Pazartesi, 16 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

‘Ölüm kahvehanesi’nde sohbet

Dr. Nevin Sütlaş
Son güncelleme: 10 Mart 2025 20:02
Dr. Nevin Sütlaş
Paylaş
Paylaş

Benimle aynı sene doğmuş, aynı zamanda doktor olmuş, İrlanda kökenli bir İngiliz kadından, kadın doğum konusunda profesör olan Susan Bewley’den bahsetmek istiyorum.

Meslek hayatını Londra’da King Üniversitesinde hoca olarak sürdüren bu hanım zor doğumlar, gebe annenin sorunları ve gebeyken tacize uğrayan kadınlar dahil kadına karşı işlenen cinsel suçlar konusunda uzmanlaşmış. Hayatın başlangıcıyla ilgili mesleğini icra ederken çalıştığı alanın en zor kısımlarında fedakârca çalışmış. Kitaplar da yazmış. Sonra emekli olmuş. 

Susan Bewley 2018’de yani 60 yaşına girdiğinde “bu sene süresince 60 yeni şey yapayım” diye bir karar vermiş. Bunlardan biri de ölüm üstüne düşünmekmiş. İnternette sörf yaparken “Ölüm kahvehaneleri”ni keşfetmiş. 

90’dan fazla ülkede 20 binden fazla ölüm kahvehanesi (!) varmış. İnsanların ölüm hakkındaki bilinçlerini artırarak yaşamlarına katkı sağlamak amacıyla oluşturulan bu ölüm kahvehaneleri aslında Jon Underwood tarafından başlatılmış. Onun fikir babası da İsviçreli bir sosyolog olan Bernard Crettaz imiş. 

Eşi Yvonne 1999’da ölünce cenaze işleri ve adetleri ile ilgilenmek üzere bir dernek kurmuş Bernard Crettas. 2000 yılında da 62 yaşında emekli olup doğduğu yere geri dönmüş. Bir yandan kitap yazmaktayken bir yandan da ölüm konusunu tabu olmaktan çıkarmak için çalışmaktaymış. Konuşmalar yapıyor, radyo programlarına falan çıkıp herkesi kendi ölümü ile ilgili çalışmak üzere teşvik ediyormuş. Ölümü konuşmak hayatın değerini artırır demekteymiş. 2014 senesinden itibaren de insanlarla kahvelerde buluşup ölüm üstüne sohbetler etmeye başlamış. 2022 yılında 84 yaşında ölene kadar “Cafés mortels” toplantılarını sürdürmüş.  

Susan Bewley de 60 yaşındayken yani 2018 yılında ben de böyle bir kahveye gidip ölüme hazırlık için konuşabilirim diye düşünmüş ama bu kahveler yaşadığı yere yakın değilmiş. Madem öyle ben de bir tane kurayım demiş. Bir iki tanıdığıyla konuşup organize olmuşlar ve Londra’da bir ölüm kahvehanesi oluşturmuşlar.

2024’de gazeteci Kathy Oxtoby “Ölüm Kahvehanesi Sahibi” olarak kendisiyle röportaj yapıp bu söyleşinin haberi İngilizlerin dünya çapındaki Tıp Dergisi BMJ’de haber olunca benim de haberim oldu. (BMJ 2024;387:q2392) Size de ilginç geleceğini düşünerek söyleşinin özetini aktarayım dedim.  

Eskiden çok aktif çalışan ama şimdilerde sembolik yapılara dönüşen bizim “Halk Eğitim Merkezi” gibi yerlere Batılı ülkelerde “Community Center” deniyor. Doktor Susan Bewley böyle bir merkezde önceden hiç tanışmadığı insanlarla buluşup ölümü konuşmaya başlamış. Kim isterse onunla bir yandan çay kahve içerken bir yandan da ölüm üstüne sohbet ediyorlarmış. 

Susan Bewley (sağda)

Susan Hanım’ın psikiyatrist olmadığını kadın doğum konusunda bir üstat olduğunu söylemiştim. Zaten niyeti ölüm konusunda terapi yapmak değilmiş. Bu toplantılarda konuşmayı başlatıcı ve yönlendirici oluyormuş ama daha iyisini ben bilirim diyen bir doktor olarak değil herkes gibi fikir yürütücü olarak. 

