Cumartesi, 31 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Köşe yazılarından seçmeler

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 30 Mayıs 2025 19:32
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

AKP Türkiye’ye dar geliyor-Özdemir İnce (Cumhuriyet)

“Ya da Türkiye AKP’ye bol geliyor.

Dar ya da bol gelmeyi elbise ve ayakkabıyı düşünerek yazdım. Dar gelen kapı da olabilir. Bir de deyimin tanımlayıcı anlamı var: Bir yere alışmayan ve oradan gitmek isteyen kişiler için de bu deyim söylenir. En iyi karşılık: Uyumsuzluk. AKP ile Türkiye arasında derin bir uyumsuzluk var. AKP’lilerle Türkiye arasında derin bir uyumsuzluk var. AKP Türkiye’ye dar geliyor yani AKP Türkiye’yi kapsayamıyor, kavrayamıyor. AKP Türkiye’nin koştuğu maratona eşlik edemiyor, hemen dalağı şişiyor. Türkiye ile dans edemiyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş hedefi (kızıl elması) çağdaş uygarlık düzeyine yükselmek ve onu geçmek. Ve bu yarışta sayı değil kalite önemli. AKP, üniversite denince de sayıyı anlar ve böbürlenerek Türkiye’deki üniversite sayısını söyler. Biz sayıyı Vikipedi’ye soralım: 2024 Ocak itibarıyla 209 üniversite varmış. Bu üniversiteler arasında 131’i devlet üniversitesi 78’si de özel-vakıf üniversitesi statüsünde. İnanılır gibi değil 209 üniversite. Fransa’da 85 üniversite ama 229 meslek yüksekokulu var. Türkiye’de durum şöyle: 1475 fakülte, 621 enstitü, 527 yüksekokul ve 955 mesleki yüksekokul. Toplam 5 milyon 449 bin 961 öğrenci. (Bu sayılar kuşkusuz güncel sayılar değil.) Ama ülkede 478 bin 395 öğretmen adayı sınavı geçmelerine rağmen atanmayı bekliyor. Üniversite mezunlarının yüzde 25’i boşta geziyormuş.”

İmamoğlu hikayesi bitti-Aydın Ünal (Yeni Şafak)

“Ekrem İmamoğlu için yakın gelecekte artık bir siyasi ikbal gözükmüyor. Bugün cezaevinden çıksa, ne CHP’de, ne başka bir partide ne de bağımsız olarak yol yürüyebilmesi mümkün.

Birincisi siyasete bir kadroyla, vefalı yol arkadaşlarıyla girmedi; paranın gücüyle belli bir noktaya kadar geldi. Paranın yitirilmesiyle birlikte etrafında hiç kimse kalmayacaktır.

İkincisi, yolsuzluk iddiaları artık somutlaşmaya başladı; itirafçıların sayısı çoğalıyor ve organize yolsuzluk ağı belirginleşiyor. Ortaya saçılan deliller İmamoğlu seçmeninin bile midesini bulandırmaya başladı.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı hayalleri zaten suya düşmüştü; üniversiteye usulsüz girdiği anlaşıldı ve artık bir diploması yok.

En önemlisi de paranın gücüyle dizayn etmeye giriştiği CHP’de kurgu bozuldu. CHP içinde İmamoğlu taraftarı kalmadı. Özgür Özel, son olağanüstü kurultayda duygusal ortamı iyi değerlendirerek İmamoğlu üzerinden genel başkanlığı rahatlıkla aldı ama zaman ilerledikçe, İmamoğlu’nun parasal desteği olmadan, o koltuğu muhafaza edebilmesi kolay değil. Aslında CHP içinde son günlerde kızışan çekişmenin taraftarları, Kılıçdaroğlu ve karşısındaki İmamoğlu veya Özel değil; Kılıçdaroğlu ve onu istemeyenler çekişiyor.”

Yeni anayasa ve eriyen ücretler-Çiğdem Toker (T24)

“Yeni anayasa çalışması, iktidar partisi AKP’nin bir numaralı gündemine dönüşürken, ana muhalefet partisi CHP, İBB’nin tutuklu başkanı İmamoğlu’nun merkezde olduğu hukuksuzlukları, miting miting gündemde tutmaya ek olarak asgari ücret artışını öne çıkarıyor.  

