Salı, 15 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

NATO’da bir ‘Houdini’

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 5 Ekim 2024 18:11
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

NATO’nun yeni genel sekreteri Mark Rutte görevine başladı. Trump ve Erdoğan’la iyi ilişkileri olan eski Hollanda Başbakanı, kriz yönetiminde başarılı bulunuyor.

Rutte yaklaşık bir yıl önce Temmuz 2023’ün başında 13 yıldır Hollanda’da yürüttüğü başbakanlık görevinden ayrılacağını, “Siyasetten çekiliyorum” açıklamasıyla duyurdu. 

Peki ne oldu da 17 milyon nüfuslu Avrupa Birliği (AB) üyesi Hollanda’da en uzun süre başbakanlık koltuğunda oturan Rutte havlu atmıştı?

Rutte’nin liberal sağ Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), izlediği sığınmacı politikalarını fazla ılımlı olmakla eleştirdi. Dört partiden oluşan kırılgan koalisyon hükümeti çöktü. Bunu, aşırı sağcı Geert Wilders’in kazandığı erken seçimler izledi. Rutte, aşırı sağın artan baskısını engelleyemedi ve muhtemelen bu, onun hayatındaki en büyük siyasi yenilgisi oldu.

Hükümetin oluşturulmasında yaşanan güçlükler nedeniyle başbakanlık görevini neredeyse bir yıl daha sürdürmek zorunda kalan Rutten Temmuz başında görevi devretti.

Siyasetten çekileceğini duyuran Hollandalı siyasetçi fikrini çabuk değiştirdi. Rutte’nin, Jens Stoltenberg’den boşalacak NATO genel sekreterliği görevini üstlenmeye niyetli olduğu, geçen senenin Kasım ayında kamuoyuna sızdı. Ve Rutte, ittifak üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları nezdinde, talip olduğu bu görev için nabız yoklamaya başladı. Aylarca perde arkasında, adeta tek kişilik bir seçim kampanyası yürüttü.

Atlantik ötesine gönülden bağlı ve Ukrayna’nın ateşli bir destekçisi olan 57 yaşındaki tarihçinin önce ABD’yi, ardından da müttefiklerinin büyük çoğunluğunu ikna etmesi zor olmadı.

Son olarak Romanya’nın da ikna olması sonrası Rutte’nin genel sekreterliği kesinleşti. NATO’nun kuruluşunun 75. yıl dönümü vesilesi ile 9 Temmuz’da ABD’de düzenlenen zirvede Rutte’nin yeni görevi resmiyet kazandı. 

Rutte’nin “ezeli düşmanı” Viktor Orban’ı ikna edebilmesi ise biraz daha zaman aldı. Rutte, genel sekreterlik görevi boyunca Macaristan’ın Ukrayna ile ilgili olarak NATO toprakları dışında herhangi bir faaliyete katılmaya zorlanmayacağı konusunda milliyetçi sağcı Başbakan Orban’a söz vermek zorunda kaldı. Rusya yanlısı Viktor Orban, Ukrayna’ya silah sevkiyatını da kabul etmiyor.

Hollandalı liberal siyasetçi Rutte ile illiberal Orban, AB’de defalarca karşı karşıya geldi. Hatta Mark Rutte, 2021 yılında, Viktor Orban’a “AB’yi beğenmiyorsanız ayrılabilirsiniz” diyerek rest çekmişti. Orban, o dönem Macaristan’da LGBTİ+ karşıtı bir yasayı kabul ettirmiş, Rutte ise “Bu yasaya sahip bir Macaristan’ın AB’de yeri olmadığını” söyleyerek tepki göstermişti.

İşine bisikletle giden lider

Lahey’deki mütevazı evinden makamına genelde bisikletle giden Rutte, aynı zamanda yetenekli bir piyanist. Hatta bir keresinde, Lahey’in merkez tren istasyonunda halka açık piyano çalmıştı.

Mizah anlayışı, neşeli mizacı ve hazır cevaplarıyla öne çıkan siyasetçi, NATO genel sekreteri olarak daha diplomatik ve ketum olmak durumunda kalacak. Ne de olsa ittifakın 32 üye ülkesi arasında çatışan çıkarları uzlaştırmak, birlik sergilenmesini sağlamak zorunda.

En zor anlarda bile duygularını kontrol eden ve sabrını koruyan selefi Jens Stoltenberg, görev süresi boyunca bu konuda ustalık sergiledi. Norveçli şef diplomat, “Mesaja sadık kal” reçetesini uyguladı.

Mark Rutte bir konuşmasında, “Gerçek liderlik, dinleme ve farklı bakış açılarını anlama becerisi gerektirir” demişti. Bu, NATO genel sekreterlik görevi için de uygun bir slogan.

Volkskrant gazetesinin köşe yazarı ve Rutte’nin biyografisini kaleme alan gazeteci Sheila Sitalsing, onun için “İyi bir kriz yöneticisi” diyor. Sitalsing, kaleme aldığı kitabında, uzun yıllar başbakanlık görevini yürüten siyasetçinin hep uzlaşmaya, uzlaştırmaya odaklandığını anlatıyor.

Birçok Hollandalı, Mark Rutte’nin mali kriz ve Covid-19 salgını sırasında sağladığı istikrardan uzun süre memnundu. Hatta bazı küçük skandallar bile onu etkilemedi, bu nedenle onun için “Teflon Rutte” diyenler de oldu.

