Konuyu çok uzatmayacağım, insan fiziksel yapısı gereği doğadaki en zayıf canlıdır; pençesi, zırhı, zehri, hızı, boynuzu yoktur ancak akılla donatılmıştır.
Ancak bu akıllı olmanın da zayıflığı mental enerjiyi korumak için karar vermekten veya detaylı düşünmekten kaçınmasıdır.
Eric Fromm buna “özgürlükten kaçış” diyor. Bu zayıflığın doğal sonucu da Freudyen kaymaya yani bilinçaltının farkında olmadan seni yönetmesine izin vermek olur.
Buna ancak bilişsel ve entelektüel düzeyi yüksek insanlar direnebilir, işte onlar Fenerbahçelilerdir.
Türk kültüründe en büyük güç odağı devlettir, devleti hükümet yönetir.
Güçlü ile aynı fikirde olmak doğru veya yanlış olmanın ötesinde bir konfor alanı yaratır.
Bugün ülkedeki hatta bazı Fenerbahçelilerdeki kitlesel Fenerbahçe düşmanlığının nedeni korkaklık, yetersizlik ve güçlüğe sığınarak bunlardan kurtulma isteğidir.
Bilin ki medyada kim “Fenerbahçe” aleyhine bağırıp çağırıyor, atıp tutuyorsa, “Ey güçlü beni koru, sana yalvarıyorum, bak ben de senin düşünceni savunuyorum” demek isteyen korkak bir zavallıdır. Bunlara kızmak yerine acımalıyız.
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: