O gençler, İBDA-C bağlantılı cihatçı olsaydı-Zülal Kalkandelen (Cumhuriyet)
AKP’nin 23 yıldır laik Cumhuriyeti tüm kurumlarıyla adım adım yok etme operasyonuna karşı toplumsal tepki yükseldiğinde hep benzer durumlar yaşanıyor. Birileri Gezi Parkı Direnişi’nde olduğu gibi polise çiçek verme, karşısında durup kitap okuma gibi romantik hareketlerle karşı tarafın sempatisini kazanabileceğini umuyor.
Bu kez de benzeri tavırlar görüldü. Son on gündür süren protestolarda simge görüntünün, polis karşısında gösteri yapan semazen ya da biber gazı sıkan polislerden kaçan Pokemon karakteri Pikaçu kostümlü eylemci olduğunu söyleyenler bile oldu.
“Ne zararı var ki bunun? Bu sayede dünyada eylemleri duymayanlar bile duydu” diyebilirsiniz. Komik ya da ilginç bulunan görüntüler üzerinden espri üretenler, kuşkusuz kötü niyetli değil ama sürekli bunlar öne çıkarılınca asıl mücadele gölgede kalıyor.
Çarşamba günkü yazımda anlattığım gibi, gelecekleri çalınan yurtsever gençler laik, tam bağımsız, kamucu ve emekten yana bir ülke istiyor ve ellerinde Atatürk’ün sözleri yazan pankartlarla Cumhuriyet Devrimi’ne sahip çıkıyor, faşizme direniyor. Bunu vurgulamak yerine semazenli ve Pikaçulu romantik paylaşımları yaymaksa medyada birilerinin işine geliyor.”
Bahçeli’nin çıkışı ve Özel’in sokak çağrısı-Mahmut Övür (Sabah)
“Tarihi bir zaman diliminden geçiyoruz. Türkiye’nin bölgesel ve küresel rolü, yakın tarihin hiçbir döneminde bugünkü kadar etkili olmadı. Sadece Karabağ’da, Libya’da ve en son Suriye’de küresel güçlerin attığı kördüğümü çözmesi bile gözlerin Türkiye’ye çevrilmesine yetti. Afrika’dan Pasifik’e, Balkanlar’dan Kafkaslar’a uzanan etki alanını saymıyorum bile…
İşte bu Türkiye, bugünlerde “yolsuzluk” iddialarını perdelemeye çalışan CHP tarafından, tıpkı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dediği gibi bir noktaya taşınmak isteniyor:
“Türkiye’yi sokaklara sıkıştırmak ve nefes alamaz hale getirmek amacıyla dışarıdan tazyikli faşizan bir kalkışma yaşanmıştır.”
Oysa tam da bugünlerde ülke, 50 yıllık terör prangasını tarihin çöp sepetine gönderme çabası içinde. Herhâlde dikkatinizi çekmiştir, CHP ve destekçilerinin gündeminde terörü bitirme gibi bir konu yok. Böyle bir mesele umurlarında bile değil. Yolsuzluk iddialarının üstünü örtmek için verdikleri çabanın onda birini bile “terörü” bitirmek için vermiş değiller. Bu da hiç şaşırmadı. Ne zaman Türkiye, CHP’nin soruna dönüştürdüğü Kürt meselesini çözmeye kalksa veya terörü bitirme noktasına getirse CHP mutlaka bir bahane buldu ve engel oldu.”
Besin mensupları-Haydar Ergülen (BirGün)
“… Ekran yüzü olarak gördüğüm 9-10 besin mensubu var, daha çok vardır da, rastladıklarım, en azılıları, gözü dönmüşleri bunlar. ‘Ben tetikçiyim’ diye bas bas bağıran, sinsi sinsi gülen, ellerini oğuşturan, Türkçesi kıt, ellerine tutuşturulanı, kulaklarına fısıldananı kötücül bir şehvetle, nefretle duyururken ağzı kulaklarına varan, teke tek kavgadan korkan, arkasına mahalleyi yığan, abileri, dayıları olmadan sokağa çıkamayan, korkak, sayın muhbir vatandaşı aratmayan, kötülüğün, kinin, bayağılığın muhafızları, adına gazeteci, televizyoncu denemeyecek aparatlar, beslemeler!