Benim yaptığım hoş geldiniz konuşması ile katılımcıları rahatlatmak, söz kesenleri durdurarak herkesin fikrini rahatça söyleyebileceği bir ortam oluşturmak, konuşmaya çekinenleri de rahatça konuşabilmeleri için teşvik etmekle sınırlı diyor. 

Bir odada yabancı birileriyle oturup, düşündüklerinizden dolayı yargılanmayacağınız biçimde konuşuyoruz ya da konuşulanları dinliyoruz. Bu sohbetlerden özel bir beklentimiz yok, o yüzden baskı altında hissetmeden konuşabiliyoruz diyor. 

Tartışmalar ilham verici oluyor. İnsanlar kendi hikayelerini paylaşıyorlar, ölüm hakkında pratik önerilerde bulunuyorlar. Başkalarının deneyimlerini ve fikirlerini dinlemek herkese iyi geliyor. Bazen ağlanıyor, bazen gülünüyor, bazen de derinlere dalınıyor ama paylaşmak iyi geliyor diyor.

Bu doktor hanıma göre ölüm üstüne uzun uzadıya kafa yormak, hayattan alınan keyfi arttırıyor, küçük şeylerin kıymetini bilmeyi, doğadan ve insan ilişkilerinde zevk almayı mesela bir çiçek kokusuyla mutlu olmayı sağlıyormuş. 

Buluştuklarında konuşacakları bir ya da birkaç konuyu belirliyorlarmış. İntihar üstüne konuşmalar da oluyor, bunamış ebeveynlere nasıl yardım edilebileceği de konuşuluyor. Konu öldükten sonra yapılacak tören olabileceği gibi yeni bir ölüm haberi de olabiliyormuş. 

Bu sıra dışı kahvehanelerde ben kendi adıma çok şey öğrendim. Bir, bir buçuk saatlik sohbetlerden her eve döndüğümde hayatımın zenginleştiğini hissediyorum. Bu sohbetler benim farklı şekilde düşünme, görme ve hissetmemi sağladı, diyor doktor hanım. 

Başka doktorların da bu kahvehanelere uğramalarını ya da kendilerinin bunlardan kurmalarını öneriyorum. İnternette bu kahvelere bir baksalar iyi olur. Bu konu tedaviden ve profesyonelce yaklaşımdan başka bir şey. Ücret karşılığı olmayan anlamlı bir uğraş. Aslında oldukça da ham bir fikir bu. Bir planı, programı, hedefi yok. Sorunlara çözüm getirme gibi bir amacı da yok. Sadece konuşuyor ve dinliyorsunuz. Bu kadar basit, diyor. 

Diğer ölüm kahvehanelerinin hepsi Susan Hanım’ınki gibi değil her biri farklıymış. Buluştukları mekanların da bazıları büyük, bazıları minik hatta bazıları sadece online imiş. Ancak hiçbiri  ticari amaçlı değilmiş.

İlgilenenler için önerileri de var: Önce kafa dengi birilerini bulun. Sonra buluşulabilecek bir yer ayarlayın. Mekân bulamazsanız internet ortamı da olabilir. Bir ya da birkaç ölüm kahvesine de gidip bakın ki farkları nelerdir fikriniz olsun, diyor. Bir ölüm kahvesi oluşturmak için https://deathcafe.com adresinden yardım da alabilirsiniz diye ekliyor. 

Bu röportajın haberini olurken “Morrie ile Salı Günleri” (Tuesdays with Morrie) kitabını hatırladım.  Mitch Albom adında bir gazeteci tarafından yazılıp 1997’de basılmış bu kitabı yeniden bulup okudum.  

Brandeis Üniversitesinde hoca olan Morrie Schwartz 60’lı yaşlarında iken kendisinde bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ediyor. 1994’te yani Morrie yetmişlerindeyken ALS’e tutulduğu anlaşılıyor.  Bu nörolojik hastalık bacak kaslarından başlayarak yukarı doğru aşama aşama bütün adaleleri devre dışı bırakarak solunum kaslarını da iflas ettirip ölüme neden olan bir bela. 

