Fenerbahçe’nin gündeminde iki konu var: Taraftarlar ve kirli lig. Aslında bunlar birbirini destekleyen, Fenerbahçe için kısır döngü oluşmasına neden olan iki kavram.
Sistem kirini, hırsızlığını örtmek amacıyla Fenerbahçe taraftarı içindeki bu zayıf halkayı kullanıyor. Ligde ne zaman dümen çevrilse Fenerbahçe’yi bu ezik, kendi başarısızlığını takımının başarısında arayan kitleyi devreye sokup gündemi değiştirmeyi başarıyorlar.
Beşiktaş maçını örnek verelim, tabii önce iğne kendimize; ikinci yarı rezil oynadık ve kenardan inanılmaz kötü yönetildik, kadro seçimi çok kötüydü. Ama o maçta Beşiktaş’ın çok daha önce 10 kişi kalması gerekirdi yani maçın sonucu farklı olabilirdi. Amacım Beşiktaş’ın galibiyetine gölge düşürmek değil ama Beşiktaşlı futbolcuların yaptıklarını Fenerbahçeli futbolcular Galatasaray ve Beşiktaş’a karşı yapsaydı Fenerbahçe 7 kişi kalırdı, yapılması gereken tespit bu. Böyle bir durumda Fenerbahçe asla kötü oynayınca kazanamıyor. Başka türlü açıklayayım, eğer ilk 10 hafta Galatasaray gibi futbol oynasa Fenerbahçe’ye 5 puan bile çıkarmazdı hakemler, Fenerbahçe açısından şartlar eşit değil ve mağdur.
Lig kirli.
“Ligi bitirtmeyiz”; o andan itibaren ligi bitirtmeyecek olanlar kırmızı görmez ve kollanırken Fenerbahçe sürekli eksik kalarak maç kaybeder.
“Ofsaytımsı” puanlar gelir.
“Elimizde belgeler var” denir, mafya Azerbaycan’da boy gösterir. Lale Orta çıkar istenen her şeyi istediği gibi söyler.
Toreira, Muslera, Zaniolo, Oliviera, Mertens her maç 20 tane kırmızıdan kurtulur, rakipleri ile futbol oynamaz adeta döverler.
Tribünler “Fener’in köpeği… Lale” diye bağırır duyan olmaz. Aynı tezahürat Kadıköy’de olsa 100 maç ceza alırız.
Galatasaray yöneticisi TFF Başkanı ile ortaktır. (FIFA etik kurallarına göre yasaktır, ahlaksızlık olarak nitelenir)
Bazı kulüplerin ve TFF Başkanı’nın Fetö geçmişi vardır.
Bırakın yazıyı, kitap yazarım ama herkes biliyor lig kirli, mağdur Fenerbahçe.
Bir de taraftar görünümlü müşteriler var, taraftar olmaktan uzaklaşmış artık tamamen müşteri olmuş ve başarıyı ödediği paranın karşılığı olarak görenler. Aslında bunlar gerçek yaşamda “öteki” ve “ezik” olan, bunun acısını Fenerbahçe ve futbolculardan çıkaran zavallılar. Eğer başarı senin için bu kadar önemliyse, içine de siniyorsa git başarılı olanları tut.
Ama hiçbirimiz başka takımın taraftarı olmuyoruz çünkü başarı dışında tercihler var, başarının önemini yadsımıyorum ama bağlılığın kaynağı bu değil. Eğer başarı istiyorsan Beşiktaşlı ol, bak bizi 10 kişi evire çevire yendiler.
Biz kaybeden kulübüz ne işiniz var Fenerbahçe taraftarlığı ile, başka kulübü tutun daha mutlu olursunuz arada bir maklubeye kaşık atmışsınız ne önemi var canım, başarı gelsin de.
Bu sene şampiyonluk beklemiyorum, iktidar değişmediği sürece şampiyonluk beklemiyorum. 3 Temmuz, 4 Nisan, 12 Mayıs hepsi orada, bunların bazılarını bizzat iktidar kendi itiraf etti.
Fenerbahçe’deki bu ezik ama stadı, salonu ve sosyal medyayı ele geçirmiş insanlar, kulübün en büyük problemidir; bağını koparmalı ve gerçek taraftarına, geniş kitlelere ulaşmanın yolunu bulmalıdır. Fenerbahçe’ye ilişkin tek eksiklik budur.
Onun dışında ne Aziz Yıldırım’ın ne Ali Koç’un ne Fenerbahçe’nin herhangi bir hocasının ve futbolcusunun başarısız olduğuna inanıyorum. Başarısız yapıldılar çünkü lig adil değil ve kirli.
Fenerbahçe’yi kurşuna dizenler belli ama konu savsaklanmış, daha ötesi var mı bunun, bir iktidar daha ne kadar düşman olabilir bir spor kulübüne?
Son söz: Türkiye’de her hava topunda, her ikili mücadelede faul çalınan Berisha Alman Milli Takımına seçildi, hırsızlığın binbir yolu VAR.