Premier Lig (PL) kart ortalaması 3.75, Süper Lig kart ortalaması ise 5.07. Bu da demek ki Süper Lig’de %35 daha fazla kart gösteriliyor yani hakemlerimizin kart standardı daha düşük, “tak” diye gösteriyorlar.
Lucas Torreira PL’de düzenlediği oynadığı 3 sezonda maç başına 0.22 kart görmüş. Türkiye’de ise 18 maçta 4 sarı kart görmüş. İstatistiklere göre kart ortalaması Türkiye’de düşmüş yani Lucas Torreira daha az kart görüyor. Oysa oyun tarzı karta müsait ve istatistiklere ve lig ortalamalarına göre bugüne kadar 7 kart görmüş olması gerekirdi.
Zaten Galatasaray çok kart gören bir takım, defansı yavaş, hızlı atakları sertlikle kesiyorlar ama burada da bir gariplik var: Galatasaray 50 sarı kart ve Fenerbahçe 41 sarı kart görmesine rağmen Fenerbahçe 3 tane ikinci sarıdan kart, Galatasaray ise 1 tane görmüş. Galatasaray sert oynayan bir takım olmasına rağmen kırmızı kart sayısı 3, Fenerbahçe’nin ise 5.
Eminim tek tek oyuncuları analiz etsek daha net sonuçlara ulaşacağız.
Madem dijital hakem ataması yapılıyor, teknoloji bu kadar gelişti, bu bilgiler TFF ve MHK başkanının önüne gitmiyor mu? Elbette gidiyor ama bu ülkede mağdur Fenerbahçe ise o işin suçlusu olmaz.
Hakemlerin Fenerbahçe’ye karşı kin güttüğü çok açık değil mi? Kırmızı kart deyip geçmeyin, 3 puan demek. Mesela 2019 yılında en çok Galatasaray’ın rakipleri kırmızı kart görmüş, bu sene durum ne acaba?
Kırmızı kart 3 puana mal oluyor ve puan farkı 6. Fenerbahçe’den 9 tane fazla sarı gören Galatasaray Fenerbahçe’den iki tane daha az kırmızı görmüş.
Lucas Torriera, kart göstermeyi seven hakemlerimizi birden anlayışlı hale getirmiş, standartlarını aynı seviyeye çekmişler.
Rakamlar ortada, lig adil değil, TFF’ye güvenmiyorum, hiçbir kuruma güvenmiyorum. Bu artık yönetim, Ali Koç işi değil, Fenerbahçe’yi şampiyon yapmayacaklar. Kimin şampiyon olduğu önemli değil yeter ki Fenerbahçe olmasın. Daha önce bin kere yaşandığı gibi.
Ama bunun en büyük sorumlusu da Fenerbahçe taraftarı; takımı katledilirken sakız çiğneyen taraftarın takımını hiçbir siyasi önemsemez çünkü bu taraftar grubunun temel motivasyonu Fenerbahçe değil diye düşünür. Zaten öyle, Galatasaray taraftarı sıradan bir maçta 90 dakika hakemin her kararını ıslıklayıp bir penaltı bir de kırmızı alırken bizim taraftarımız Fenerbahçe-Galatasaray maçına yarı sarhoş gelip Altay’ı ıslıkladı. Bunun haklı veya haksız olmakla ilgisi yok, takıma bağlılıkla ilgili; “beyaz Fenerbahçeliler” Fenerbahçe’yi tüketiyor.
Fenerbahçe’nin başarıyı yakalaması için stada tutkulu, bağlı taraftarlara ihtiyaç var, bunun yolu da futbolun gerçek sahibi orta ve alt gelir grubuna stadı açmak. Bu ise düşük bilet fiyatları ile mümkün, yoksa Fenerbahçe giderek küçük bir azınlığın sosyete takımı olacak.
Futbol seyirci tarafından izlenir, taraftar tarafından desteklenir, bırakın stada taraftar girsin.