Bir çoğumuzun şu zamanda hem dışsal hem de içsel olarak hissettiği duygunun adına sanırım kaos diyebiliriz.
Sosyal medyada bir kişi 31 Ocak tarihinde bu durumu kendi bakış açısından şöyle ifade etmişti: Yarın bir uyanıyormuşum 32 Ocak 2024. Panik miyim? Hayır.
Bu kabulleniş içinde korkular barındırıyor.
Güne negatif içerikli birçok haberle başlayıp yine öyle kapatıyoruz. İklim değişikliğinin yıkımları, ekonomik krizler, yozlaşmış sistemler, savaşlar, kıtlıklar derken liste uzar gider…
Maalesef tüm bu negatif örüntüler önce kendimizle olan ilişkimizi bozuyor. Anlayış bozulduğu için kalbimiz kapanıyor, sevgisiz bir alan açabiliyoruz her şeye.
Oysa kendimize hem şefkatli hem de uyanık kalmayı başarmamız mümkün. Her şeyin geçiciliğini hatırlamak bile içimizde bozulmuş o akortsuz müziği tekrar akort etmeye yetebilir.
Meditasyonda oturulduğu gibi kendimize bir sabitlik yaratarak buradan şefkatli ve uyanık bir hâl ile en geniş, kapsayan alanı gözlemlememiz mümkün mü? Hemen baştan “olmuyor” demeyelim.
Negatif örüntüler ile nasıl bir kaosa yeterli içsel-dışsal malzeme yaratabiliyorsak tam tersi bir tavır seçerek, sabitlikten, kaosu gözlemleyebilen o özgür alanını keşfedebiliriz.
Sıklıkla yaptığım basit bir çalışmayı belki denemek istersiniz diye burada paylaşmak isterim:
Rahat bir oturuş bul ve nefesini uzun uzun boşalt. Nefesini al ve tekrar uzun uzun boşalt. İhtiyacını gözlemle ve bu nefes döngüsünü ihtiyacın kadar tekrarla. Nefesin sakinleşsin ve o sakin alana zihnin ile yerleş. Bu alanı bulduğun zaman, korkan tarafına bak. O korku senin bir deneyimin mi? Yoksa sadece duydukların mı?
Kendine nazikçe deneyimlemediğin bir şeyi kabul edemeyeceğini ve kabul etmediğin bir şeyi değiştiremeyeceğini hatırlat. Bize ait olmayan bir deneyime ait değilse o bizim için gerçek korku değildir.
Bizim deneyimimize ait ise korkunun kendisinden ziyade o deneyimden ne öğrendiğimize odaklanmak seçimlerimizi güçlendirir. Bir toplumun bunu fark etmesi ise çok şeyi değiştirir.
Yogada zihin vahşi bir maymuna benzetilir. Maymunu sakinleştirebilmek ve bilge bir maymuna dönüştürebilmek kendi sorumluluğumuzdur. Çileli bir seçim mi? Evet.
Ne kadar yıkımdan kaçınsak ve barışçıl devrimler istesek de, tüm dönüşümler cesaret ister, bedel talep eder ve inanç sıçraması gerektirir.
Hepimizin içimizdeki ormanı hatırlamaya ihtiyacı var.
Çünkü maymunu bir ormanın içerisinden çıkarabilirsiniz ama ormanı maymunun içinden çıkaramazsınız.
Namaste…