Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le bu ay yapması beklenen görüşmede Tahıl Anlaşması’nın canlandırılmasını ve Rusya-Ukrayna anlaşmazlığında arabuluculuk önereceği yolunda Türk medyasında çıkan haberler Moskova’da polemik yarattı.
Rusya Senatosu Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkan Yardımcısı Andrey Klimov, NSN Radyosuna yaptığı açıklamada, Tahıl Anlaşması’nın Rusya’ya hiçbir şey kazandırmadığını, bu nedenle iki ülke arasında üst düzey görüşme yapılsa bile bu konuda bir beklenti içine girilmemesi gerektiğini söyledi. Klimov, Ankara’nın arabuluculuk planlarının etkili olacağından kuşku duyduğunu belirterek, “Bu konuda Erdoğan’a bağlı çok az şey var. Mesela, Washington’a veya Londra’ya talimat veremez. NATO ülkelerini Türkiye’nin çıkarlarına uygun hareket etmeye zorlamaz. Doğru, Türk komşularımızla çok sayıda ortaklığımız var. İlişkilerimizin geliştirilmesi konusunda bir şeyler konuşulursa faydalı bir görüşme olur. Daha fazlasını beklememek lazım” dedi.
Parlamento Uluslararası İlişkiler Komisyonu üyesi Dmitriy Belik de, Regnum Haber Ajansına yaptığı açıklamada, “Diplomat-barışçı imajı Erdoğan için çok faydalı, dış politikada ona avantaj sağlıyor. Erdoğan hem Rusya hem de Batı ile ekonomik iş birliğini geliştirmek istiyor. Fakat Ukrayna ihtilafına ilişkin kararları kimin nerede aldığını anladığı için barış önerilerini Kiev tarafına iletmiyor” iddiasında bulundu.
Komsomolskaya Pravda Radyosuna konuşan Moskova Devlet Pedagoji Üniversitesi Tarih ve Siyaset Enstitüsü Müdür Yardımcısı Vladimir Şapovalov ise, “Türk liderin açıklamaları ülkesinin arabulucu konumunu koruma arzusunu gösteriyor. Ama çatışan iki ana taraf var: Rusya ve Batı. Peki Türkiye bu tür müzakereleri üstlenmeye hazır mı? Geçmişte zaten bu tür müzakereleri yürütmeye çalışsa da başarılı olmadı. Aynı nehre iki kez girmek mantıklı mı?” diye sordu.
Veçernyaya Moskva gazetesine konuşan siyaset bilimci Farrhad İbragimov da, “Dünyadaki konumunu güçlendirmek Türkiye için önemli. Bu yüzden Rusya ile müzakere etme niyetinde. Aynı zamanda Türk tarafı, Tahıl Anlaşması’nın çökmesinden sonra aracı olarak konumunun sarsıldığını da anlıyor” dedi.
RIAMO Ajansına konuşan Moskova Devlet Üniversitesi siyaset bilimcisi Artyom Kosorukov ise, “Erdoğan, hem Türkiye NATO üyesi ve Ukrayna’ya Bayraktar göndererek çatışmaya müdahil olduğu için Rusya-Ukrayna ihtilafı çözümünde arabuluculuk yapamaz” görüşünü savundu.
Rusya Bilimler Akademisi Güvenlik Araştırmaları Merkezinden Konstantin Blohin de, “Erdoğan’ın Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelerde arabulucu olma isteği siyasi hırslardan kaynaklanıyor, ancak Türkiye’nin çatışan tarafları uzlaştırması pek mümkün değil. Türk liderin Rusya-Ukrayna ihtilafının gidişatını değiştirebileceğinden şüphe duyuyorum” dedi.
Siyaset bilimci Yuri Svetov ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’nin Ukrayna’daki ihtilafın barışçıl çözümüne yönelik müzakerelerde arabulucu olma şansı yok. Ankara, Mart 2022’de İstanbul’da yapılan istişarelerle itibarını zedeledi… Ukrayna’ya silah tedarik eden ve orada Bayraktar SİHA üretimi için bir fabrika inşa etmek isteyen Türkiye’nin arabuluculuğuna Rusya’nın yeşil ışık yakması pek olası değil. Türk lider önerilerde bulunur, Putin dinler ama kabul etmez. Rusya’nın herhangi bir arabulucuya ihtiyacı yok.”
Siyaset bilimci Andrey İvanov da, Tsargrad TV kanalına açıklamasında, Türkiye’nin Rusya ile ABD arasındaki müzakerelerde arabuluculuk yapmasını önerdi.
Fuad Safarov, Moskova