Bu olumlu bir gelişme. AKP, asgari ücret artışında gönülsüz olduğu için değil sadece. Yeni Anayasa’nın temel ihtiyaç olmadığını, yiyecek ekmek bulamayan, ekmek bulanın yanına peynir alamadığı milyonların bir numaralı talebinin ekonomik koşulların düzeltilmesi olduğu gerçeğini toplumsal tabanda yaygınlaştırmak için asıl.

Türkiye’nin temel ihtiyacı yeni bir anayasa ise iktidarın beğenmediği şu mevcut Anayasa’daki tamamı bağlayıcı olan hükümlerine neden uymadığını durmaksızın sormak, sorgulamak için de.

Beğenilmeyen bu Anayasa’ya göre, ülkeyi yönetenlerin ekonomi politika tercihlerini vatandaşın açlığa talim etmeyeceği yönde kullanmak zorunda olduğunu hatırlatmak için de.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parti nezdinde kurduğu Anayasa Komisyonu açıklaması ardından dün de Komisyon’u oluşturan 11 kişi açıklanınca, tam 14 yıl öncesine gittim.

Yaşı yeten vatandaşlar ile o günlerde de gazetecilik yapanlar hatırlar.  Dönemin TBMM’sinde grubu olan dört partinin eşit üye vermesiyle oluşan Anayasa Uzlaşma Komisyonu iki yılı aşkın bir süre çalıştıktan sonra uzlaşamadan dağılmıştı. Tabii ki bazı fasıllar ile maddelerde değişiklik konusu kayda geçirildi ama bir işe yaramadı. Uzlaşmazlıkta, AKP’nin başkanlık sisteminde ısrarı ve muhalefetin buna itirazı kadar kadar, Anayasa’nın değiştirilmesi teklif edilemeyecek ilk dört maddesinin tartışmaya açılması da etkili oldu.”

İdeolojik yönüyle Ecevit-Fikret Bila (halktv.com.tr)

“Bülent Ecevit, 100. doğum günü vesilesiyle, çeşitli etkinliklerle anıldı.

Bu etkinliklerden biri de Ecevit Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı ve Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner’in düzenlediği “Her Yönüyle Bülent Ecevit” paneliydi.

Benim de konuşmacı ve panel yöneticisi olarak katıldığım panelin diğer konuşmacıları Altan Öymen, Hikmet Çetin, Ayşe Gürocak ve Süleyman Çelebi’ydi.

Konuşmacılar, Ecevit’in siyaset ve devlet adamlığını, insancıllığını, dürüstlüğünü, halkçılığını, şairliğini, yazarlığını, dostluğunu, cesaretini, kahramanlığını anılarıyla anlattılar.

Panele ilgi çok büyüktü, katılımcıların Ecevit özlemi ve heyecanı çok yüksekti.

Konuşmalar sık sık alkışlarla kesildi.

Ecevit sadece bir parti genel başkanı değil ideolog bir liderdi.

Türkiye’yi ve CHP’yi solla tanıştıran isimdi.

CHP’nin ideolojisini değiştiren, önce ortanın soluna sonra demokratik sola çeken liderdi.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra kurduğu Demokratik Sol Parti (DSP) Ecevit ideolojisinin sonucuydu.

Ecevit Türkiye solunu Avrupa merkez solundan ayrı tutardı.

“Sosyal demokrasi” kavramıyla “demokratik sol” kavramını aynı anlamda kullanmazdı.

Demokratik sol kavramını kullanmayı tercih ederdi.”

Gelecek nesiller bugünün dindarlarını nasıl hatırlayacak?-Mehmet Ocaktan (Karar)

Özgür iradesiyle İslam’ı seçen herkes bilir ki bu dünya bir imtihan yeridir. Allah iyiyi, kötüyü tarif etmiş ve kendi irademizle seçeceğimiz eylemlerimizin sorumluluğunu bize yüklemiştir.

Dolayısıyla bu dünyada yapıp ettiklerimizin hesabı tamamen bize aittir. İyiyi tercih edersek iyi sonuçlar almayı, kötülüğü tercih edersek de kötü sonuçlar almayı hak edeceğiz demektir.

Ve Allah bütün insanlara en temel değer olarak ‘istikamet üzere’ olmayı, esasen fıtratımızda var olan, insan olmamızın özünü oluşturan ahlakı önermiştir.