Keşke çok değil bundan 30-40 yıl önce yazan, aynı mahalleden ustalarınızın yazdıklarını okusanız, belki biraz yüzünüz kızarır mıydı, aynaya bakar mıydınız … sanmam! Size aynaya bakmayın, kendinizle yüzyüze, gözgöze gelmeyin diye para veriliyor çünkü, elinize yalanlar tutuşturuluyor, bugün sıra şunda, yarın buraya operasyon yapılacak, ertesi gün şafak vaktinde …
Ruhunu kiralamış, vicdanını satmış, günden güneşten korkan, geceye sığınan asalaklarsınız hepiniz, ekranlarda birbirinizi ağırlarken yaptığınız cıvıklıklar, sahtelikler de cabası. Sizin de çocuklarınız vardır, okula gidiyordur, arkadaşlarıyla buluşuyordur, haksızlığı hukuksuzluğu adaletsizliği eminim onlar görüyordur, belki de size soruyordur, onlara bir yanıt verebiliyor musunuz yoksa memleket güllük gülistanlık diye kendinizi kandırdığınız gibi onları da mı kandırmaya çalışıyorsunuz?
Bazı insanları kandırdınız yıllardır ama görüldü ki gençleri kandıramamışsınız, kandıramayacağınız da belli oldu! Biz sizin yalanlarınızla, iftiralarınızla baş edemedik ama onlara yutturamayacaksınız! Kendi aranızda yandaş yandaş bir süre daha eğlenin televizyonlarda, medyada, ekran bir süre sonra yüzlerinizi unutur ama toplumsal bellek diye bir şey var, tarih de diyebilirsiniz, o unutmuyor! O pis sırıtışlarınızla donakalacaksınız orada!”
TÜSİAD gibi CHP de tarihin akışına ters düştü-İhsan Aktaş (Yeni Şafak)
“Bu ülkede sol kesim ve Kemalistlerin olup biten meseleleri anlamadığına dair bir kanaatim vardı. Parti içinde olup bitenleri okuduğumda, bu kanaatim dahada pekişti.
Onur Öymen, Deniz Baykal’ın bir kumpasla genel başkanlıktan uzaklaştırıldığını ve Kılıçdaroğlu’nun nasıl CHP Genel Başkanı olduğunu tavuğa anlatır gibi anlattı. Bu korkunç operasyonun ne anlama geldiğine CHP elitleri hiç kafa yormadı.
Avrupa-Amerika görmüş, deve dişi gibi akademik kadrolar; TÜSİAD’ın tamamını kapsayan sanayiciler; gedikli gazeteciler; devlet kademelerinin en üst katmanından emekli olmuş milyonlarca memur; okumuş yazmışlığı kendine mal eden, kendi dışındaki herkesi cahil kabul eden üstenci sanatçılar ve okur-yazarlar…
Bu kadar birikim ve müktesebattan bu korkunç cehalet nasıl ortaya çıkıyor? Memleketin yatırımına karşı, kalkınmasına karşı, dış politikada oluşan gücünü görmeyen; küresel güçlerin telkinlerine açık; hayali bir Avrupa itikadına sahip; Avrupa’daki gelişmeleri anlamaktan uzak… Ucuz iktidar merakına takılıp kalmış, Erdoğan takıntısı ve düşmanlığı gözlerine mil çekilmiş bir topluluk.
Dünyadan bu kadar kopuk… Bırakın dünyayı, Türkiye’yi ve hatta kendi partisi içerisindeki işgal ve operasyonu dahi göremeyen bir zihinsel yapıyla karşı karşıyayız.”
Bu mesajı anlayın artık-Can Ataklı (Nefes)
“İstanbul dün tarihi bir gün yaşadı.
Bir milyonu aşkın insan “hak-hukuk-adalet” için Maltepe’de toplandı.
Bu mitingi seçim mitingleriyle kimse karıştırmasın.
Bu miting halkın despot yönetime karşı bir isyanıydı.
Bu miting adaletsizliğe, baskıya, vahşi şiddete, ekonomide yapılan fahiş hatalar nedeniyle fakirleşmemize, dünyada itibarımızı kaybedişimize bir baş kaldırıydı.
Elbette rivayetler üzerine açılan soruşturma sonucu adeta esir tutulur gibi hapse atılan Ekrem İmamoğlu bu büyük mitingin sembolüydü.
Ama görünen o ki halkın kararlı tepkisi İmamoğlu’nu da aştı.
Başta Erdoğan olmak üzere saray ahalisi ve yandaş medya halkın bu şanlı tepkisini kirletmek için elinden geleni yapıyor.
Ama nafile.
Artık akıllarını başlarına toplamaları gerekiyor.
Böyle bir halk tepkisi karşısında şiddete dayalı direnci sürdürebilen bir iktidar olmadı bu dünyada.
Kısa süreli can yakabilirler, halkı sindirdiklerini düşünebilirler ama tarih boyu bunların işe yaramadığı yüzlerce örnekle sabittir.
Erdoğan ve iktidarı artık mesajı almalı, cıvık ve saçma sapan kirletme çabalarıyla bir yere varamayacaklarını anlamalı “nerede yanlış yaptık?” diye başlarını iki ellerinin arasına almalı.”