Mark Rutte, ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi ve yeniden NATO’yu hedefine koyması ihtimaline hazır.

Rutte, Trump’ı ilk başkanlık döneminden tanıyor ve şaşırtıcı olsa da onunla iyi bir ilişkisi var. Ticaret ülkesi Hollanda’nın liberal başbakanı olarak ABD’li Cumhuriyetçilerin ekonomi politikalarına şiddetle karşı çıkmış olmasına rağmen Donald Trump onu bir dost olarak tanımlıyor.

Hollandalı siyasetçi, Trump’tan farklı olarak Ukrayna’ya askeri destek verilmesini savunan, hatta ülkesinin Kiev’e obüs ve savaş uçaklarıyla destek vermesini sağlayan bir isim. Hollanda, uzun süre ordusunun yetkinliklerini güçlendirmeyi önceliklendirmemişti. Hollanda, NATO’nun gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 2’sini savunmaya harcama hedefine ilk kez bu sene ulaşacak.

Mark Rutte, yine Trump’tan farklı olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e soğuk bakan, Kremlin’e güvenmeyen bir isim. Çünkü 17 Temmuz 2014’te, MH-17 uçağının Ukrayna’nın doğusunda düşürülmesinden Rusya da sorumlu tutuluyor. Malezya havayollarına ait uçakta bulunan 195’i Hollanda vatandaşı, toplam 298 yolcu ve mürettebat hayatını kaybetmişti.

Erdoğan’ı yakından tanıyor

Mark Rutte’nin, Batılı başkentlerde “zor ama zorunlu muhatap” olarak görülen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile diyaloğu da iyi. Hatta Erdoğan, Rutte’nin Nisan ayında cebinden ödediği bilet parasıyla şahsen ziyaret ederek genel sekreterlik görevi için desteğini istediği liderler arasında.

Ziyaret sırasında Rutte, Erdoğan’ı “dostum” olarak nitelendirmiş, “NATO’nun güney kanadının Türkiye’ye ve liderliğine ihtiyacı olduğunu” vurgulamış, Ankara’yı “bölgesinde ve jeopolitik olarak nüfuz sahibi aktör” olarak tanımlamıştı. Bu ziyaretin ardından Ankara, Türkiye’nin Rutte’nin adaylığını desteklediğini ve bu desteğin Brüksel’e bildirildiğini resmen duyurmuştu. 

Bu arada Rutte’nin Erdoğan ile diyaloğu her zaman kolay olmadı. Özellikle 2017 yılında, Hollanda-Türkiye ilişkileri ağır bir krize sahne oldu.

Hollanda ve Almanya gibi Türk nüfusunun yoğun olduğu ülkelerin, Erdoğan ve AKP’li bakanların anayasa değişikliği referandumu için kampanya yürütmesine “kamu düzeni ve güvenliği tehdit ettiği” gerekçesiyle izin vermemesi, Rutte ve Erdoğan’ı karşı karşıya getirmişti. Hollanda, dönemin iki bakanına, Mevlüt Çavuşoğlu ve Fatma Betül Sayan Kaya’ya ülkeye giriş izni vermemiş, buna rağmen Hollanda’ya kara yoluyla girmeye çalışan Kaya “Persona non grata”, yani istenmeyen kişi ilan edilmişti. Erdoğan’ın kriz sırasında Hollanda’ya yönelttiği “faşist” ve “Nazi kalıntısı” ithamları tansiyonu daha da tırmandırmıştı. Ve dönemin Başbakanı Mark Rutte, Erdoğan’ın suçlamalarını “akıl dışı”, “kabul edilemez” ve “tarihin alçakça tahrif edilmesi” olarak nitelendirerek tepki göstermişti.

Siyasetin Houdini’si

Bir AB diplomatı, Mark Rutte’nin Avrupa Birliği’nde “Bay Hayır” olarak ün yaptığını anlatıyor. Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un kapsamlı reform planları ve gündeme taşıdığı yeni vizyonlara soğuk baktığı belirtiliyor. Oldukça mesafeli olarak bilinen Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rutte’nin iyi anlaştığı liderler arasında. Ama Rutte aynı zamanda İtalya’nın aşırı sağcı Başbakanı Giorgia Meloni ile de iyi geçiniyor. Hatta kendisi, AB’ye iltica başvurularının üçüncü ülkelere taşınması girişiminde Meloni ile birlikte hareket etmişti.

Biyografi yazarı Sheila Sitalsing, Rutte’yi zincirlerden kilitleri açmayı başararak kurtulabilen ünlü Amerikalı sihirbaz Harry Houdini’ye benzetiyor, onu “Siyasetin Houdini’si” olarak tanımlıyor, her krizden sıyrılabildiğine dikkat çekiyor. Bu NATO genel sekterliği görevinde faydalı olabilecek bir özellik olabilir.

(DW Türkçe)

Fotoğraf: the-low-countries.com

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Savunma sanayi ve terör
Sonraki Makale Savaşta kritik bir aşama…

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
15 Temmuz 2025
GünlükManşet

“Herkesin canı yanacak”

Medya Günlüğü
15 Temmuz 2025

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
15 Temmuz 2025
Günlük

Köşe yazılarından seçmeler

Medya Günlüğü
14 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?