İşin aslı şu ki yaşadığımız dünyada ilahi hitaba muhatap olan insanlar olarak hangi inanç grubuna, hangi ideolojiye ve de hangi kimlik aidiyetine mensup olursak olalım, dinin temel mesajı son derece açıktır. Ali Bardakoğlu Hoca’nın da ifade ettiği gibi, “Din açısından önemli olan adalettir, adaletin gerçekleşmesidir. Önemli olan haktır, hakikattir, doğrunun egemen olmasıdır, zulmün, haksızlığın olmamasıdır. Bunu kim sağlıyorsa İslam onu alkışlar, kim yapmıyorsa onun da karşısında olur.” (Yüzleşme, s.24)

Peki dindarlar olarak nasıl bir dünya hayal ettik, şimdi nasıl bir sınavla karşı karşıyayız?

Yıllarca “İslam gelecek vahşet bitecek”, “tek yol İslam” sloganları attık. Şimdi geriye dönüp bakınca kurduğumuz hayallerin, sadece bir ütopyadan ibaret olduğunu görüyoruz.

Dindarların iktidarı hakka-hukuka riayet eden, rüşvete, yolsuzluğa asla izin vermeyen, bireyin özgürlüğünü önemseyen, liyakati esas alan, kısacası adaletli bir yönetim olacaktı.”

Obradovic, Jasikevicius, Mourinho ve Solskjaer-Müslüm Gülhan (BirGün)

“Obradovic, Avrupa basketbol tarihinin en büyük başantrenörü olarak kabul edilir. Obradović, 30 yıllık antrenörlük kariyeri boyunca 18 kez Euro Lig dörtlü finale kalırken beş farklı kulüple dokuz kez Euroleague şampiyonu oldu. Bir efsane… Jasikevicius, antrenörlük kariyerine Zalgiris’te 2016 yılında başladı. Kulüple beş kez Litvanya şampiyonu olduktan sonra, Barcelona ile anlaştı. İki kez İspanya Ligi şampiyonu ve iki kez de İspanya Kupasını kazanıp 2024’te Fenerbahçe ile anlaştı ve ilk sezonunda kez Euroleague dörtlü finalinde yer aldıktan sonra, 2025’te kez Euroleague şampiyonu olurken en değerli antrenör seçildi.

Mourinho, antrenörlük mesleğinin öncesinde, Sporting ve Porto’da Sir Bobby Rabson’ın tercümanı olarak başlarken, yine Bobby Rabson ve Van Gaal ile Barcelona’da yardımcı antrenör olarak çalıştı. 2002 yılında Porto’ya teknik direktör olarak dönen Mourinho, iki kez Portekiz Ligi’ni, UEFA Kupası’nı ve de UEFA Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. Bu başarıların ardından Chelsea ile anlaştı. Kulüpte geçirdiği üç sezonda iki kez Premier Lig şampiyonluğu, FA Cup ve iki kez de Lig Kupasını kazandı.

Solskjaer, futbolu bıraktıktan sonra Manchester United’da B-takımı antrenörlük görevinin yanı sıra temsilci olarak da çalışmaya başladı. 2011’de eski kulübü Molde’yi çalıştırmak üzere ülkesine döndü ve kulüple geçirdiği ilk iki sezonda iki kez Lig şampiyonluğuna ulaştı. Takımı, 2013 Norveç Kupası finalini kazandı. 2014 yılında Cardiff’in teknik direktörü olarak görev yaptı ve bu sırada kulüp Premier Lig’den küme düştü. 2019 yılında Manchester United menajeri olarak anlaşıp üç yıllık sözleşme imzaladı. Manchester United’ı 2021 yılında Avrupa Lig finali oynatsa da Villarreal’e penaltılarla kaybettiler. Kasım 2021’de kulüp tarafından görevine son verildi. Ocak 2023’te UEFA’nın maç analisti oldu.”

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale “En mantıklı seçenek İstanbul”
Sonraki Makale İstanbul ilk kuşatmada mı alındı?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
31 Mayıs 2025
GünlükManşet

“Kafa karıştıran” ülke

Medya Günlüğü
31 Mayıs 2025
GünlükManşet

10 soruda Venedik

Medya Günlüğü
31 Mayıs 2025
EditörGünlük

Bir şehrin hafızası

Medya Günlüğü
31 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?