. Roman ve öykü ayrımında sayfa sayısı vermek güç olsa da romanlar bu açıdan uzundur. Yani bin sayfa veya daha fazla da olabilir. Öyküler ise genelde kelime sayısı ile nitelenir. Bin kelimeden kısa, beş bin veya on bin kelimeden kısa diye belirtilebilirler.
8. Romanlar uzun olduğundan karakter veya karakterler daha derinlikli bir analiz veya anlatıma konu olabilir, öykü ise genelde bir önemli çatışma, düğüm noktası ve çözülme üzerinde ilerler. Kahramanın detaylı bir karakter anlatımı söz konusu olmayabilir.
9. Öykü hayattan bir kesit alır ve onun üzerine yoğunlaşır. Yazar olabilecek en özlü ve etkili şekilde belli bir anı resmetmeye çalışır. Romanda yazarın iyi bir plana, alt bölümlere ve ön çalışmalara ihtiyacı olabilir.
10. Usta öykücü Cemil Kavukçu’nun dediği gibi roman sayı toplar, öykü ise nakavta gider.
Not: Samih Güven’in bu yazısı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.