Cuma, 9 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Krizin arkasındaki büyük strateji

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 18 Şubat 2025 07:01
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Aşağıda okuyacağınız makale 11 Haziran 2014 tarihinde Dr. Nejat Tarakçı imzasıyla tasam.org sitesinde yer aldı. Tarakçı, Ukrayna’da Moskova yanlısı Viktor Yanukoviç’in devrilmesi ve Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinden kısa süre sonra kaleme aldığı “Krizin Arkasındaki Büyük Strateji” başlıklı makalede, Ukrayna krizinin planlı bir kriz olduğu tezini savunuyor ve nedenlerini şöyle sıralıyor:

Ukrayna krizini, ABD Rusya arasındaki hegemonyan amaçlı bir güç mücadelesinden ziyade, dünya finans kapital sisteminin dikte ettiği bir çıkış yolu planı olarak görmek mümkündür. Şöyle ki;

ABD-Rusya-Çin-AB denkleminde, ABD aleyhine gelişen ve giderek ABD’nin dünya çapındaki ekonomik ve askeri hegemonyasını kaybetme riski vardır. Bu riskin en etkili aktörü Rusya’dır. ABD’ye göre Rusya kısa zamanda durdurulamaz ve etkisizleştirilmezse, dünya liderliği, dolayısıyla finans kapital sistemin küresel piyasaları kontrol etme ve yüksek kar paylarını sürdürme olasılığı sona erebilir. Finans kapital sistemin arkasında kimler olduğunu gelince, 2000 yılında Başkan Bush ile birlikte iktidara gelen Neoconların (yeni muhafazakârlar) olduğu görülmektedir. Neoconların, Başkan Reagan zamanında kurulan ve yılda 100 milyon dolarlık bütçesi olan National Endowment for Democracy Vakfı ile diğer Amerikan kaynaklarının Ukrayna’nın istikrarsızlaştırılması ve demokratik yolla seçilmiş Başkan’ın görevden uzaklaştırılmasında anahtar rol oynadığı vurgulanmaktadır.

Gelişmelerin yaşandığı coğrafi bölgelere gelince, ABD’yi en çok rahatsız eden bölge Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’dur. Orta Asya ve Uzak Doğu ise Rusya’nın ABD’yi doğrudan değil Çin’e verdiği destekle dolaylı olarak etkilediği coğrafyalardır. Şimdi ABD görünümündeki finans kapital sistemini endişe ve korkuya sevk eden jeopolitik senaryo ve gelişmelere göz atalım.

-Rusya’nın, Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır ve Kıbrıs’a ait Münhasır Ekonomik Bölgelerdeki (MEB) enerji kaynaklarının üretim, pazarlama ve dağıtımını kontrol etmesi.

-Rusya’nın, AB ile stratejik bütünleşmesi ve NATO’nun işlevsiz hale gelmesi 

-Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi olması 

-Rus NATO’su olarak bilinen Kolektif Güvenlik Antlaşması Organizasyonu’nun (KGAÖ) Çin’i de içine alacak şekilde genişlemesi 

-Afganistan’dan çekilen NATO’nun işlevsiz kalması nedeniyle ABD’nin Avrupa üzerindeki siyasi ve askeri etkisinin azalması 

-Rusya’nın AB ve ABD’nin ekonomik gücünü dengelemeyi hedefleyen Avrasya Ekonomik Birliği’ni Kazakistan ve Beyaz Rusya ile birlikte kurması 

-Petrol ve doğal gaz piyasasında Rusya, Çin, İran ve Kazakistan’ın ABD doları yerine Avro veya milli paraları kullanmaya başlamaları

-Rusya ve Çin’in ABD silah endüstrisine rakip olarak pazarlarını genişletmeleri

Öyle bir olay yaratılmalı ki, yukarıda sıralanan gerçek gelişmeler ile olası senaryolar etkisiz hale gelsin. İşte Ukrayna krizinden beklenen budur. Bu kısa vadeli bir beklenti değildir. Orta ve uzun vadelidir. Bu stratejinin temel amaçlarından biri, ABD’nin Ukrayna üzerinden Rusya’nın yumuşak karnına yerleşmesidir. Kırım’ın gözden çıkarıldığı bu strateji çerçevesinde doğu Ukrayna’nın da gözden çıkarılabileceği yüksek bir olasılıktır. Bu Rusya’ya bağlı bir karar olacaktır. Çünkü istenen ve beklenen odur. Kırım, Rusya’ya bırakılarak Rusya üzerinde planlanan uzun vadeli yeni bir Soğuk Savaş başlatılması hedeflenmektedir. Şimdi ABD’nin Ukrayna üzerinden yürüttüğü stratejinin amaç ve hedeflerine bir göz atalım.