Morrie Schwartz

Morrie çevresindekilerden farklı olarak ölümü konuşmaktan kaçınmıyor. Yeniden yolları kesişen eski bir öğrencisi ile her salı buluşup kendisininki başta olmak üzere ölüm konusunu enine boyuna konuşuyorlar. Kitap bu buluşmaların kaydından ibaret.  Kırktan fazla dile çevrilmiş olan bu kitabı okumadınızsa şiddetle öneririm. 

İnsanın hayvandan tek farkının öleceğini bilmek olduğunu söyleyenler var. Hepimiz öleceğimizi biliyoruz ama kendi ölümüzden söz etmek istemiyoruz. Sanırım adını anmak onu çağırmak gibimize geldiği için. Çünkü ne kadar inkâr etsek de ölmekten çok korktuğumuz için üstünde konuşmuyoruz. Konuşamıyor, konudan kaçınıyoruz.

Kitabı okursanız göreceğiniz üzere Morrie de ölümden korkuyor. Ancak biliyor ki ölüm üstüne konuşmak ölüm korkusu için de birebir. Bunu atalarımız da iyi biliyormuş ki “Korkunun ecele faydası yok” demişler. Oysa ölüm korkusundan kurtulmanın hayata faydası çok. 

Bu arada, dikkatinizden kaçmamıştır. Morrie Schwartz yetmişinden sonra ölürken eski öğrencisi aracılığıyla yeni ilgi alanı olan ölüm hakkında dersler vermeyi sürdürmüş. Bernard Crettaz altmışından sonra kitap yazmaya başlamış. İlgilendiği konuda konferanslar vermeyi sürdürmüş.  Susan Bewley de altmışıncı yaşında 60 yeni şey yapmaya niyetlenmiş…  

Yeni şeylere ilgi duymak, yeni şeyler öğrenmek ve yeni şeyler yapmak muhteşem bir şey. Eğer hayat ölümün karşıtıysa, eskimenin karşıtı da yenilenmek. Ölümü yenecek tek yol da yaşamak. Yaşarken sahiden yaşamak. 

Ölümden kaçamayacağını bile bile kaçmaya çalışmak yerine, ölüme inat, ölümü de konuşarak, sapına kadar yaşamak…

Manşet fotoğrafı: actu.fr

Benzer yazılar:

Dönen yok mu seferinden?
Dönen yok mu seferinden? (2)
Dönen yok mu seferinden? (3)
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanDr. Nevin Sütlaş
Takip et:
1959 yılında Adapazarı’nda doğdu, İstanbul Üniversitesinde Tıp doktoru, Bakırköy Akıl Hastanesinde Nöroloji Uzmanı oldu ve aynı hastanede 30 yıl eğitim görevlisi hekim olarak çalıştı. Beynin damar ve enfeksiyon hastalıkları, yoğun bakım, hasta beslenmesi, açlık grevi/ ölüm orucu ve Multipl Skleroz konularında çalıştı. Sağlık sisteminin özelleştirilmesi sürecinde uğradığı mobing yüzünden 2016 yılında aktif meslek yaşamını sonlandırdı. Beyin ile ilgili bilimsel bilgiler temelinde topluma yönelik kitaplar yazmayı sürdürüyor. Florida'da yaşıyor. Web sayfası: http://www.nevinsutlas.net/index.html Elektronik posta: calisal01@yahoo.com
Önceki Makale Yılın başarılı gazetecileri
Sonraki Makale İyi çeviri nasıl olmalı?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Köşe Yazıları

İsrail BOP planına sadık kalıyor

Hasan Sevilir Aşan
16 Haziran 2025
EditörKöşe Yazıları

Kayarak, koşarak ya da uçarak gelen yemekler

Dr. Nevin Sütlaş
15 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Bir Türk’ün Tahran günlüğü…

İsmail Boy
14 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Hayat bayram olsa

Hasan Sevilir Aşan
12 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?