Tarihsel süreç içerisinde, ticari faaliyetlerdeki kolaylaştırıcı rolü sebebiyle para icat edilmiş ve paranın icadı, zamanla önemli dönüşümler geçirmiştir.
Artan nüfus ve çeşitlenen mal varlığı karşısında malların birbirleriyle değişim oranlarının belirlenmesi, takas edilecek malların eşleşmesi ve ilerleyen dönemlerde kullanılmak üzere mal biriktirme çabası devam ettirilemez bir duruma ulaşmış, bu da takas ekonomisinden paralı ekonomi sistemine geçişi zorunlu kılmıştır. İlk dönemlerde deniz kabukları, tuz, buğday, pirinç gibi mal paralarla başlayan süreç; altın ve gümüş gibi değerli metallerin kullanımıyla devam etmiş, bu metal paralardan zamanla kâğıt para sistemine geçilmiştir. Günümüzde ise kâğıt paranın büyük ölçüde veya tamamen ortadan kalkacağı ve dijital paranın iktisadi sistemde yerini alacağı yeni bir döneme girileceği tahmin edilmektedir.
Dijital para, değerin sanal bir biçimde temsil edilmesini sağlayan bir araç olarak tanımlanmaktadır. Bu tür para birimleri, dijital ortamda üretilip depolanmakta ve internet veya mobil uygulamalar aracılığıyla transfer edilebilmektedir. Dijital para üretimi, kamu sektörü tarafından merkez bankası aracılığıyla gerçekleştirilebildiği gibi, özel sektör de bu alanda faaliyet gösterebilmektedir (Adrian & Mancini-Griffoli, 2021). Merkez bankası dijital parası (CBDC), devlet güvencesine sahip olarak merkez bankalarının dijital platformlarda oluşturduğu ve geleneksel kâğıt paraya alternatif bir nitelik taşıyan dijital para birimidir (Atlantic Council, 2021).
Para arzının önemli bir kısmını oluşturan ve finansal sisteme hakimiyet sağlayan elektronik para, dijital paranın bir türü olarak nitelendirilmektedir. Para arzı ölçütleri, dar kapsamlı (M1)’den geniş (M2)’ye ve çok geniş (M3)’e doğru genişledikçe, fiziki paranın toplam para arzındaki ağırlığının azaldığı, buna karşılık elektronik paranın payının arttığı gözlemlenmektedir.
Örneğin, ABD’de toplam para arzının yalnızca %10 kısmı fiziki para olarak bulunurken, geri kalan kısım bankaların mevduat hesaplarında elektronik para olarak kaydedilmektedir. (Rodeck & Curry, 2021). Bu durum, finansal sistemin dijitalleşme sürecine nasıl uyum sağladığını ve dijital para birimlerinin makro ve mikro iktisadi sitemler içinde giderek artan önemini yansıtmaktadır. Buna ek olarak dijital paranın para arzındaki payının büyümesi, dijitalleşmenin hızla yayıldığını ve fiziksel paranın kullanımının azalmakta olduğunu da göstermektedir.
Dijitalleşme sayesinde finansal işlemler daha hızlı, güvenilir ve erişilebilir hale gelmekte; bu da modern ekonomilerin dinamik yapısına uygun bir finansal altyapı oluşturmaktadır.
Modern toplumlarda ve iş dünyasında dijitalleşmeye yönelik dönüşüm, dijital altyapıya entegrasyon yoluyla merkez bankası dijital parasına (CBDC) geçiş sürecini hızlandırmaktadır. Bu kapsamda, metin, ses, görseller ve videolar gibi çeşitli veri formatlarının dijital ortamda işlenmesiyle üretim araçları ve nesneler arasında akıllı bağlantılar oluşturulmakta, böylelikle dijitalleşmenin sağladığı değer artışı ortaya çıkarılmaktadır (Reis, Amorim, Melao & Cohen, 2020).
Dijitalleşme süreci, bankacılık sektöründe kendini dijital bankacılık uygulamalarıyla göstermektedir. Dijital bankacılık, internet ve mobil bankacılık hizmetlerini içermekte olup, internet bankacılığı kullanıcıların bilgisayar aracılığıyla erişim sağlayarak işlem yapabilmesine imkan tanırken, mobil bankacılık, cep telefonları ile her an bankacılık hizmetlerine ulaşılmasını sağlamaktadır.
Bu sayede, dijital bankacılık hem işlemleri kolaylaştırmakta hem de ekonomik birimlerin işlem kapasitesini artırarak önemli bir zaman tasarrufu sunmaktadır. Kredi kartı kullanımı, otomatik ödeme emirleri, çevrimiçi para transferleri ve bankalar arası hesap denkleştirme gibi işlemler, dijital paraya geçişin temel basamakları olarak değerlendirilmektedir. Bu işlemlerin, fiziki paraya ihtiyaç duyulmadan gerçekleştirilebilmesi nedeniyle CBDC sistemleri ile büyük benzerlikler taşıdığı görülmektedir.
(Prof. Dr. Aslıhan Nakiboğlu, tasam.org)
Makalenin devamını okumak için tıklayın