ABD’nin Ukrayna Stratejisinin Amaç ve Hedefleri

Doğrudan Hedefleri 

-NATO askeri gücünü Rusya sınırlarına yerleştirmek

-Avrupa ülkelerine silah satışlarını artırmak 

-Rusya’nın askeri harcamalarını artırarak ekonomik olarak zayıflatmak 

-AB üzerindeki siyasi etkisini artırmak 

Dolaylı Hedefleri 

-Rusya’yı Ukrayna cephesine bağlayarak, İran, Güney Kıbrıs, Mısır, Suriye ve Irak başta olmak üzere diğer bölgelerdeki nüfuz alanlarını kısıtlamak 

-Rusya-Almanya stratejik ortaklığı olasılığını ortadan kaldırmak 

-Saldırgan bir Rusya imajı ile Rusya’yı yıpratmak 

-Rusya’yı Kafkasya’dan çıkarmak 

-Rusya’nın silah satışlarını düşürmek 

-Ekonomik yaptırımlar yoluyla Rusya’nın gelirlerini azaltmak 

-Rusya’yı Akdeniz’den çıkarmak 

Bu hedeflere ulaşmanın neye mal olduğunu veya olacağına gelince, bunun Finans Kapital Sistem için fazla önemi olmadığını söylemeye gerek yok. Çok acılar çekildi ve hala çekilmeye devam ediliyor. Ukrayna’da iç savaş başladı. Ukrayna ordusu, Rus yanlısı ayrılıkçılara Esad’ın Suriye’de yaptığı gibi hava araçları ile saldırıyor. Bu strateji için ABD’nin ve AB’nin icazet verdiğini söylemeye gerek yok. Görünen o ki, amaç Rus ordusunun Ukrayna’ya müdahale etmeye zorlamak. Böyle bir durumun ABD’nin stratejisine uygun olduğu çok açıktır. Gelinen noktada Ukrayna’nın artık eski Ukrayna olamayacağı ortadadır. Ancak Ukrayna’nın yeni başkanı, ülkenin parçalanmasını önlemek istiyorsa, Rusya ile uzlaşabilir. Böyle bir sonuç hem Rusya’yı, hem Avrupa’yı hem de bölgeyi rahatlatır. Ancak Finans Kapital Sistemin böyle bir sonuca razı olabileceğini düşünmek, Kasım 2013’den beri Ukrayna’da yaşananların bir rüya olduğunu kabul etmek anlamına gelir. Tarihte mahkûm coğrafyalar vardır. Polonya, Macaristan, Ukrayna, Beyaz Rusya gibi Avrupa ülkeleri yıllarca Osmanlı, Prusya, Rusya gibi patron ülkelerin gölgesinde yaşamaya mecbur kalmışlardır. Ukrayna’yı yönetenler Avrupa içinde yaşadıklarını ve Rusya ile sınır komşusu olduklarını unutmamalıdırlar. Bölge dışından verilen güvence ve destekten daha ziyade bölge içindeki dayanışmayı tercih etmeleri uygun olacaktır.

Makalenin tamamını okumak için tıklayın

EtiketlendiRusya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Kalbimde ‘üfürüm’ var
Sonraki Makale Varyag’ın Boğaz’dan geçiş öyküsü

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Sağlık ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi

Gürsel Demirok
9 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Her şey hareket halinde

Metin Gülbay
6 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Yapay zekâ ve devletin gaspı…

Alper Eliçin
6 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Dışişleri’nin kuruluşu ve “Diplomatlar Günü”

Gürsel Demirok
5 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?