İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik terör soruşturması kapsamında 23 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat hakkında ev hapsi kararı verildi.
Sabah’ın haberine göre, İstanbul Sulh Ceza Hakimliliği Polat’ın sağlık durumuyla ilgili yaşanan gelişmeler nedeniyle tutukluluğunun sonlandırılmasınına karar verdi. İki damarında tıkanıklık olan ve dört kez anjiyo geçiren Polat’ın toplam altı stenti bulunuyor.
DW Türkçe‘nin haberine göre, son günlerde tutukluluğu ve sağlık durumuyla gündemde olan Polat sadece bir bürokrat değil, aynı zamanda kültürel miras alanında derinlemesine bilgi ve deneyime sahip bir akademisyen ve toplumcu bir düşünür.
Erzincan’da doğup İstanbul İkitelli’de büyüyen Polat, kendini “İkitelli’de yaşayan Erzincanlı bir çocuk” olarak tanımlıyor. Çocukluğu boyunca sınırlı imkânlarla büyüyen Polat, edebiyata ve halk kültürüne erken yaşta ilgi duymuş. En büyük esin kaynaklarından birinin Yaşar Kemal olduğunu söylüyor. Üniversite tercihlerinde de bu ilgisi belirleyici olmuş; halk bilimi okumak istemiş, ancak İstanbul’da bu bölüm açılmadığı için sanat tarihi ve arkeolojiye yönelmiş.
Mahir Polat’ın akademik yolculuğu, İstanbul Üniversitesinde arkeoloji ve sanat tarihi eğitimiyle başladı. Ardından mimarlık tarihi ve müzecilik alanlarında yüksek lisans yaptı. Bu süreçte özellikle müzelerde küratörlük ve kültürel miras yönetimi üzerine yoğunlaştı. Yıldız Teknik Üniversitesinde müzecilik tezini tamamladıktan sonra, aynı üniversitede kültürel miras mevzuatı üzerine dersler verdi. Dinsel kültürel miras odaklı doktora tezi çalışmasını ise 2023 yılında tamamladı.
Meslek hayatına 2005’te Vakıflar Genel Müdürlüğünde başlayan Polat, 2009’dan itibaren Vakıf Uzmanı olarak görev aldı. Kültürel mirasın belgelenmesi ve korunmasında aktif rol üstlendi.
Koleksiyon yönetimi, sergi tasarımı ve restorasyon gibi konularda etkili çalışmalar yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı ve sonrasında Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerinde bulunan Polat, Müze Gazhane, Yerebatan Sarnıcı ve Beyoğlu Sineması gibi projelerde etkin rol aldı.
Polat’ın tasavvufa olan ilgisi, halk bilimi merakıyla iç içe geçmiş bir yön taşıyor. Kültürel koruma çabalarını sadece fiziksel yapılarla sınırlamıyor; toplumsal hafızayı, inanç ritüellerini ve gündelik yaşam pratiklerini de koruma alanına dahil ediyor. Bu yaklaşımı, onu teknik bir bürokrattan ziyade kültürel bir aktör haline getiriyor.
Fotoğraf: Medyascope
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: